Ne Kahramanımız Biter, Ne De Kahramanlıklarımız 'Üç Teğmen' Diyeceğim Bu Gün...

İlelebet var olacak Cumhuriyetimiz’in temelini oluşturandır,  Kurtuluş Savaşı..
Öncesi, Çankakale'dir, Çanakkale'de var olan Çanakkale Ruhu'nun, dalga dalga yayılışıdır tüm Anadolu' ya..
Dönemin en güçlü ordularına karşı, yokluklar içindeki bir milletin kahramanlık öyküleri ile doludur, Kurtuluş Savaşımız da.. Çankakale>'de yaşanmışlıkalrın benzerleridir bir çoğu..
Savaşın kazanılmasında Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının teşkilatçılığı, planlama, sevk ve idare yeteneği de tartışmasız olmuştur, belirleyici rol olmuştur, NOKTA..
 Mehmetçik vardır birde.. ZORU BAŞARAN, HER BİRİ, DİĞERİNDEN DAHA BİR KAHRAMAN MEHMETÇİK....
Kimi Ali, kimi Veli.. Hüseyin, Hasan, Ömer ve dahası.. Hele ki Mehmetler.,, Analarının, cepheye gönderir iken, saçına kına yaktığı kuzaları..
Pek çok subay, erbaş ve Mehmedin, hatta sıradan vatandaşların,  Bedrin Aslanına dönüştüğü o yıllar..
Bireysel fakat büyük cesaret ve kahramanlık gerektiren mücadele... Tek hedef, Kazanılacak Zafer...
Ve Zafere giden yolda önemli bir katkı sağlayan, isimsiz binlerce kahraman Mehmet..
Tadihe geçenler var birde.. simleri belli, rütbeleri de, Mesela, Üç Teğmen...
Bu üç kahraman vatan evladına ilişkin bilgilere, Kaynak göstereyim.. Dahasını merak buyuranlar, bu kaynaktan faydalanabilirler.
Cihangir Dumanlı imzalı, Bütün Dünya Dergisi, Başkent Üniversitesi Kültür Yayını, sayı 2016 /10, sayfa 27 - 30
İlk isim öncçe.. K a r a  H a s a n...  Yıl 1919 başları, Hatay'ın Dörtyol ilçesi...
Birinci Dünya Savaşından yenilgiyle çıkan Osmanlı Devleti, 30 Ekim 1918 de Mondros Ateşkes Antlaşmasını imzaladı. Bu anlaşmanın 7. maddesine göre, galip devletler (İngiltere, Fransa, İtalya) kendi güvenliklerini tehlikede gördükleri takdirde yurdumuzun her yerini işgal etme hakkına sahip oldu.
Sonrası yaşanılanlar, teferruat..Bu dönemde,  Çukurova' yı işgal eden Fransız kuvvetlerinin ilk işi,  bu bölgeye   " Suriye ve Ermenistan Yüksek Komiseri"  ünvanlı bir yönetici tayin etmek ve Mısır 'da eğittikleri Ermenilerden  her biri on kişiden oluşan  "Legion D' orient"  birliklerini  getirmişleri...
Mondros 'a göre, Osmanlı ordusu terhis edilmiş, silahları galip devletlerce alınmıştı. Halkın kendiliğinden örgütlenerek, elindeki tüm imkanlarla işgallere karşı koymasından başka çare bulunmuyordu. Bu Kuvayı Milliye hareketini doğurmuştu.
Türk yurduna saldıranlara karşı  "İlk Kurşun Savaşları"  öncelikle ilk işgale uğrayan Çukurova 'da yaşandı..
Dörtyol' un Karaköse köylüsünün 9 Aralık 1918'de kurduğu barikatlara dayanarak yaptığı savunma, ilk Türk halk şahlanışı olarak tarihe geçti.
Bunun gibi 1919 Ocak ayının ilk günlerinde, çapı bir kaç askeri geçmese de Teğmen Kara Hasan 'ın (sonraları Kara Hasan Paşa diye anılmıştır) direnişi ise, bir askeri birliğin ilk kurşun hareketidir.
Sonrasi da var elbet.. Şimdi ikinci Teğmen de sıra..Detayları, belirtitğim kaynaktan okuyabiliriz bu arada..
T e ğ m e n  H a m d i.. Yani; İkinci kahraman, Teğmen Hamdi' dir. Yıl 1919, Samsun.
Karadeniz bölgesinde bir Pontus Rum devleti kurmak isteyen yerli Rumlar, Türk köylerini basmakta, Türklere zulüm yapmaktadırlar. Bölgeden sorumlu İngiliz komutanı Amiral Webb, 13 Şubat 1919 'da Londra' ya gönderdiği telgrafta, Samsun bölgesine ilave birlikler gönderilmesini isterler.
Amacı, Türklerin elindeki silahları toplayarak Rumların hareketini kolaylaştırmaktır.
9 Mart 'ta 200 İngiliz askeri Samsun' a çıkarak, Merzifon 'a kaydırılmıştır. Bu hareket tepki yaratır. Samsun' da makineli tüfek birlik komutanı Teğmen Hamdi, birliği ile birlikte 17 Mart 'ta dağa çıktı. Bu haber İstanbul' da bomba etkisi yaratmıştır. İşgal kuvvetleri karargahı tam bir şok yaşıyor elbet. İlk kez bir askeri birlik resmen isyan ediyor ve dağa çıkıyor...
Sonrası mı? Var elbet sonrası..
Lakin sıdrada, üçüncü kahreman Teğmen var...
Şüphesiz bu tür bireysel karşı koymalar, genelde Mustafa Kemal 'in işini kolaylaştırmıştır.. Ki, bende aynı kanıdayım...
Gelelim, üçüncü kahraman Teğmenimize.. T e ğ m e n  B e k i r
Sakarya Meydan muharebesinin yaşandığı günler...
Yunan orduları Temmuz 1921' de seferberliklerini tamamlayarak Eskişehir - Afyon hattına ilerlemiş..
Türk ordusu Afyon - Kütahya - Eskişehir muharebesini kaybederek, Sakarya nehri doğusuna çekilmiş.
Düşman önce cepheyi güneyden Haymana istikametinden kuşatmak istemiş, fakat buna izin verilmemiştir.
Muharebeler 21 gün " sathı müdafaa"  prensibine göre çok kanlı bir şekilde devam etmiş ve Yunan ordusunun taarruz gücü kırılmıştır.
10 Eylül ' de cephenin kuzeyinde Dua Tepe bölgesinden yapılan Türk karşı taarruzu karşısında Yunan ordusu, kendisini bir an önce Sakarya nehrinin batısına atma gayreti içinde.. Durum, vahim.. Durum; Yunnada Yusuf Yusuf durumu.
Bu nedenle nehir üzerindeki köprüleri ele geçirmek ve elde tutmak için kıyasıya bir mücadele var...
Türk mürettep tümeni Fettahoğlu Köprüsü 'ne baskın düzenlemiş ve buradaki Yunan kuvvetlerini dağıtarak köprüyü ele geçirilmiştir.
35. Süvari Alayı' ndan Teğmen Bekir, Yunan istihkam birlikleri köprüyü havaya uçurmadan patlayıcıları söküp nehre atmayı başaran isi olmuştur..
Böylece Türk karşı taarruzunun nehrin batısına intikali mümkün olmuştu..  Hayatını hiçe sayan bu gözüpeklik, Sakarya zaferinin elde edilmesinde  önemli etkenlerden sdece  biriydi.
Teğmen Bekir 'in fedakarlığı sayesinde Türk karşı taarruzu nehrin batısına intikal etmiş, 13 Eylül' de Sakarya nehrinin doğusunda bir tek Yunan askeri kalmamıştır.
Ruhlarıız Şad olsun.. Nurlarda yatın..