Rahmetli İbrahim Erkal' da hep aklımda...

Enerjim düştü iyice.. Kahretsin ki, Temmuz hep böyle kılıyor beni..
Aylardan Temmuz ise, dilimde dolanan şarkıdır hep:
"Kahretsin.. Aklımdasın... Ve, sen bunun farkındasın..."
Aylardan Temmuz yine...
Tatil moduna girmiş zihnim.. Havanın sıcakılğından belki de buz gibi denize hasretliğim..
 Yalan yok, belki de 25 yılı aşkın süredir, bir yada iki.. Bilemedin üç kez atmışımdır kendimi boğazın serin sularına..
Bir ev düşünün. Beş on tahta basamaklı merdiveneri var..
Ardından yine beş on basamak..!
Ev denize sıfır ötesi üstelik.. Sahilden bir kaç metre içeride, denizin içinde..
Koca bir kaya var, onun üzerinde..!
Evin ön camlarından sahile, arka kısmındaki percere camlarından da, engin denze bakıyorsunuz sürekli.
Denizin kıyısında, bir minik ada misalı koca bir kaya üzerinde kurulmuş o evi hayal edin..
Biraz da yorgunluk var ya üzerinizde.. Sabah mantı çığlıkları oluyor saatinizin alarmı..
Geçen hafta sona, sanırım cumartesi günü sabahı, martı çığlıkları ile uyandım..
Tatile çıktım sandrım yahu.. Denize sıfır bir yerdeyim gibi düşündüm o an kendimi, işititğim çığlıklar üzerine.
Evdeydim.. Fakat, martıların çığlıkları vardı kulaklarımda..
Koskoca Tuğsavul caddesi boyunca, martılar kanat açmış çğlık çığlığa, şehrin göbeğindeler..
Deniz bitmiş onlar için sanki,  yiyeçek arıyorlar yolun ortasında, orta refüje atılı bir şeyleri tüketiyorlar..
Gelde hayat etme bu duumda kendini, denizin kenarında..
O ev bir de aklımda.. Bir de, aylardan Temmuz olunca, aklımda yine rahmetli İbrahim Erkal..
Hatırlayın o şarkısını.. ne dinlerdik 90' larda..
"Pencerimin önündeyim ahhh dalmışım gök yüzüne.. Bulutların arasında yer ararken kendime...
Sonsuzluğu dolaşırken, Sensizliğe alışırken, Herşeyini unutmuşken,
Kahretsin aklımdasın..! Ve sen bunun farkındasın...!"
Denizin içine,  bir kaç metre ileriye.. Adım atıyorsunuz, tahta merdivenli eve..
Hayal edin böylesi bir evi.. Bir de o şarkı sözlerini ebet;
"Kahretsin aklımdasın..! Ve sen bunun farkındasın...!"
Ne güzel sözleri vardı o şarkının.. 90' larda, her gece her gece,  ülkücü gardaşım Yılmaz' ın dj' lik yaptığı radyodan istek parçamızdı..
Çıkardık kordon boyuna.. O yıllarda, yol çift yönlü trafiğe kapanır, masa sandalyeler atılır, Alman sokağı başından, kordonun sonuda dek yşürürdük önce.
Sonra, masalara çöreklenrdik..!
Ezber ettiğiimiz o sözler dilimizde.. "Sonsuzluğun ötesindeyim gölgen gölgem üstüne
Eriyorum bitiyorum çare mi var derdime...
Sensizliğe alışırken, Herşeyini unutmuşken
Kahretsin aklımdasın. Ve sen bunun farkındasın"
Şiir gibi değil mi..! Hafızayı zorlayınca, şiiri de geldi şarkının, Rahmetli İbrahim' in sesinden..
Kulaklarımda şuan tekrar ediyor sanki o ses.. Ve dedikleri bir de;
"Vefasızlığını affedemedim. Sana olan zaafımı hazmedemedim.
Aramazdım sormazdım. Seni tanımazdım bile..
Sen benim koynumda beslediğim yılan bile olamazdın (Kahretsin)"!
Kahretsin (Aklımdasın) daha sı; (Ve sen bunun...)
Aylardan yine bir Temmuz işte.. Tatil vaktim belki de çoktan gedi ve geçti.. Tactil kim, ben kim bu arada..!!!