Sen misin kendini görevli sayan. Demek, siyaset böyle bir şey. Yılların tozunu atmak, öyle bir iki aylık çalışma ile geçmeyecek gibi görülüyor sahaya olan hasretlik..

Yıllardır hasret kalınan seçim meydanında hem eş dost hasreti giderdi bazı isimler, hem de eski yol arkadaşlarıyla yarım kalan hikayeler üzerine kritikler yaptılar.
Bir süredir takip ettiğim ANAP ve DYP yanı sıra, MHP’ nin eski kurtları,  sahaya inerken; ‘Nerede kalmıştık?’ diyeceğiz diye sözleşmişlerdi birbirleri ile.
Hakikaten de, kaldıkları noktadan başlar gibi söylemlerine tanık olduklarım , ‘Özlemişiz sahayı’ diyorlar da başka da laf etmiyorlar.
Siyaset için ceplerindekini harcadıklarına tanık olduğum isimlere,  benim birebir durumlarda ettiğim bir söz var da, o’nu paylaşmadan devam edeceğim bildiklerimle.
Hakikaten bu iş hastalık gibi bir şey. Siyaset için karşılık beklemeksizin kim harcar ki cebindekini? Bunlar harcıyorlar. Pes diyorum…
Geçmişte de böyle olduklarından haberdar olduklarım, yıllar geçse de huylu huyundan vaz geçmez sözünü bir kez daha doğru kıldılar ya, bravo size. Ataların ettiği her sözün doğru olduğu su götürmez bir gerçek elbet. Fakat bu huy meselesi için, genetik desem, öyle de değil sanırım. Bir ruh meselesi bu iş.  Bu noktada karar kıldım vesselam.
Bahsettiklerimden, sizler de  az çok birkaç ismi hatırlar gibi olmuşsunuzdur. Belki de bi aralar babanız, amcanız, dayınız da böyle idi.
Akşam yemeklerinde ailecek yenilen yemekler atlanır, ‘çocuğun ateşi mi varmış, olsun geçer. Çocuk tur…’ durumlarını ya birebir yaşamıştır siyasetçinin yakınları, ya da anacağızlarından duymuştur, o günleri pek de hatırında tutamayan çocukları.
Ne referandummuş be kardeşim. Uyuyanları uyandırdı. Belli ki siyasete küskün hale gelmişleri yeniden sahaya indirecek heyecanı verdi.
Hangi eski  isme rastlasam, ‘Duydun mu le, gördün mü?’ sorusuyla başlayıp, ‘Biz de zor duruyoruz yerimizde. Bu akşam nerelere gidecekler ki?’ diye sorar oldular.
Galiba, bu referandum eski dostları buluşturan bir neden oluverdi. İyi de aklınız neredeydi?
Şaka tabi şaka. Akıllar hep yerinde de, fırsat olmuyor, neden bulunmuyor du sohbete. Şimdi ortak bir neden etrafında, sahadalar kısacası.
Siyaset çoğumuz için, sinir stres. Bir çoğumuz için, yalan dolan. Ya bahsettiklerim için?
Onlar için, kesinlikle yaşam biçimi. Olmazsa olmaz. Hem de karşılıksız. Hem de cebindekini harcarcasına. Tek kuruşsuz eve dönmece…
Ebe gümeci değil eve kuruşsuz dönmece. Güzeldir böreği diyeceğim. Sanırım karnımın acıkmasından dolayı aklıma düştü bir den, ebe gümeci otu…
Eskilerden bahsettik ya, eskilerden bir lezzet. Belki unutmuşuzdur diye, hatırlara getireyim bu vesile ile.
Döneyim yine konumuza. Siyasete…
Böreği yok. Ot da değil bitsin. İçten gelirse yapılır bu siyaset.
İçinden siyaset geçenler, bir türlü kopamayanlar, gülerdir sahada diye bahsettim ya. Onlar bu kez yakın mevkilerde, saf yoklamaya başlamışlar. Merkez köyler bitti belli.
Maşallah dedirten enerji ve kıskandıran bir kararlılık ile sahada çalışanların yanında, bir de asıl olması gerekenler olsa diyorum.
Neyse karıştırmayalım. Onlar için de bir hesap sorma vakti olur elbet.
Kuruşsuz eve dönenler, cepten her daim yiyenler. Siyasete hayran isimler. Sevecek, sevdalanacak başka bir uğraş olsaydı sizlerde, vay diyorum vay… Ne güzel büyürdü uğraş verdiğiniz dallar, gelişirdi, serpilir di birde.
Belki yüzlerce kişinin istihdamı olurdunuz. Severek, sevdalanarak giriştiğiniz işler nedeniyle.
Geçmişe dönüş yok elbet. Peki ya neden mi yazıyorum bunları? Sadece Bilinsin istedim, başka da bir amacım yok.
 Bu bahsettiklerime, geçenlerde Milis Kuvvet yakıştırması gelmişti sahadan. Onların, eski dostlarından, yol arkadaşlarından, kısacası siyaset sevdalılarından.
Şimdi ise,  ‘MİLLİYETÇİ VE DEMOKRATLAR’ diye bir isimlendirme ile anılmaya başlamışlar.
 Nereden mi çıkardım böyle anıldıklarını. E-postama ulaşan bir e-mailden elbet.
Elektronik posta da denilen, bu haberleşmeyi sağlayan teknolojik durum, pek de işimize yarıyor değil mi? Hemen her şeyden kısa sürede detaylarıyla haberdar olabiliyoruz.
Anayasa değişikliği ile ilgili 16 Nisan’da yapılacak referandum öncesi Kepez’de sahaya inen bu bahsettiğim çılgın siyasetçiler için, ‘Kepez’ de büyük bir buluşma gerçekleşti’ başlığı ile paylaşılan bilgi notu geldi bendenize.
Önce notun detaylarından bahsedeyim. AK Parti Kepez Belde Başkanı Alper Altınok’un düzenlediği organizasyonda yer alan, Anavatan Partisi, Doğru Yol Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi’nde belirli dönemlerde görev almış isimlere ilişkin di sahada buluşanların, anlatımı.
Bir süre önce, Kepez’ in genç Belde başkanı için de yazmıştım. Demiştim ki, sahada çok oluyorsun, rahatsızlık verebilirsin…
Hiç tınmamamıştı Alper başkan. Belli ki, onda da bir tuhaflık var. Siyasete dair, ayrı bir sevdalılık durumu.
Neyse, ben bilgilerle deva ederken, Milliyetçi- Demokrat-Liberaller Buluşması’nda diye bir anlatıma da rastladım.
Hoppala demeyin. Açılınca buluşanların siyasal hali, böyle bir gerçek de çıkmıyor değil ortaya.
Ortaya tam bir karışık yani. Merkez sağ, siyasetin önemli yelpazesi.
Kafaları karıştırdım sanırım. Neyse, çok da laf, konuyu boğacak. Anladınız siz beni…
Siyasete ‘sevdaluluk’ bir hastalık ise, acil bir doktor gerek.
 Kepez’den kısa notlarla noktalayalım bu günü. Merkez sağdan isimler; ‘İstikrarın devamı ve Güçlü Türkiye için söz birliğine varılan buluşmada;’ diyerek özet geçiyorlardı dediklerini.
 Ve kısacası da, şu sözlerle aktarıyorlardı sahada edilen sözleri;
“Çift başlılık, yetki kargaşası, Cumhurbaşkanın taşıması gereken sorumluluklar ve Siyasi Partiler Kanunu ile ilgili eksiklikler gibi bazı değerlendirmelerde bulunduk”
Kepez için merkez sağın hamlesinden bahsetmişken özet sözlerle, ben de bir özet saptamada bulunmak istiyorum müsaade ederseniz;
“Siyasetçinin eskisi olmayacağı gibi, ‘eski Kurt politikacı’ tanımı da olmaz”
Ne var ise, eskilerde var demiş Atalarımız…