Kim istemez ki, hanları, sarayları... Kim istemez ki, en lüksünden yaşamayı?!...

Kim istemez ki, hanları, sarayları...
Kim istemez ki, en lüksünden yaşamayı?!...
Bazen kader denir, geldiğin noktaya.. O noktaya gelebilmek için de hayli zaman geçer hayatında.
Kısacası, geldiği noktaya, bir gün gelir yeniden dönebilir insan oğlu..
İki fotoğraf karesine rastladım geçende, hemen hergün yaptığım sosyal medya gezintisi esnasında.
Bir fotoğraf var ki, beni çok geçmişe götürdü. Ne anılar biriktirdim o alanda.. Yıl, 80' ler somrası, 90' ların başlına aylar var..
İskele meydanı.. Feribot sırasına girmek isteyen gurbetkçiler, nasıl da kuyru yapardı o küçücük alanda.
Feribot sırasına giren araçların bir kısmı burada bekler, yüzlercesi de caddelerde uzayıp giden kuyruklara yolaçardı.
O yıllarda, bir başka idi iskele meydanının ahengi.
Bir yanda duman dumana köfte arabaları, bir yanda ko-ko-reç tezgahları...
Ne lezzetli idi köfte ve ko-ko-reç.. Bir yarım yetmez, iki hatta üç yarım ekmek, yanında da yayık ayran..
Bir fotoğraf ile nasıl da gitti kafam taa bilmem kaç yıl geriye..
O vakitler iskele meydanında, şimdi olmayanlar vardı.. WC' ler mesela.. Kadın ve erkekler için  ayrı olan, WC ler..
Dahası, bir de 'Murad' çeşmesi,, Şarıdvan görünümlü, kocaman, üzeri de  mermer kaplamalı  çeşme..
Çok şen şakraktı.. Geceleri hele!... Esnafın ekmek teknesi tezgahlarda, türlü türlü dönem şarkıları.. Her kafadan bir ses çıkarcasına görünümlü olsa da, desibel rahatsız etmezdi kulakları.
Feribot yolcuları, yani araba vapurunu bekleyenler, hacet gidermek için hela aramazdı şimdi ki gibi. Kime sorsalar, adres tarif edilirdi..
"Hemen şurada, Büfelerin hemen arkasında.." diye..
İskele meydanının fotoğrafını görünce sosyal medyada, 'hey gidi günler hey' çektim bir anda..
Bir de, makama özel WC 'yi anlatır fotoğraf ilişti gözüme, bir kaç paylaşı sonra..
"Bu ne ki?.." dedim önce.. Dikkat ile inceledim o fotoğrafı.
Kadın Müdüre özel bir WC olduğunu, kapısındaki anlatımdan fark ettim. 'Yok artık..' da dedim o anda.
İskele meydanından, nasıl da bir anda günümüze geldim şu anda..
İskelede bugün olmayanlar, günümüzde var olanlar.. Hayat işte.. Nereden nereye?!...
Detaylıca sözler ediliyordu, buna ilişkin paylaşımlar da çoktu.. Fotoğraf bir olsa da, sözler çoktu yani.. 
Bir söz vardı ki, okur iken o an hallice düşünmedim değil..!
Şöyle ses veriyordu bir vatandaş, paylaştığı fotoğraf için;
"Bazen insan ne oldum delisi olur da şaşırır ya?!...
Boşuna dememişler 'para ve makam' iyi bir turnosol kağıdıdır.
Değişimin boyutunu hemen ortaya koyar!..."
Ne denilebilir ki; 'ne oldum delisiolanlara?'
Hayat işte, kimi miz bir zamanlar var olanı, şimdi yok olduğu yerde, yana yıkıla  arıyoruz...
Kimimiz var ediyor, var eder iken de kişiye özel hale getirdiğimiz için, eleştiriliyoruz..
Dedim ya: hayat işte!..
Kullanım amacı belli bir şey,kişiye  özel olsa ne, olmasa ne..
Yıllar ilerleyip, var olanları bulamaz iken günümüzde, var edip, var ettiğmiizle eleştirmek de ne...!
Bunun adı: Bence kesinlikle tek kelime..
Dedim ya: 'HAYAT İŞTE...'