Hafta sonu, bir üstadın dilinden sözler dinledim..

Uzun uzun anlattıkları içinde öyle püf noktalar vardı ki, an geldi güldüm, an geldi düşündüm..
Her birimizin bir olimpiyat şampiyonu olduğundan söz eder iken, "Nasıl yani..?" diye de sorguladım kendimce.
Üstat kim mi..? Üstat; ‘Hayati İnanç’ Öyle güzel konuşuyordu ki katıldığı konferansta, tüm delileri sevesim geldi..
Severim de zaten.. Deli veli kişidir aslında.. Görebilene ve anlayabilene..
En deliden söz ediyordu 'Bühlül Dana' dan..
Dana' da ki 'a' lar dan birini üzerine yumuşaltıcı şapka koymak gerek bu arada. Ki; .'Dana' böylece daha bir anlam yüklenir çünkü..
Neyse, Behlül' ün hikayesi de anlaya bilene zaten..
Ben şampiyonluğumuza geleyim.. Dünyaya gelmiş her birimizin sahip olduğu tartışmasız şampiyonluğuna..
Her birimiz, özel insanlarınız aslında.. Son derece özeliz. Ve,  getirilme nedenlerimiz var dünyaya, öyle ya boşa şampiyon olunur mu hiç..
Rahme doğru yol alan, yüzbinlerce embriyo' dan biriydik o vakit..
Ve ulaşan olduk.. Hayata gelebilme şansını yakalayan, hem şampiyon, hem de en şanslı olduk, yalan mı!...
Böylesi şampiyonlar, böylesi şanslılar iken, kimimiz zengin, kimimiz fakir olduk.. Bunun da bir nedeni olmalı..
Bu arada; Açlıktan.. Tüm üç türlü açlıktan söz ediyordu üstat.
Karın açlığı, zihin açlığı ve...
Ve dediğim noktada ki, Kalp.. Yüreğimiz yani..
Bu kadar şampiyon bu kadar şanslılar gelmiş iken dünyaya, her bir şampiyonun açlığı da olacak ebet..
Karnı acıkan bir tas çorba, belki de bir simit ile geçiştirecek açlığını.. Doyacak..
Zihin açlığı çekenler öğrenmeye odaklanacak.. Öyle de oluyor zaten. Oku, bo..u öğreniyoruz o ya da bu şekilde.. .
Peki ya, yürek acıkır ise.. Kalp arıyor, buluyor.. Seviyor bir de..
O vakit yürek de açlığını gideriliyor..
Aşk başlıyor, sevgi yükleniyor yürek.. Attıkça atıyor, tık tık tık, ritim tutuyor..
Bu da anlayana elbet.. Yüreğin acıkmış, bulmuşsun gıdasını.. Her şey yolunda gidiyor..
Bahsettiğim ve dinlemeye doyamadığım konferansta uzun uzun konuşuyordu üstat.. İnsanın bir daha bir daha dinleyesi gelen sözler ediyordu..
Anlam yüklü ifadeleri, ders çıkarılacak örnekleri yığınla idi her sözünde..
Yürek açılığının önemine dair sözlerini dinlemek gerek, benim anlattığımı anlamak için..     
Öneririm yani.. Sizler de bir dinleyin... Yazınca Google amcaya, çıkıyor o konferans youtube’ de..  
Olimpiyat şampiyonu olmuşsun, öyle gelmişsin fani dünyaya. Üstelik, en şanslı embriyosun.. Yüz binler arasında, hayata gelebilme şansını sen yakalamışsın..
Yürek açlığını gidermişsin, Aşk' a kana kana olmuşsun.. Bir şanslı halindesin yine..
Bir arkadaşım ile,  koyu sohbetteyiz bir hayli zaman önce.. Ki, kendisi artık terki diyar eyledi dünyayı. Ne de şanslı şampiyonlardandı aslında o da..
Neyse uzatmayayım.. Laf lafı açtı.. Acı biber kıvamında sohbetler de ettik bir ara.. Başım tuttu. Nalet küme tipi baş ağısındayım,, Migrenin küme tipisi.
İlaç da fayda etmiyor, bol oksijen lazım, tüp yanımda değil..
Tüp der iken, bildiğiniz oksijen tüpü.. Ağrı dönelerimde hep kullandığım..
Biber kıvamındaki sohbeti , cebimde taşıdığım acı biber kremini şakaklarıma bir parça sürerek sanki daha da acıyı arttırıyorum da, ağrımın önüne geçiyor acılık, rahatlıyorum..
Biber kıvamında anlatılan hikayenin acısını bastırmasa da şakaklarıma sürdüğüm acı, ağrımı hafifletiyor, derin bir oh çekiyorum.
5 harften oluşan isme sahip arkadaşım, şanslı ve şampiyon embriyorlar’ dan biri ve akıllısı dı da aynı zamanda.
Çaktı köfteyi.. Söz verdirdi bir de.. Sırrı kapmıştı, kaptığı sır ile sonra toprağa gitti...
"Vazgeçme, kaybetme, inadına inadına" diye söz aldı bir de benden..
'Söz dedim be usta.. Söz..'
Söz bitiyor bazen, anlamı da kalmıyor..
Ben ne diyordum yahu.. mal mal laflar eder oldum..
5 harfli isme sahip aga’cığımdan geriye kalan, son üç harften etkilenmiş oldum sanki, bir den mal' laştım..
Kaptığı sır ile, şampiyonluktan vaz geçip, terki diyar eyledi dünyayı.. Belki de, kurtuldu dertten tasadan, her türlü açlıktan.. Darısı bizim başımıza da gelecek elbet, böylesi kesin kurtuluşun..
Vakit 'nakit' tir.. Bir de şöyle bir durum var; Vakti gelen kesin 'nakli' kapar öyle değil mi..?
Şampiyon embriyolar, aynı zamanda en şanslılar.. Nedenleri var olmalı ki dünyaya gelişlerinde, boşa şampiyon olmamışlar..
Kimileri, aç yüreklerinin kavuşabileceği eşsiz tada karşılıklı vardı, kimileri saçma sapan’lıklar ile vaz caydı..
Dünyaya gelme şansı yakalayanlar önemli.. O vakit, her şanslı şampiyon da önemli..
Sözü tutmak gibi, tutabilmek için inat etmek de  önemli..
Bugün pek Felsefikleştim..  Beni maruz görün, küme tipi ağrılardan olsa gerek..
Bir de şöyle bir durum var. Ya; Felsefikleşmek yerine, Pasifikleşsey dim..