Türkçe yeryüzündeki en garip dil. Bir cümlenin birden fazla anlam taşıdığı bir başka dil olmadığını bilmeyen yoktur. Yani Türk olup da…

Gel de öğünme Türklüğünle….
Mesela cümle dedim ya, cümle’ nin bile anlamı tek değil.
Bir bilmişlik yapmak değil niyetim. Lütfen yanlış anlamayın. ‘Satır’ arası diye başlarken bu güne, hakikaten satır arası bir duruma tanık olduğumdan böyle anlatmaya çalıştım izleyip, ortaya serilmek istenen mesajları.
Ele bir satır alıp, anca bu kadar satır arası yapılırdı denilmek istenilen. 
CHP’ li vekil Av. Erkek’ in, gazeteci büyüğüm ve bir dönem aynı çatı altında çalıştığım, üstelik de Hürriyet gazetesinde 10’ncu yıl gümüş rozetini alırken, aynı sahnede birlikte durduğum usta gazeteci Uğur Dündar’ ın hazırlayıp sunduğu programa konuk olduğunda söylediklerine, her şeyde önce Çanakkaleli bir seçmen olarak acayip odaklandım.
Çanakkale Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi de olan Av. Muharrem Erkek, referanduma ilişkin Merkez ve İlçelerde, kısacası sahada yürüttüğü çalışmaların yanı sıra, hem yerel, hem de ulusal televizyonlarda katıldığı programlarda sergilediği performansı ile de dikkat çekmeye başlayan bir politikacı.
CHP’ li vekilin, Partisinin referandumda neden ‘hayır’ dediğine dair görüşlerini, kendisi gibi siyaset yapan diğer isimler gibi anlatması bir yana, renkli söylemlere imza atarak dillendirmesi bence ayrı bir dikkat çekiyor.
Siyasetçinin kullandığı dil, örneklemeleri kadar bence önemli bir özellik.
İşte bu noktada, sayın vekil Av. Erkek’ in Halk TV’de duayen gazeteci Uğur Dündar’a konuk olduğu, İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş ve Halkın Avukatı olarak bilinen Murat Ergün’ ün de yer aldığı o programa şöyle bir göz atıyordum.
Program, Çanakkale’ ye hayli uzak bir noktada, Mersin’de idi.
Yenişehir Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’nde çekimleri gerçekleşen programın konukları da binlerle anlatılabilecek sayıdaydı.
Program canlı, denilenler ise hayli ateşli sözlerdi.
Sayın vekil bilindiği üzere bir hukukçu. Bu noktada, savunmadaki başarısı canlı yayına yansıtılmak istercesine hayli baskın ve seçici sözlerle geliyordu.
Diyorum ki; ‘Pür dikkat kesilmemek elde olmayan o anlar’ Neden mi?
Geçtiğimiz günlerde Anayasa değişiklik paketinde Cumhurbaşkanı' nın kendisine meclisi fetih yetkisi verilmediği ve bunu iddia eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu' nun iddiasını ispatı halinde istifa edeceği şeklinde açıklaması ile ilgili sözler geliyordu Çanakkaleli vekil Av. Erkek’ ten. Ha di  gel de pür dikkat kesilme…
 Dediklerine bir göz atalım sayın vekilin. Diyordu ki;
“Anayasa değişikliği paketinin on birinci maddesinde seçilen Başkan'a meclisi fesih yetkisi var. İsmine fesih dememişler, açıkça söylenmiyor ama tartışmasız biçimde var.
Zaten kendileri de bunu defalarca kez kabul etti. Hatta broşürlerine bastılar. Madde ne diyor, seçilen başkan TBMM seçimlerinin yenilenmesine karar verebilir.
Bu bir fesih yetkisidir. Çünkü seçilen kişi pakete göre tek taraflı olarak hiçbir gerekçe göstermeyerek meclise sizin göreviniz sona erdi seçimlere gidebiliriz diyebilir.
Bu parlamentonun hukuki varlığına son vermektir”
Bu dedikleri canlı yayında geliyordu vekil Erkek’ in.
Biliyorum ki, canlı yayın hayli risk halidir. En küçük hatada ters köşe durumu kesinlikle olacaktır.
Kulisde bu konu üzerine konuşulacaklar gözden geçmemiş ise, hata olasılığı da oldukça yüksektir. Ne var ki savunmadan kaynaklı tecrübeden olsa gerek, hukukçu vekil Av. Erkek, dil sürtmeden devam ediyor sözlerine.
 Şöyle geliyor açıklamasının devamı; “Yeni seçime kadar meclis görevine devam ediyor ama hukuki varlığı son buluyor.
Diyelim ki 600 milletvekili seçildi. Başkan seçimlerin yenilenmesine karar verdi, yani fesih yetkisini kullandı. O dönem bitiyor işte fesih budur.
Cumhurbaşkanı, Genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'na hitap etmiş aslında bunu yapmak yerine anayasa değişikliğini anlatsa daha iyi olur”
Açıklamalar can yayında olduğu gibi, yeni iddialı sözler de canlı canlı geliyor.
“Bu paket demokrasiyi yok ediyor, çünkü kuvvetler ayrılığını yok ediyor” şeklindeki çıkış da olduğu gibi.
Bu kadarla da kalmayıp sayın vekil;
“Fesih yetkisini kullanabilen o kişi aynı zamanda bir siyasal partinin genel başkanı olabiliyor. Siyasi parti ile bağı olabiliyor. Bunlar anlatılmalı. Halkımıza yalan söylemek doğru bir yöntem değildir” şeklindeki olası çok tartışılacak bir suçlamaya da imza atıyordu.
Dedim ya ‘Satır ‘ arası… Sanki cümleler kurulurken, kelimenin arasında bir satır kullanma durumu.
Aklıma gelmişken, bir de şöyle bir slogan vardı açıklamanın içinde geçen.
“Hayır”da huzur var” diye…
CHP kurmayı Av. Erkek’ in, 16 Nisan'da 'evet' çıkması halinde ülkenin büyük bir belirsizliğe doğru sürükleneceğini söylediği o anlardan da bahsetmeden geçemeyeceğim
Hayli büyük iddialı bir söz.  
Nasıl edilmiş o söz diye bakacak olursak, tam da şöyle;
"16 Nisan'da Türkiye'de halk ‘hayır’ diyecek. Sokaklarda, köylerde ev ev dolaşıyoruz. Bunu görebiliyoruz. Ola ki sandıktan 'evet' çıkarsa ülkemizi tam bir belirsizlik bekliyor.
Ülkemizin bir belirsizliğe sürüklenmesine izin vermeyeceğiz. Bu paketin yürürlüğe girmesi halinde partili cumhurbaşkanı olacak. Belki de en önemli düzenleme bu.
Başkan seçilen kişi bir siyasi partinin genel başkanı olacak ve meclisi fesih yetkisi bulunacak. Bunu kabul etmemiz mümkün değil.
TDK sözlüğüne baktığımızda bile fesih, dağılma ve dağıtma olarak geçiyor. Bu meclis kurucu meclis Atatürk'e dahi meclisi feshetme yetkisi vermemiştir.
Kurucu Cumhurbaşkanımıza verilemeyen bu yetki, şimdi bir kişiye verilmek isteniyor. Eğer Sayın Cumhurbaşkanı bunu gerçekten öğrenmek istiyorsa bu ülkenin çok iyi anayasa profesörleri var.
Bu paketteki 11. madde'nin ne anlama geldiğini gitsin onlara sorsun. Biz bu paketinin Türkiye’nin çökmesini isteyenler tarafında hazırlandığını düşünüyoruz. Bu devlet bir şahıs devleti değildir”
TBMM Anayasa Komisyonu üyesi kimliği ile de, açıklamanın sahibi isme bakacak olursak, dile getirilenler ve de dikkat çeken iddialar, pür dikkat kesilmeye yetip artıyordu.
Sandığa günler kaldı. Şahsen ben; Karar verme noktasında, halen kararsızım.
Buna bir çare var mı?