Oysa ki; Çağrı büyük bir STK’ yay dı ama, 43 başka noktadan ses geldi.

Geçtiğimiz günlerde, bir Kurt genç politikacıdan ÇTSO’ ya yönelik bir çağrı gelmişti. Referanduma dair, ‘Havet mi?’ sorusuyla.
Çok detay vermeden, ÇTSO’dan değil ama, 43 başka noktadan gelen net yanıtı görelim istedim.
Liste olduk ca uzun. Dil kolay 43 STK. Önce Memur –Sen diyerek devam edeyim o halde.
Söyle sıralayacak olsak, Eğitim Birsen, Sağlık-Sen, Diyanetsen, Büro Memur –Sen, Birlik Haber Sen, Bayındır Sen, Emekli Bir-Sen, Kültür Memur-sen, Ulaştırma Memur-sen, Enerji Bir-sen, Toç Bir-sen, Bem bir-sen, 15 Temmuz Yerli Gençlik Derneği,  Ahmet Cahid - i Sultan Eğitim ve Yardımlaşma Derneği,  18 Mart Av Yaban Hayatı Avcılık Federasyonu.
Btmedi devam ediyor; Bin dokuz yüz on beş Gençlik Ruhu Derneği, Birleşen Yürekler Derneği, Cevatpaşa Avcılık ve Atıcılık Derneği, Cihannüma Derneği Çanakkale şubesi, Çanakkale Ay yıldız Yüzme Kulübü, Çanakkale Genç Girişimciler, Çanakkale İHH.
Vallahi devam ediyor. Bu arada ben saymakla yoruldum. Bu arada da kentimizde bu kadar çok ben-sen li dernek olduğunu da bilmiyordum.
Hat ta, içinde evliyaların da yer aldığı Evet cephesine kağıt üzerinde tanıklık edince, bir an ‘aha’ demedim de değil.
Sonuçta, bahsettiğim evliya benim köyümde.
Neyse gevezelik yapmadan devam edeyim sıralamaya;
Ensar, Tügva, Uluslararası Öğrenci Derneği, Değişim Derneği, Genç Muhafazakarlar Derneği,
Hayrat Vakfı.
Bitmedi devam ediyor. Vallahi bu kadar uzayacağını tahmin etmemiştim.
Son 13 dernek kaldı. Biraz daha sabır; Hizmet-iş, Huban Kadınlar Kalesi, İlim Yayma, Müsiad, Nusret Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği, Ortak Akıl Derneği, Öz Büro-iş, Seyyid Onbaşı Kültür Eğitim Derneği, Sivil İnisiyatif, Teknikerler Birliği, Vefader, İrfan Akademisi, Çanakkale Ülkücü İşçiler Derneği ve de son olarak; ‘Çanakkale İmam Hatip Mezunları Derneği’
Peki bu dernekler topluca ne fikir beyan etmiş. Merak ettiniz değil mi?
Biz gazetecilere hitaben, kaleme alınan basın bildirisinde, Güzide demeyi sanırım unutmuşlar;
“Saygıdeğer basın mensupları” hitabı ile başlamışlar. E oldu artık. Kabul ettik.
Açıklama net ve oldukça anlaşılır bir dille kaleme alındığından, pek de ne denmiş demeden denileni paylaşayım artık.
Şöyle ki; “Bugün ilimizin önde gelen köklü sivil toplum kuruluşları ile birlikte ülkemizin tarihi bir süreçten geçtiği bir dönemde sizlerle birlikteyiz.43 sivil toplum kuruluşu siyasi görüşlerini bir kenara bırakarak sadece ve sadece ülkemizin bekası, birliği, vatanımızın bölünmez bütünlüğü adına çağrımıza kulak vererek bir araya geldiler. Ben huzurlarınızda tüm STK’larımıza teşekkür ediyorum” diye ses veriyordu; oluşturulan ‘Evet’ platformunun başkanı Ali Osman Yıldız.
Devamında da; “Aslında bölgemizde ve dünyada yaşanan olayları her birimiz çok iyi takip ediyor ve tarihe tanıklık ediyoruz. Bölgemizde, bilhassa Ortadoğu’da yaşanan olaylar ve oynanmak istenen oyunlar; Türkiye Cumhuriyeti devletinin köklü devlet geleneği ve engin feraseti sayesinde küreselcilerin maskelerini düşürmüş ve gerçek yüzlerini ortaya çıkarmıştır.15 Temmuz hain darbe girişimi karşısında siyasi görüşü ne olursa olsun milletimizin ortak aklı ve sağduyusu sayesinde terör örgütlerinin hain emelleri boşa çıkmıştır. Ne yazık ki milletin tankı, topu, tüfeğiyle milletimize ateş açanların bu hain saldırıları neticesinde 249 şehit ve 2500’den fazla gazi göğsünü siper etmiştir. Allah onlardan razı olsun şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet gazilerimize şifalar diliyoruz” temennisinde bulunuluyordu.
Gelelim platformun dediklerine; “Aslında ülkemizin son yıllarda ardı ardına yaşadığı olayların merkezinde ülkemizin bağımsızlığı hedeflenmiştir. Şu çok iyi bilinmelidir ki Türkiye Cumhuriyeti devleti gerek Selçuklunun, gerek Osmanlının engin tecrübesi üzerine kurulmuş 1500 yıllık kadim bir medeniyetin temsilcisidir. Bu itibarla atlarıyla, itleriyle ve çeşitli silahlarıyla saldıranlara karşı her zaman dim dik durmuş durmaya da devam edecektir. Tıpkı 15 Temmuzda başkomutanımız Sayın Recep Tayip Erdoğan’ın dimdik durduğu gibi. Bugün AB bir çöküş içerisindedir. Kendi değerlerini bir anda reddeden, ekonomik daralma ve işsizlikle boğuşan Avrupa; islamofobik yaklaşımları, yabancı düşmanlığı ırkçı ve faşist yaklaşımı ile duvarlar örmektedir”
Bu arada Dış politika üzerine de dikkat kesilidğim bir gönderme ile geliyordu denilenlerden dikkat çeken o bölüm.
O’ da tam olarak şöyle idi;
“Türkiye düşmanlarını himaye eden Avrupa sanki ülkemizde gerçekleşen referandum ve sistem değişikliği kendi ülkesini etkileyecek gibi yoğun bir karalama kampanyasının sözcülüğüne soyunmuştur. Başta da ifade ettiğimiz üzere vatanına ve bayrağına, değerlerine sıkı sıkıya bağlı sivil toplum kuruluşlarımızla Ülkemize karşı atlarıyla, itleriyle ve satılık kalemleriyle, çirkin manşetleriyle devletimize karşı propaganda yürütenlere inat EVET için çalışacağız”
Neden ‘evet’ denildiğine yönelik bu anlatım ardından da dile getiriliyordu denilenler. Nasıl mı? Diye sorduğunuzu duyar gibi oldum. Acele etmeyin diyerek klasik şekilde sürdüreyim denilenleri paylaşmayı.
Bu aktaracağım anlatım benim hayli ilgimi çekti. Neden mi? Çünkü açıkça renk verilmesinden ötürü.
Diyordu ki sayın Platform Başkanı;
“Bizler bu nedenle 16 Nisanda oylanacak Anayasa metninin tarafı ve destekçisiyiz. Neden mi? çünkü
Bu referandum bir rejim değişikliği değil bir sistem değişikliğini öngörmektedir”
Tabi anlatım ve verilen renk bu kadar da değil di.
Sonrasında edilen sözler de tam da şöyle idi;
“Bu referandum ile yıllar yılı ülkemizin enerjisini heba eden koalisyonlardan ve darbe girişimlerinden kurtulup ülkemiz daha dinamik, daha dirençli bir pozisyona ulaşacaktır.
ABD bugün 241. Yılını yaşarken 45. Başkan tarafından yönetilmektedir, bizim cumhuriyetimiz ise henüz 94 yaşında olmasına rağmen 65. hükümet iktidardadır.
Bu referandum ile 15 Temmuzda darbecilerin tankının topunun önüne göğsünü siper eden gençler yasama faaliyetinin içerisinde, meclis kürsüsünde olacaklardır.
Bu referandum az öncede ifade ettiğim gibi dışarıda işgalcilerin içeride işbirlikçilerin oyunu bozmak için hayati değerde bir süreci ifade etmektedir.
Bu referandumda millet olarak vereceğimiz karar tıpkı 1915 te olduğu gibi yeni bir dirilişin ve direnişin kapısını aralayacaktır.
Bu referandum ile İlk kez siviller eliyle yapılmış sivil bir anayasaya kavuşacağız.
Bu Referandum ile belirli dönemlerde yükselişe geçen statüko, bürokratik oligarşi ve vesayetçilik anlayışı tarihe gömülecektir.
Bu Referandum ile çift başlılık ortadan kaldırılarak Türk Devlet Yönetiminde daha hızlı daha dinamik ve de daha pratik sonuçlar üreten yeni bir sistem inşa edilip Ülkemiz ihya edilecektir.
Her türlü mesnetten ve dayanaktan yoksun Rejim değişikliği ve tek adamlık iddiasıyla kullanılan manüpilatif hayırcı dilin elle tutulacak bir tarafı yoktur. Demokratik kültürü özümsemiş ve 15 Temmuzda demokrasi mücadelesi için tarafını belli eden sivil toplum kuruluşları olarak evete de hayıra da saygı duyuyoruz. Fakat propaganda dilinin hakaretamiz ifadelerden, halkı kin ve düşmanlığa davet eden çirkin yaklaşımlardan, hukuki ve gerçeklik temeline dayalı bir üslup içerisinde olması sivil toplum kuruluşları olarak beklentimizdir.
Siyasi görüşü ne olursa olsun bu millet iradesine kimse tekel koyamaz ve bu milletin tercihlerine hakaret edemez. Evet diyenleri denize dökerim deme gafletinde bulunanlara en büyük cevabı Aziz Milletimiz Referandumda verecektir. Bu Referandumda tek adam değil tek millet-tek Devlet oylanacaktır”
Neden ‘evet’e uzunca bir anlatım gibi görülse de, 43 STK’ nin sesi olduğundan bu denli paylaştım edilen sözleri.
Belki de çok uzun bir yazıya yol açan bu tutumum nedeniyle olası bana kızacak okurlarımız da olacaktır. Ne var ki, 43 STK’ nın toplu düyşüncesi olunca bu denilenler, yarıda kesmek de olmaz edilen sözleri.
Son olarak diyerek, açıklamanın devamındaki o nihayi bölümü de aktarayayım da, sonrasında neden tamamı gelmedi diye eleştiriyi de almayayım bir de.
Platform uzunca anlatımını şöyle toparlıyor ve noktalıyordu.
“Çanakkale evet platformu olarak referandum sürecinin sadece siyasilerin değil aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarının, en temelde toplumumuzun bir meselesi olduğu bilinciyle tüm gayretimizle EVET için çalışacağız. Çünkü bu referandum süreci partiler üstü bir süreç olup devletimizin bekasıyla yakından ilişkilidir.
Bizler, buradan Güçlü bir Türkiye, güçlü bir demokrasi ve aydınlık yarınlar için EVET diyoruz”
Bu kadar uzunca bir anlatım ile neden ‘evet’ dendiğini kaleme alırken, neden ‘hayır’ diyen bir platform var ise, o düşünceleri de yazacağımdan emin olun isterim.
Haydin hoşça kalın…