İl Sağlık Müdürlüğü, Daha Da Hissedilecek Sıcak Hava Dalgasına İişkin, Önemli Bir Başlık Açtı...'Sıcak Havalarda Dikkat Edilmesi Gerekenler'

Avrupa' da da gülerdir etkili lan, özellikle de İngiltere' de can da alan kavurucu sıcaklar, üykemizde de etkili olmaya başladı.
Dün, "Çok sıcak çok..." ifadesini hemen herkes kullandı gnü boyu.. Gündüz gibi, gece de etkisinii hissettik bunaltıcı sıcağın.
Meteorolojik veriler, düşündüren türden geliyor günlerdir.. Özellikle, nem ile birlikte, sıcaklık daha da fazla hissediliyor sahil kentlerinde.. Çanakkalede bi sahil şehri olyduğnudan, hemen her yaz adeta kavruluyoruz...
Peki ya ne yapmalı? Bu sorunnu yanıtı, İl Salyğık Müdürlüğü verdi dün.. Kamuoyunaü seslendi...
"Aşırı sıcaklar çeşitli sağlık problemlerini de beraberinde getirmektedir" hatırlatması da yaptı Müdürlük..
Sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısının arttığıına dikkat çekti.. Metabolizmanın bu yeni duruma uyum sağlamaya çalıştığının altını çizip ekledi;
"Normalde terleme ile vücut ısısı dengede tutulmaya çalışılır. Ancak aşırı sıcaklarda sadece terleyerek vücut ısısı dengede tutulamaz. 
ÖZELLİKLYE BU KESİM...
Yaşlılar, bebekler ve kronik hastalığı olanlarda terleme mekanizması ile vücut ısısının dengede tutulması her zaman mümkün olmayabilir.
Yine ortamdaki nem oranı yüksekse terleme suretiyle vücut ısısı yeterli düzeyde düşmeyebilir. Ayrıca şişmanlık, herhangi bir hastalığa bağlı yüksek ateş, aşırı sıvı kaybı (dehidratasyon), kalp hastalığıruh ve sinir hastalığıalkol ve uyuşturucu madde kullanımı ile tedavi amaçlı bazı ilaçların (tansiyon düşürücüler, idrar söktürücüler vb.) kullanımı da sıcak havalarda terlemeyi etkileyen diğer faktörlerdendir. Bu gibi durumlarda yükselen vücut ısısı beyin ve diğer hayati organlarda hasara yol açabilir."
Soğuk kadar, sıcak da ciddi sağlık problemlerine yol açıyor.. 'Yaz geldi, peki ne yapmalı..?' sorusuna yanıt aramayanımız nerede ise yok..
Bu noktada, yapılması gerekenleri sıraladı en etkili ağız.. İl Sağlık Müdürlüğü…
Öncelikle; Aşırı sıcaklardan en çok etkilenen gruplardan söz edildi..
“ Yalnız yaşayan 65 yaş ve üzerindeki yaşlılar, Dört yaşından küçük çocuklar, Bakıma ihtiyacı olanlar, Hamileler, Açık alanda çalışanlar, Aşırı kilolular, Kronik hastalığı (şeker hastalığı, kalp-damar hastalıkları, beyin-damar hastalıkları, psikolojik hastalıklar, kronik solunum sistemi hastalıkları, karaciğer hastalıkları, böbrek hastalıkları) olanlar, Sürekli ilaç (özellikle tansiyon düşürücü, idrar söktürücü, depresyon ve uyku ilaçları) kullanan kişiler, Sokak çocukları ve evsizlerdir.” denilerek..
Andından da; “Özellikle kronik hastalığı bulunan ve yalnız yaşayan yaşlılar en çok risk taşıyan gruptur.” Vurgusu geldi..
İl Sağlık Müdürlüğü; “Genel Korunma” diye balık açıp ekledi;
“Günün en sıcak saatlerinde (10.00-16.00) mecbur kalınmadıkça dışarı çıkılmamalıdır.
Dışarıda çalışması gerekenler mümkün oldukça güneş altında korunmasız kalmamaya, aşırı hareketlerden kaçınmaya, sık sık tuz içeren sulu gıdalar almaya dikkat etmelidirler.
Dışarıda bulunulduğunda açık renkli, hafif, bol ve sıkı dokunmuş kumaşlardan yapılan giysiler tercih edilmeli; geniş kenarlı ve hava delikleri olan şapka giyilmeli ve güneşin zararlı ışınlarından koruyan güneş gözlüğü kullanılmalıdır.
Güneş ışınlarının dik geldiği saatlerde (10.00-16.00) denize girilmemeli ve güneşlenilmemelidir. Bu saatlerin dışında denize girmek isteyenler güneşten koruyucu krem(en az 15 koruma faktörlü) kullanmalı, şapka ve gözlük gibi gerekli koruyucu önlemleri almalı ve uzun süre kesintisiz güneşlenmemelidir.
Yoğun fiziksel aktivite ve spor yapmak için sabah ve akşam saatleri tercih edilmeli, her bir saatlik spor için en az 2-4 bardak sıvı alınmalıdır. Ağır fizik aktivitelerden kaçınılmalıdır.
Risk altındaki yetişkinler ve yaşlılar, günde en az iki kez güneş veya sıcak çarpması yönünden izlenmelidir. Bebekler ise bu açıdan daha sık izlenmelidir.
Bebek, çocuk, engelliler ve hayvanlar kapalı ve park etmiş araçlarda kesinlikle bırakılmamalıdır. Araçların iç ısıları, klima olsa dahi park edildikten çok kısa süre sonra yükselmektedir. Araç terk edilirken herkesin dışarı çıktığından emin olunmalıdır.
Güneş gören pencereler perde vb. güneşliklerle gölgelendirilmelidir.
Vücut ısısının yükselmemesi için sık sık duş alınmalı; bunun mümkün olmadığdurumlarda ayaklar, eller, yüz ve ense soğuk suyla ıslatılmalı veya silinmelidir.
Beslenme ve Sıvı Alımı
Susuzluk hissi olmasa bile her gün en az 2-2,5 litre (12-14 su bardağı) sıvı tüketilmelidir.
Yağlı besinlerin ve yağda kızartmaların tüketiminden kaçınılmalı; yemeklerde bitkisel sıvı yağlar kullanılmalıdır. Yemekleri pişirirken kızartma ve kavurma yerine haşlama, ızgara, kendi suyunda veya az suda pişirme gibi sağlıklı pişirme yöntemleri uygulanmalıdır.
Vücut direncini artırmak ve vücudun yeterli miktarda vitamin ve mineral almasını sağlamak için bol miktarda sebze ve meyve tüketilmelidir.
Terleme ile artan sıvı ve mineral kaybının önlenmesi için her zamankinden daha fazla miktarlarda sıvı alınmalıdır.
Sıvı alımında su içmek esas olmakla beraber, su dışı sıvı alımında kahve, çay ve gazlı içecekler yerine süt, ayran ve meyve suyu gibi içecekler tercih edilmelidir.
Kafein, alkol ve fazla miktarda şeker içeren içecekler vücuttan daha fazla sıvı kaybına yol açtığı için tüketilmemelidir.” Çağrısında da bulundu gayet net şekilde..
BİR ÇAĞRI DA BENDEN
Naçizane bir çağrıda da ben bulunmak istiyorum.. Sokak yaşayanlarını da unutmamalıyız.. Onların şimdi en çok ihtiyaç duyduğu ‘SU’.
Ev, iş yeri, sokak ve dahası her yere, kedilerin köpeklerin, kuşların, ulaşabileceği şekilde birer kap su bırakıp, onların da bu sıcaktan etkilenmelerine yardımcı olabiliriz pekala..