Ne mi diyorum? Okullarda kullanılan oylar için, yaşlı ve hasta seçmenin en üst katlardaki sınıflarda kurulu sandıklara çağrılması, fiziki bir eksiklik değil midir?

18 yaşındaki seçmenin, seçilme yaşını da 18 olmasını belirlemek amacıyla da gittiğimiz referandumda, çok utandığım anlar oldu.
Anam, babam, dedem, ninem yaşındaki insanlarımız, güçlükle merdiven çıkıp dün sandığa ulaşmaya çalıştı.
Bu şekli ile, ‘Söz Milletin’ diyen insanlarımız bir yandan gururlandırırken, bir yandan da ben gibi hassas düşünenleri duygulandırdı. Şahsen hem çok duygulandım, hem de utanç yaşadım dün.
Utancım, bir büyüğümü sırtlayıp da, sandığa çıkartamamam dı.
Gururlandığım yön malum… Yaşlılık ve sağlık şartlarına rağmen, insanımız sandığa adeta maraton koştu.
Sinirlerimi bozan durumdu aslında bu gözlediklerim. Demek ki, belli bir yaşa geldikten sonra seçmenin hiçbir önemi kalmayacakmış.
Yaşlısın, hastasın gerekçe değil. Üçüncü ve hatta dördüncü kata çıkacaksın. Madem ki seçmensin, seçeceksin. Mademki oy kullanma hakkın var, yürüyemesen de yürüyeceksin.
Belki bu yazdıklarımdan bana kızacaklar olacak. Ne var ki kızmayınız efendim. Tanık olduklarım bana yeter.
Bu gözlemsel tespitlerime gelecek yanıt var elbet yetkili isimlerden. ‘Evde bakım hizmetleri, sandığa seçmen taşıdı’ diye…
Evet o da vardı. Yok değil. Evde bakım hizmetlerinden yararlanmayanlar ise, ‘edi ile bidü’ misali, elde baston, diğer elde yani kolda, tek dayanağı, yari; ya karı, ya koca…
Biz karı-koca geldik, birinci kata çıktık. Oy kullandık iniyoruz.  Sadece dört dakika.
Sandığa gelirken, okul bahçe kapısına 50 metre kala gördüklerimiz, Onlar daha okulun ana giriş kapısı yolunda.…
O yaş gurubunun sandıkları ise üçüncü katta.
Şimdi bizde yaş 45, on yıl sonra muhtemeldir ki bizim sandık da üçüncü katta…
Seçmen listeleri ve oy kullanacakları belirleyen sistem, doğum yılına bakarak belirleyemez mi yahu oy kullanılacak sandığı?
 
Bu kadar mı zordur, yaşa göre sandık tespiti?
Evde bakım hizmetleri olmasaydı ne olacaktı?
Hasta ve yürümekten yoksun seçmenlerimiz, oy kullanamayacak mıydı?
Soruları genişletmek mümkün elbet de, hadi neyse…

407’ ye, 83
İlk sandık sonucunu alayım dedim de, büyük farkla ‘hayır’ çıkmış köyümü görünce, ‘oha’ dedim.
İki sandık kurulu doğum yerimde, ezici frakla ‘hayır’ tercihi görünce,  aklıma hemen, sandıktan bir gün önce ‘tahmin yapayım mı?’ sorusu ile gelen Recep ağabey geldi.
Artık ezber yapmış olmalısınız. Recep ağabey diye bahsettiğim isim; MHP İl Genel Meclisi üyesi ve Grup başkanvekili emekli öğretmen Recep Cahit Özer.
Yüzeysel bir tahminle gelmişti belki ama,  tercihe dair kesin hükmü bildirir, olur, ya da olmaz’ı göstermeden vermişti tahmin rakamlarını.
 Geçen günlerde futbol tahmini yapmış, tahmindeki skor,  rakip lehine tam ters olarak çıkmış ve ben de yazmıştım; Referandum sonucuna dair de bir tahmin gelirse yazarım diye.
Tahmin geldi lakin, seçim yasakları girince geldiğinden yazamadım.
Peki ya nasıl mıydı tahmin? Sayfamızdaki görseldeki gibi… 
Yani,  memleketi Çan için;
%58…. %42 diyordu Recep ağabey.
Çanakkale için, %64….. %36
Türkiye’ ye gelince. %52…… %48
Nokta noktalar için, olur ya da olmaz’ı gösterir bir yazılım yapmadan,  budur diyordu Recep ağabey.

Ne sözler ne sözler…
MHP İl Başkanı Hakan Pınar’dan gelen ve dikkat kesildiğim sözlerle güne son vereyim.
Referanduma saatler kala, sosyalden veriyordu mesajını. Tıpkı süreç balarken yaptığı sağ duyu çağrısı ile dikkat çektiği gibi ses veriyordu Pınar.
Diyordu ki; “Meclis'te , Halk Oylamasına sevk yeter sayısı ile başlayan Referandum Sürecinde Çanakkaleye yakışır olgunlukta seçim kampanyası yürüten tüm Siyasi Partileri canı gönülden tebrik ediyorum.
Seçimlerin ve akşamı ortaya çıkacak olan sonuçlarında aynı Siyasi olgunlukla karşılanacağını umut ediyorum.
En temel vatandaşlık ödevi olan seçme hakkının tüm vatandaşlarımız tarafından kullanılması gerektiğini yinelemek istiyorum, Artık karar yegane irade sahibi BÜYÜK TÜRK MİLLETİNİNDİR”
Kazasız belasız atlattık bir sandık sürecini daha. Ne mutlu bizlere.
Bir de ‘evet’ aracı, büfeye çarpmasaydı, sıfır kaza ile bitecekti referandum süreci Çanakkale’ de…