İşin özü, denilebilir ki; Sahilde Mavi, Meclis’ de Dayağa karşı bayrak açtılar…

Kepez Beldesinin tazelenen Halk Plajı bayrağı ile, CHP Çanakkale Milletvekillerinin dayak iddialarına karşı Başkent’ te açtıkları bayrak ne tesadüf deme yetti de arttı.
Diyeceksiniz ki nasıl bir yorum bu? Vallahi bende şaşırdım. Zaman zaman kendime de şaşırdığım doğrudur.
Ben bayrakları nasıl bağdaştıracağımı buldum. Bir yanda tatil keyfi için kendimizi atacağımız deniz kenarına Mavi bayrak geliyor. Bir yandan da tatil hazırlığındaki öğrenciye uygulandığı iddia edilen, hani şu cennetten çıkma dayak’ a karşı açılan red bayrağı. Kırmızı mı ne?
Bu gün yine işin makarasındayım. Fakat böyle de düşünüp yorumlayabilirim yaşanılanları. Zihri sinir haller benim işim…
Nasıl olmayayım ki? Günün bazı saatlerinde çoğu kez üç saat kadar aynı ortamda bulunduğum bir Hamdi ağabey. bir Özer, Ahmet, Melih, Mehmet ağabeylerle siz de bir cigara tüttürüp  bir iki bardak çay için, bakın görün sizlerde bir Zihri sinir uzmanı olursunuz.
Konuyu dağıtmaya başladığımın frakındayım da, seviyorum Zihri sinirliliğimi. 
Kepez Belediyesi Halk Plajı bu yılda Uluslararası kriterleri sağlayarak  Mavi Bayrağı’nı yenileyince, “Her sene her sene…mi? ” sorusu doğal olarak akla geliveriyor.
Bunun için, yani verilip sonra da dalgalanmasının devamı için gerekli şartları sabit tutup, yenirden dalgalanmasını hak ettiği Mavi bayrak’a tören olmaz mı hiç?
Oldu elbet. Bu da bir başarı. Yani, her geçen gün bir başka etkenden çevremizde kirlilik diz boyunu geçerken, Kepez Halk Plajı sıtabil… Hay maşallah…
Bayrak için  de, olmazsa olmaz  Törenli açılış. Aclışın adresi güzelim Keez sahili.
Halk Plajında Kuzey Ege Mavi Bayrak Koordinatörü Doğan Karataş,  Kepez’ in CHP’ li Doktor Belediye Başkanı Ömer Faruk  Mutan’a, Uluslararası Mavi Bayrak Ödülü’nü takdim ediyor.  Teşekkürler ve de süslü süslü sözler de geliyor.
Ne var ki, bu törende bir şey unutuluyor. “Helal olsun sana doktorum” diyerek, Mavi bayrağın devamlılığını gerektiren, koşulları koruduğundan dolayı, Dr. Başkana bir büyük teşekkürü açık açık dile getirmemek de ne? Ne ayıp, ne ayıp…
Hele hele, Çevre haftasını idrak ettiğimiz şu günlerde. Çevresini olduğu kadar, plajını da denizden gelmesi yüksekle muhtemel kirliliğe karşı koruyan Doktor Başkan, hakikaten ayakta alkışlanmalı.
Dilinde söylemsiz de çevresini koruyabilen, icraatta ise çevre koruyucusu olduğunu mavi bayrak’ı koruyarak gösteren sayın başkanım. Ellerin de dert görmesin, çevren de kirlilikten hiç etkilenmesin.

MECLİS DE , ŞİDDETE, ÖĞRENCİYE DAYAK’A KARŞI RED BAYRAK…  
CHP’ li Kepez belediyesi, enginlere Mavi bayrak dalgalandırırken, CHP’ li Çanakkale milletvekilleri Av. Muharrem Erkek ve Bülent Öz, Başkentte adeta bayramlık ağaçlarını açıp, şiddet karşıtı bir bayrak açmışlar.
İki bayrak olayı ve ikisi de aynı gün. Sonra da , Zihri sinir’ li halim.
Temcit pilavına döndürmeden bayrak konusunu, bir de sulandırmadan, Başkent’ ten yükselen seslere ve şiddete karşı açılan bayrak olayına geleyim.

“HİÇBİR GEREKÇEYLE, ÖĞRENCİYE ŞİDDET KABUL EDİLEMEZ” başlığı ile, CHP’ li sayın vekillerin Çanakkale medyasına ulaştırdıkları, TBMM’ de yaptıkları konuşmaları anlatır yazılı açıklamalarının bu başlı biraz dikkatimi çekti.
Ağzınıza, dilinize sağlık vekilim diyorum da, şiddeti sadece öğrenci ile de sınırlandırmasaydık pek hoş olurdu. Fakat artık olmuş,  neyse…
Şiddetin yaşı, kimliği, cinsi, mesleği ve konumu hiç olmamalı. Öyle değil mi?
Yani ne öğrenci, ne yetişkin şiddet görmemeli…

CHP Çanakkale Milletvekilleri Bülent Öz ve Muharrem Erkek’ in , TBMM Genel Kurulunda söz alarak Çanakkale Bayramiç ilçesi Anadolu İmam Hatip Lisesinde bir öğretmenin, iddiaya göre öğrencilere şiddet uyguladığı yönündeki konuya dair, yaptıkları açıklamalarından önce, bu konudaki haberleri basında duymayanımız bulunmadığını varsayarak, ‘Şiddete hep beraber hayır.  Değil mi?’ diye de ekleyeyim.
Bayramiç’ de uygulandığı öne sürülen şiddet ardından, öğrencilerin şikayetçi olmalarına rağmen Bayramiç Kaymakamlığı’nın soruşturmaya izin vermediğini ileri süren CHP’ li vekiller,  yetkilileri göreve davet etmişler.
Bu çıkışa ve kısaca konu başlığına dikkat.

Sayın vekil Öz;  “AİLELER EVLATLARINI, OKULA ŞİDDET GÖRMESİ İÇİN GÖNDERMİYOR” demiş ve hepimizin öğrenim gören evlatları için konuşmuş.
 
CHP ‘ li vekil sayın Öz; “Bayramiç ilçesi Anadolu İmam Hatip Lisesinde bir öğretmen erkek öğrencileri tokatla, kız öğrencileri sopayla dövüyor iddiasında, öğrencilerin millî eğitim müdürlüğüne verdiği şikâyet dilekçesi kaymakamlık incelemesinde “Öğrenciler terbiye amaçlı ikaz etmek için dövülebilir.” âdeta “şiddet görebilir” kararı verilip 11 Mayıs 2017 tarihli ve 2017/3 karar numarasıyla soruşturmasına izin verilmiyor.
Şiddet gören öğrenciler, bu öğretmenin inisiyatifine terk ediliyor. Üstelik şikâyet ettikleri öğretmenin sınıfta bırakacağını düşündükleri için üniversiteye gidememe endişesindeler. Gözlerinden sakındıkları evlatlarını eğitim yuvalarına gönderen hiçbir aile çocuğunun şiddet görmesini istemez. Disiplini sağlamak ve öğrenci başarısını artırmak için şiddet uygulanamaz ve bir gerekçeyle eğitim politikası gibi gösterilemez. Gerekli soruşturma derhâl başlamalı ve derse girmeye devam eden öğretmen hakkında gerekli işlem yapılmalıdır” dediği TBMM konuşmasında, şiddet ardından, şiddete gerekçe olarak kayıtlara geçen söylemleri de gündeme taşımış.
Bunlar doğru mu sahiden? Aklıma gelen bir başka soru da; “Eti senin, kemiği benim zihniyeti halen var mı yurdumuzda?”
Üzerime vazife olmayan bir konu diyemeyeceğim bu detaylar için. Çünkü, bu şiddet olayının mağduru şayet benim kızım olsaydı, talim terbiye ve de bilmem ne gerekçe için gösterilenlerin hesabını sorması için, Yüce yargının yolundan hiç ayrılmazdım.
Döneyim hemen CHP’ li diğer vekile. Sayın vekil Av. Erkek’ de bir konu başlığı açmış ve demiş ki;

“EĞİTİMDE ŞİDDETİN ÖLÇÜSÜ OLAMAZ. ŞİDDET ASLA VE ASLA KABUL EDİLEMEZ”
Aynen de katıldığım ve inanıyorum ki, tüm Çanakkale halkının da katıldığı bir noktadır bu denilen.
Şayet dayak cennetten çıktı inancını taşıyanlar var ise, onlara sözüm yok elbet.
CHP’ li vekil Av. Muharrem Erkek konuşmasında; “Bayramiç Anadolu İmam Hatip Lisesinde bir öğretmen uzun süre öğrencilere, çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı gerekçesiyle bizzat çocuklar tarafından şikâyet ediliyor ancak Bayramiç Cumhuriyet Savcılığının soruşturması Bayramiç Kaymakamlığının raporuyla engelleniyor” diyerek, öğrenciye şiddet kadar büyük,   bir başka iddiada bulunuyor.
Diyor ki; “ Raporda disiplini korumak ve öğrencilerin başarısını artırmak amacıyla ikaz amaçlı şiddet uygulandığı belirtildiği hâlde bu eylem yapılırken aşırıya kaçılmadığı ifade edilerek soruşturmaya izin verilmiyor.
Bu, vahim bir tablodur. Eğitimde, öğretimde, sosyal ve kültürel yaşamda şiddet asla ve asla kabul edilemez. Bayramiç Kaymakamlığını, Çanakkale Valiliğini, Bayramiç Cumhuriyet Savcılığını ve Millî Eğitim Bakanlığını göreve davet ediyoruz”
İki vekil ve iki sert söylem. İddialar da çok, yetkili makamlara çağrılar da.
Bekleyip göreceğiz.  İddia edildiği gibi, Şiddete göz yummak, yenilerinin uygulanmasının yolunu açmaz mı? Umarım açmaz.
Haydin o zaman, sıfır şiddetsiz günler dileğiyle… Hoşça kalın…