YASADIŞILIKTA, YÖNTEM ÜZERİNE YÖNTEM

Polis, gecesini gündüzüne katıyor, tabiri caiz ise; sık eliyor, ince dokuyor.. Ve, şap diye çarpıyor Osmanlı şamarını.. Hey maşallah….
Şeytanın aklına gelmez yöntemleri belirliyor günümüz Polisi, sonrası da malum; Çekilenin adı, Osmanlı tokadı..
Çanakkale, nelerini gördü ?!..
Evinin odalarını, uyuşturucu üretim merkezine çeviren mi ararsınız, balkonlara çiçek saksıları içinde ekilen ve biçilmek için beklenilen kenevirleri mi..
Özel düzenekler, ısıtıcılar, gün ışığı versin diye hazırlanan lamba setleri.. Kafa zehir gisi, zehir tacirlerinde.
Kimyager olsalar, bu kadar olurlardı, üretim aşamasında bir ziraat mühendisi gibi düşünüp, damlama yöntemi ile sulamayı dahi geliştirdi, kafaları zehir gibi çalışan zehir tacirleri.
Geçende, KOM şubesi, NARKOTİM' in gerçekleştirdiği, yeni bir operasyonun ayrıntılarını işittim de,  'pes dedim, pes vallahi'
Bunca yıllık, Polis muhabirliğim var, eminim ki ben gibi Polislerimiz de şaşırmıştır, akıl almaz yöntemleri ile satış yapanlar karşısında.
Suçun, dili de değişmiş.. Yasa dışılıkta, son nokta yani.. Tek kağıtlık için; "Yap bir çeyrek köfte.."
Çift kağıtlık  için; 'Ver bir yarım köfte.."
E, zehir taciri şahıs köfteci olunca aynı zamanda, köfte dilinde verdirecek parolayı..
Zehir gibi kafa.. Zehir gibi de, kaçar mı hiç NORKATİM' den?!..
Emniyet mensuplarımız ile, 2000 öncesi resmen geceleri gündüz ederdik.. hani deler ya, 7/24 
Vallahi, az kalır yanında bu tabir.
Ne 7, ne 24... 365 gün, 6 saat bence doğrusu..  
Android gibi idik, onlar uyamaz.. biz de uyumazdık.. sanki, en kalitelisinden,  kalem pil ile çalışırdı uyku vaktimiz.. Tak pili, devam uykusuzluğa misali..
Ve o aralar, aramızdaki en güzel espri idi..
En kaliteli kalem pillerden, karşılıklı hediyeleşmek..
Öyle bir esneme halinde, tak diye çıkardı hediye piller ortaya.
- "Pilin azalmış, değiştir de uyuma...!!!" ifadesi pek revaçtaydı.. Hey gidi hey...
Bazen, o yıllar düşüyor da aklıma, şimdiki gibi teknolojinin nimetleri nerede..?
Fiziki takip, şart. Olmazsa olmaz hatta.. Hadi gel de uyu... Neeer deee...  hadi gel de, pil değiştirme, uyku saatinde..
Hay Allah, ne diyordum, nerelere gitti yine bende kafa... Çok mu özledim ne o günleri, o bitmek bilmez mesaileri.. Uyumak bilmezler ile uykusuz kaldığımız gün, ay, yılları..
Şimdi gelelim günümüze..
İnce eleyip, sık dokuyan, sonra da tak diye tokadı çeken teşkilat mensupları, şeytanın aklına gelmez yöntemler ile haksız para kazananları nasıl da güzelce enseliyor..
Haksız para kazanmak elbette ki suç.. Ayrıca da, bu haksız para kazanma yöntemi dahilinde, ton' la suç...
Adamlar, olmuş birer suç makinası. Ve üstelik yakala yakala bitmeyen türden makinalar olmuş bunlar..
Biz, bir zamanlar, uykusuz kalıp hep çalışıyor olmaktan; android gibi derdik kendimize..
Günümüze gelindiğinde; Teknoloji ile birlikte, suç ve suçlunun yöntemleri gelişmiş be kardeşim..
Pek güzel kullanıyorlar teknolojiyi, Gün ışığını aratmaz ışıklı sistemler, yok damlama yöntemi ile sulamalar, ısıtıcı kullanıp, yaz havası yaratanlar..
Hepsine tamam da, bir de bunca antik kuntine karşın, suçluyu yakalayıp,  'Yaz havası öyle yaratılmaz, böyle yaratılır' dersi veren, bir yüce teşkilat..
Ellerinize sağlık NARKDTİM..
Sözde, zehir gibi zekalarını, zehir üretiminde kullananları,  ne de güzel sobeliyorsunuz..
Bir zamanların, uyku bilmediklerinden; android gibi diye andığımız teşkilat mensuplarını, hiç aratmıyorsunuz.. Vallahi bravo, billahi bravo... Ayağınıza taş değmesin İnşallah..