Komplo teorisi, tam da bu olsa gerek..

Komplo teorisi, tam da bu olsa gerek..
 
Soruşturmanın selameti açısından alınan benzeri kararlar çoktur.. Genelde, böyle olur.. Ve bunu, böylesi bir konuya bağlamak da, olsa olsa, Çanakkale’de olur. Olmasaydı, şaşardım..
 
Kazdağları elden gidiyor, ağaçlar yok ediliyor savı ile, aylarca eylemler yapıldı.. Nerede,  Kazdağları’ na kuş uçuşu olsa bile, hayli uzak bir noktada.  Orası Kazdağları değil dendi, ona da bir cevap geldi.. Değilse de, sinsilesi diye.
 
Hafta sonuna saatler kala, asıl adresten, Kazdağları’ nın eteklerinden dumanlar yükseldi önce.. Sonra  kör olası  alevler.. Canım ormanı ateş sardı, 100 hektar kül oldu. O dakikalarda, Çanakkale’de ayrı bir eylem havası vardı. Başka bir şehirde olsa benzeri eylem; ‘yanan orman için millet sokağa döküldü’ denirdi ya, neyse..
 
Çanakkale olunca, biraz düşünmek gerek.. Mesela, 90’ larda, Dardanelspor’ un, il özel idaresinden, bilmem kaç yıllığına kiralayacağı bir adres için, başka bir talip çıkınca, eylemler başlamış, günlerce sürmüştü.. Hatırlıyorum da, o yıllarda haberler kaleme alıyor, İstanbul basınına fakslıyordum..
 
Haber merkezi; “sizde demi, coco cola eylemi”, diye soruyor, meseleyi  anlatıncaya kadar, akla karayı seçiyordum.
 
Gelelim günümüze. Sanki pek çok şey değişmemiş gibi..
 
Bir soruşturma kapsamında görevden alma var, konu nereye bağlandı.. Tam da; ‘Yok artık..’ durumu...   
 
Çevreci olmamız gerektiğini kesinlikle savunanlardanım.. Geleceğimiz için lazım.. Sağlıklı çevre hepimize lazım.. Ormanlar olmalı ki, orman canlıları yaşasın.. Nasıl, sokak canları yaşasın diye, sabahın köründe yaz kış, sıcak soğuk demeden can dostlara bir lokma vermek için evden çıkıyor, bunu kendime görev ediniyor isem, Orman hayatı da hep var olmalı.
 
Sayacak çok şey var lakin, uzatmayayım.. Herkesin can dost sevgisi kendine..
 
Katil köpekler Pitbull’ lar da yaşamlı.. Saldırgan ve da ha yırtıcı olmaları için uğraşılmamalı..  Bazı yöntemleri uygulayıp, o köpekleri daha da kudurtmamalı.. Pitbull ları. Daha da saldırgan hale getirmek için  uğraş verenlere de, en okkalısından cezalar verilmeli.. Bu da benim görüşüm.
 
Pitbull dehşeti, köpekler üzerinde yaşandı geçende.. İlgili kurumlar harekete geçti ve soruşturma başladı. Soruşturmanın selameti açısından, iki isim görevden uzaklaştırıldı.
 
Ya sonra..? Yetkililerden gelen kararın ardından, bu kararın nedeni olarak isimler dile geldi.. Yekten Adres gösterildi..
 
Bir yazılı açıklama: ‘Basına ve kamuoyuna..’ başlığı ile geldi.
 
Ve o denilenler, yok artık dedirten türden kaleme alınanlar..
 
“Bir süredir Çanakkale Belediyesi'ne yönelik uygulanan yıldırıma, baskı ve görevden alma süreçlerini takip etmekteyiz.”
 
Başka kimler görevden alındı ki, biz mi bilmiyoruz..?
 
Baskı der iken,  sahi ne baskısı..? Yıldırma var bir de.. Böyle bir şey mi var, biz neden haberdar olmadık.. Kesinlikle, bizim gazetenin haber merkezimizi fırçalayacağım..
 
Açıklamanın devamında; “Bugün, gözümüz gibi korumamız gereken Kazdağları, madenler ve enerji santrallerinin yağmasında bir varoluş mücadelesi vermektedir.” deniliyordu.
 
Sonra bu söz konusu mücadele örneği ile bağlantılar kuruluyordu, görevden almalar için.
 
İsimler dile geliyor; “Alamos Gold ve Doğu Biga Madencilik'in altın madeni projesine karşı Kirazlı'da yükselen direniş tüm Türkiye'nin sahip çıktığı örnek bir mücadeledir.” deniliyor, ardından şu cümle kuruluyordu;
 
“Çanakkale Belediyesi, parçası olmaktan onur duyduğumuz bu mücadeleye destek verdiği için suçlanmakta ve soruşturma açılmaktadır. Belediye Başkan Yardımcısı İrfan Mutluay' ın görevden alınması da bu haksız suçlamaların bir parçasıdır.” Deniliyordu.
 
Görevden almanın nedeni, çok iddialı şekilde dile geliyordu.. Yazıya dökülüyordu.
 
Ve de ekleniyordu bir cümle daha; “Bir şehrin doğasına, halkının yaşam alanlarına ve su kaynaklarına sahip çıkmak asıl kamu hizmetidir. Çanakkale Belediyesi'ne ve Sn. Mutluay'a yönelik bu baskıların siyasi bir hesaplaşma aracı olarak kullanılmasını kınıyor, bu baskıları kabul etmiyoruz.”
 
Baskılar var mı sahi..? Peki ama, neden Kamuoyu bilgilendirilmiyor..?
 
Bir olasılık üzerinden mi, yoksa  bu iddialı sözler dile geliyor..?
 
Bir sürü soru düşüyor insanın aklına.. Herkesin zihninde, Ardı arkası kesilmeyecek düşünceler mi oluşturulmak isteniyor yoksa?
 
Böylesi hal ve hareketler, böylesi iddia ve varsayımlar; Gezi vari diyeceğim, yine kızacaklar çıkacak bana..
 
Altıncıların avukatı falan değilim.. Olamam da zaten, ben avukat değilim..  Ve, o şirket Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine, edindiğim bilgiye göre hatırı sayılır miktarda tazminat davası açmış. Maden sahası faaliyetleri durduruldu diye..
 
Kim dinler  bu durumda şirketi, görevden almalar yapar…? Şaka gibi..
 
Platform;  “Kazdağları Ekoloji Platformu olarak ekoloji mücadelesine destek veren ve sahiplenen tüm kurum ve belediyelerle dayanışma içinde olacağız.
 
Kazdağları Hepimizin…” vurgusu yapıp sona erdiriyordu, açıklamasını..
 
Kazdağları hepimizin elbet.. Orada, yanacak tek bir dal dahi, içimizi yakar, çünkü biz Çanakkaleliler  sözde değil, özde severiz ormanı ve ormanları..
 
Bunca yıllık meslek hayatım boyunca, yüzlerce orman yangınına tanık oldum..
 Söndürme çalışmalarını izledim.. Haber yazdım, fotoğraf ve görüntü çektim..  Ne acıdır ki, yöre halkının dışında, ‘Ormanım yanıyor, bir el atayım, alevleri söndüreyim’ uğraşına girmiş, tek bir sözde çevreci de görmedim..  Bırakın alevleri müdahale edeni görmek, alevleri söndürmek için canını hiçe sayan orman ekiplerine, bir bardak su getireni de görmedim.
 
Seviyoruz lafa gelin ceyi.. Başa gelince anlaşılıyor bazı şeyler, hiç uzatmayalım bence..
Kalın sağlıcakla..