Bu konuda kaleme alınan bir çalışmaya rastladım geçende.. 'Büyük Taarruz Öncesi - ANKARA...' denilerek atılıyordu başlık..

Haymana Kaymakamı sonraları Ankara Emniyet Müdürü da olan Cemal Bardakçı vermişti ona bu adı.. 'Yahya Galip..'
Peki ya, kim bu Yahya Galip..?
Bu soruya yanıtı, araştırmacı Turan Akkılıç derlemiş..
Merak içinde okudum, bu konuya dair kaleme alınan satırları.
Bir an hayal ettim o yılları.. Çünkü, öyle ıkıcı dille geliyordu ki anlatım, eminim ki sizlerin de ilginizi çekecek.
Buyurun, kaleme alınanlara göz atalım o zaman:
“O günlerde Ankara başsızdı. Ankara Valisi tutuklanmış Bardakçı da o dönemde Defterdar olan Yahya Galip’e bu adı layık görmüştü. Yahya Galip yani ‘Ankara’nın Hakan’ı, daha Mustafa Kemal, Amasya’dayken ona telgraf çekmiş milli mücadelenin gerekliliğinden söz etmişti Paşaya.
Mustafa Kemal, Ankara’ya gelince de hep yanı başında olmuştu.
Başkomutanlık Kanunu’nun üç ay daha uzatılmasının Meclis’te görüşüldüğü zor günler…
Mustafa Kemal hasta. Yunan Kuvvetleri, Ankara’ ya yaklaşmak üzere. Muhaliflerin hepsi ayakta. ‘Hâlâ taaruz hazırlığı yok’ diyen diyene.
Amaçları ‘siyaseten’ Mustafa Kemal’ i yıpratmak.
Tartışmalı ve uzun oturumların olduğu günlermiş yani o günler.
Ve anlatıldığına göre; O günlerden birinde Yahya Galip, Mustafa Kemal’i Meclis’in bahçesinde yakalıyor.
Büyük bir içtenlikle diyor ki;’Paşam ne yapacaksan yap artık.
Önümüz kış bu kadar askeri sonra nerede barındırırsın ?’
Yahya Galip uluorta söylemiş bu sözleri. Mustafa Kemal, Yahya Galip’e bakmış uzu uzun.. Ve kulağına eğilip demiş ki:
“- Ben bu akşam cepheye gidiyorum.
-Yarından sonra da taarruza geçeceğiz.
-Meclis’te taarruzun başladığı resmen açıklanana kadar bundan kimseye söz etme.”
Yahya Galip şaşırmış tabi.. nasıl şaşırmasın ki..
Bu bir sır, büyük, çok büyük bir sır.
“Beklenen gün gelip çatmıştı demek.” Diye geçirmiş içinden..  O şaşkınlıkla birden atılmış;
‘Hangi cepheden taarruz edeceksiniz?’ diye de, soruvermiş..
Sonra da sorduğuna pişman olmuş belki de..  Ne de olsa bir sır…bu da sorulur mu…
‘Bağışlayınız paşam’ demiş ardından..
Mustafa Kemal’in yanıtı etkileyici olmuş.. hem de çok,
Demiş ki; -Afyon cephesinden taarruza geçeceğim.
Büyük bir devlet kurmayının en yetkili adamları; buradaki istikamların yapılışı sırasında bulunmuşlar.
Dahası, verdikleri raporda demişler ki;
‘Eğer Türkler 200 bin asker harcayarak cehpeyi iki yılda yıkabilirlerse, dünyanın en kahraman insanlarıdır’
Bense bu istikamları 8 saatte yıkarak Afyonkarahisar’ı ele geçireceğim.”
Anlatım tam da böyle idi.. Kısacası; Böylesi bir durum, o gün yaşanılanlar.. sonrası malum.. Büyük Zafer.. 30 Ağustos..
Tarih boyunca, Zaferler yazmış bir Yüce Millet.. Dünyanın şaşa kaldığı cesaret, ölüme koşa koşa giden Mehmetçik..
Bir örneği Çanakkale olmuş bu eşsiz cesaretin..Çanakkale ilham olmuş.. Çanakkale, Büyük Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temellerinin atıldığı coğrafya olmuş..
Çanakkale, Vatan için Etten bir kale, Mehmetler içim, eşsiz ilham.. Yazılan kahramanlık destanlarının adı  olmuş... Yani si azizim; ÇANAKKALE GEÇİLMEZ OLMUŞ..