Sosyal medyada, Tarih ve Arkeolojinin Gizemi isimli saygnını sıkı takipçisiyim. Mükemmel bir konudan bahsediliyordu sayfada.Dikkat kesilmemek ne mümkün.

Troya idi konu. Troya olunca konu, haliyle dikkat kesiliyorum.
'AP' den alıntı bir haberi paylaşıyorlardı sayfada. 'AP' der iken, eski Adalet Parti'den söz etmiyorum.. Dünyana ünlü haber ajansı, 'AP' Yani; Associated Press
Paylaşımda geçen anlatımdan söz edeyim. Şiöyle geliyordu ifade;
"Suriye’de Troya Savaşı’nı Betimleyen Nadir Mozaik Bulundu"
'Hoppala..' demeyin. Troya dünyanın bildiği bir antik kent. Burada yaşamışlıkları bilmeyen yok. Hali ile bu coğrafyada geçen savaş, mozaiklere de konu aolur, tiyatrolara da.. Şarkılara, türkülere de..
Paylaşıma konu, Suriyedeki mozaikten söz edilir iken;  Humus kenti yakınlarındaki merkez Rastan kasabasında, Troya savaşını betimleyen, üstelik oldukça büyük derilen, devasa bir Roma mozaiğinin ortaya çıkması ile,Troya savaşlarının betimlendiğinin anlaşıldığına dikkat çekiliyordu.
Troya nere, Suriye nere.. hele ki Humus..
Burada, antik Roma dönemine ait, zarar görmemiş, hali ile görselliği bozulmamış mozaik bulununca, bu gelişme başlıca olay olmuş elbet..
AP gibi, AFP, Reuters gibi ünlü haber ajansları da konuyu aberleştirmişlerdir diye düşünüyorum.. Mesele Troya olunca, dünyanın gözü bir anda kesilir o noktaya. Çünkü pekçok dünya ülkesindeki haldir, başka ülkeler içinde  'Troya atı olma' hali..
Mozaik ortaya çıkınca, orada olmak isterdim..  Troya'da ses getiren buluntular olduğunda, en son biz duysak da, keşke diyorum içimden, bari Suriye'dekinden ilk haberimiz olsa idi..
Troya sacaşlarını betimleyen mozaik için; Suriye' deki savaşın 11 yıl önce başlamasından bu yana,  en önemli mesele diye isimlyendirenler çok olmuş.. Öyple ya, bu durnum önemli bir arkeolojik keşif...
Boyutklarından da söz edilmiş, kaleme alınan haberlerde. Toplam, 120 metrekarelik bir mozaikmiş bulunan.
Bu keşif üzerine, Suriye Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü an itibari ile harekete geçmiş. Kurtarma kazısı bayşlamış hemen.
Suriye' ye komşu Nabu Müzesi’nden de ilgi olmuş bu esere.. Öyle işittim.
Ayrıca, Lübnanlı ve Suriyeli işadamları, 4. yüzyıldan kalma bu eseri satın alıp, sözüm ona Suriye devletine bağışlamışlar.. Neden yapılır ki böyle bir bağış..?
Merak etmedim değil.. niye yani?!..
Troya, kendinden sonraki her dönem uygurlağında konu olmuş.. Halen de olmakta.
Aklıma hemen, Troya yılında ortaya çıkan tatlısı gledi yine.. Ne oldu o tatlı. lansmanlar yapıldı, proje hayli ses getirdi o dönem, sonra birden bire unutuldu gitti mi?!..
Yıl bitti, tattlısı gitti mi yani?!..
Yorgan gitti, , kavga bitti hesabı  bir şey mi yaşadı ÇANAKKALE?!...
Bu tatlı meselesi haylidir aklımda..
Troya tatlısı icat ettik sanki o ara.. Tatlıyı yiyemesek de Şehir insanı olaak, hikayeyi yedik afiyetle...
Evoe akşamları, tatlı krizine girince, bir den aklıma gleen oluyor Troya tatlısı.. Troyayı bilmeyen yok ki, tatlısı düşmesin aklıma.. değil mi amma!..
Şaka bir yana, Medeniyetlere beşiklik etmiş çÇanakkale, yine çok dillerde bu ara..
Tünellerimiz mesela..  Assos ve Troya..
Şu bir gerçek ki, en çok da Kamyoncu ve Tır' cılar memnun bu tünellerden. Ğiriş ve çıkışlarında mikrofon uzatılan her bir şoförün dediği ortak laf: "Şükürler olsun; işkence  bitti"
Ayne de öyle idi , Nusratlı rampaları.. Kıvrım kıvrımdı virajları..Biri bitmeden, birine girerdi araç.. Ne viraj biterdi ne de rampa yolu.
Bu arada aklıma düyştü: oradaki esnafın hali nice ki?!..
Onca tesis vardı, çay kahve,falan filan.. Gözlemeciler ayrıca.. hele ki, güzelim zeytin satışları.. Köylü ne durumda acaba.. merak etmemek mümkün mü?..
Ünlü oteller demeyeceğim ayrıca..Nasıl olsa, rampalar halen yerinde, oteller de yerinde ayrıca.. tatil isteyen, bir koşu da gider..