Çanakkale için yüz yılın Dev projesini hayata geçirecek adımda geri sayım başlamışken, bu sorular da neyin nesi?

Velev ki satıldı… Ne olacak? Dursun mu köprü projesi. Temeli mi atılmasın?
30 küsür senedir Çanakkale’ nin gündeminde yer alan ve adeta yılan hikayesine dönen Boğaz köprüsünde sona gelinmiş iken, ‘Bu nedir ya?’
CHP’ li Vekil Av. Erkek’ in soruları kafa karıştırmak amacıyla mı gelmiş, pek de anlayamadım.
Bu kentin bir yaşayanı ve de karşı kıyıları doğumlu bireyi olarak, yüzlerce kez hava muhalefeti nedeniyle Avrupa kıtasında mahsur kalmış bir isim olarak, köprü olsuna destek verenlerdendim. Halen de öyleyim. Ve de oluyor şimdi…  
Bu çıkışı haber olarak kaleme alsaydım, başlık olarak derdim ki; “Temele Saatler Kala Ağır Soru…!”
Sorular ne mi? ; “Hazine Arazilerinden Satış Oldu mu?, Yabancılar Toprak Sahibi Edildi mi?’ türünden 7 başlık altında daha da fazlası.
Dünyanın en büyük boğaz geçişi projesini hayata geçirmek için devletin zirvesi Çanakkale’ de olacakken, Muhalefetten gelen sorulu bu çıkış için, bir Çanakkale yaşayanı olarak, ‘Havan’ da su dövmek’ tespiti yapsam, sanırım bu sözlerime kızan çok olacak. Haydi o vakit, buyurun kızın…
Sorularla değil de, bir başka konu üzerinden gelinse idi vallahi daha çok dikkat çekici olunurdu. Gerçi, yazımın sonlarında kısaca bahsedeceğim o konu için, bir Çanakkale siyasetçisi hafiften dokundurmuş ya, neyse…
Dünya savaş tarihine altın harflerle yazılan Çanakkale Deniz Zaferi’ nin 102. Yılında, adını Şanlı Zaferden alacak 1915 Çanakkale Köprüsü için, CHP Kurmaylarından Milletvekili Av. Muharrem Erkek, 7 soru ile maliye Bakanı Ağbal’ dan yazılı yanıt vermesi talebiyle TBMM’ ye soru önergesi vermiş.
İktidar kanadından ulaştığım bazı isimler,  bu çıkışı; ‘Dev Projeye gölge düşünmek” diye yorumladı. Ardından da;
‘Başkaları için hayal olanları, biz yapıyoruz. Sıkıntı bu mu?’ diye de ekledi.
Maliye Bakanı Naci Ağbal’a yönelen ve de yazılı olarak cevaplandırılması istenen sorular ard ardına geldi.
TBMM Başkanlığına sunulan dilekçenin gerişinde bir anlatım vardı ki o da hayli dikkat çekiciydi.
“Çanakkale’ye yapımı için ihale süreci tamamlanan ve temeli atılması beklenen” ifadesine ek söz deva ediyordu.
Beklenen mi?. Temel yarın atılacak. Acaba biz mi yanlış biliyoruz?
Sözün devamı yazılı şekliyle şöyle geliyordu; “Çanakkale 1915 Köprüsü’nün güzergâhı belirlendikten sonra, bu güzergâhın yakınlarındaki bölgelerde bulunan arazilerin çok ciddi değerlendiği ve bu değerleme öncesinde ve sonrasında çok sayıda arazinin satışının gerçekleştiği belirtilmektedir” denilerek.
Sorular da bu anlatım ardından sıralanıyordu. 7 maddede ve ardı ardına sıralı şekil ile.
İlk soru; “Köprü güzergâhının belirlenmesinin öncesinden ve/veya sonrasında, güzergâh yakınlarında, Hazine’ye ait gayrimenkullerden satışı gerçekleşen söz konusu mudur?” diye gelmişti.
İkinci soru da ise, “Bahsi geçen yerlerde yabancı uyruklulara ne kadarlık toprak satışı gerçekleşmiştir?
Bu toprak satışları hangi ülke uyruklulara yapılmıştır? Yurttaşlarımıza satışı gerçekleştirilenler söz konusu mudur?” diye iç içi sorular ekliydi.
Devamında, Son 10 yıl içerisinde, Çanakkale ili ve Türkiye genelinde (iller ayrı ayrı belirtilmek üzere) Hazine’ye ait olan gayrimenkullerden ne kadarlık bir satış gerçekleşmiştir? Şeklindeki soruya da yanıt beklendiği dile getirilirken, yine aynı soru maddesi içinde;
“Bunlar içinden yabancı uyruklulara satılanların miktarı ve bunların toplam satışa oranı nedir?” deniliyordu.
Sorular 4, 5 , 6 ve 7 olarak sıralı geliyordu.
Boğazın iki yakasını bir edecek 1915 için, özellikle Lapseki ve Gelibolu ilçesi halkının yaşadığı heyecana geçen aylar içinde yaptığımız haberlere konu röportajlarda tanıklık ettiğimden, projede sona gelinmişken gelen sorular beni hakikaten şok etti.
Kimsenin avukatlığını falan da yapmak değil elbet niyetim. Zaten de işim bu değil. Öyle olsaydı Avukatlık yapardım. Lise mezunu, bir sıradan gazeteci olarak bu soruların neden bende şok etkisi yarattığına gelince;
“Vakti zamanında, köprünün projelendirilmiş tabelalarına tanığım. Cumhuriyet meydanında Çanakkale savaşı görmüş tarihi topun dibinde yer alan.
Ardından, Dönemin Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel ile dönemin başbakanı Prof. Dr. Tansu Çiller’ in söylemlerini kulaklarımla işittim. ‘BoğazD’a bu gerdanlık yakışmaz mı?’ şekliyle yönelen sorulara.
Şimdi, 30 yıldır Çanakkale gündeminde yer alan köprüde sona gelindi. Temeli atılacak. Biz bu gün nelerle uğraşıyoruz?” demekten kendimi alamadım.
Belki de, ‘aha bu da AK Partili olmuş diyeceksiniz. Benim bir oyum var. O’nu da hangi partiye attığımı bilenler bilir’ Hangi partiyi tutmam değil mesele. Mesele, objektif bakabilmek gündeme.
Sorularla devam edeyim. Sayın vekil Erkek, “Hazine’ye ait olmayan gayrimenkul satışlarından ne kadarı yabancı uyruklulara gerçekleşmiştir? Bunların Çanakkale ilimiz ve diğer illerimize göre dağılımları nelerdir?
Çanakkale ili ve Türkiye genelinde, 2005-2017 yıllarında,  Hazine’ye ait olan ve  satılan tarım arazileri miktarı nedir? Bunlar içinde yabancılara satışı yapılan arazi var mıdır? Varsa ne kadardır? Bunlardan ne kadarlık bir gelir elde edilmiştir?
Hazine’ye ait olup, 2005-2017 de satılan tarım arazilerinde amaç dışı kullanım söz konusu olmuş mudur? 
Çanakkale ilimizde ve Türkiye genelinde bahsi geçen tarım arazilerinden ne kadarını arazileri kullananlar satın alabilmiştir?” diye sürdürüyordu merak ettiklerini.
Başta da söyledim ya. Çan ilçesinde hazırlanan,  bir dev broşürden bahsedilse; hani billboard’ lar da yer tutan, ‘140 yıllık hayal’ vurgusu ile anlatılan ve 1915 Çanakkale köprüsüne ithafen dile getirilen afişler için bir sorgu suhal hali olsa, anlamak daha mümkün olurdu merak edileni.
MHP Kurmaylarından, İl Genel Meclisi Grup başkanvekili emekli öğretmen Recep Cahit Özer, sosyal medyadan 140 yıllık hayal için,
“Hem o hayalin, Çanakkale ile uzaktan yakından alakası olmadığını da bilir, sap’la saman’ ın, tahin, pekmez olmadığını bilir, karıştırmaz” sözü ile öğretmenliğinin gereğini de yapmıştı önceki gece.
Bir de, Çan’ ın Belediye Başkanı Dr. Kuzu tarafından afiş olarak reklam panolarına konulan o broşürlere ilişkin, CHP Çan ilçe Başkanı Av. Ümran Aydın’ ın bir çıkışı vardı.
“Çanakkale zaferinin yıl dönümü münasebetiyle, Anafartalar kahramanı Abdülhamid Han'ı anma inceligini gösteren belediyemizi kutluyorum.!!” Sözleri ile…
Yarına dönersek, şöyle demek geldi içimden; “Yarın temeli atılacak 1915, Çanakkale’ nin 30 yıl önce gündemine getirilen ve o zamandan bu güne yer tutan ve Çanakkale için oluşan bir hayal’ di vesselam… “
Bir Çanakkaleli olarak yarına özel bir diğer temennim ise, “Zaferimizin 102. Yılı Türk Milletine kutlu olsun…”