Hakikaten Türkçeyi katlettim bu kısa başlıkla. Fakat ne deseydim ki? Çoğu kez başlık okutur haberi, Makaleyi…

İçeriği istediği kadar dolu olsun, başlık ilgi çekmez ise, tek bir satıra dahi bakılmaz çoğu kez.
 
Örnek vereyim dün bir başlık attım, dakikada eleştiriler geldi. Ne cahilliğimiz kaldı, ne de iş öğretme…
 
Öyle ya, Gamalı Haç’ı nereden bileyim değil mi? Bilirim elbet, bilirim. En azından iyi film izlerim.
 
Neyse artık. Bu konuda Subliminal mesaiı alan tam almış. En azından bunu gördüm.
 
Okunuyor yani cahilce atılan başlıklar…
 
Çanakkale Belediye Başkanı U¨lgu¨r Go¨khan’ın Cumhuriyet Gazetesi’ ne İlan Reklam Desteği’ ne ilişkin eleştiriden bahsedecektim, nere ye geldim. Cahilikten olsa gerek.
 
“Çanakkale Belediye başkanı Ülgür Gökhan yanlışlarına şehrin belediyesini de alet etmektedir” şeklindeki çıkışa dikkat kesiliyorum.
 
AK Parti Belediye Meclis Üyesi ve Meclis Grup Başkan Vekili Av. Tülay Ömercioğlu, bir ilan üzerinden oldukça sert çıkmış Başkan Gökhan’a.
 
“Daha önce PKK’ya yardım ettiği için tutuklanan ve kayyum atanan Sur Belediye Başkanı ile imzaladığı protokolü tüm tepkilere rağmen iptal etmemiştir.
 
HDP barajı geçtiği için şehrin belediye başkanı sıfatıyla şükür pilavı dağıtmış, Çanakkale belediyesinin kutlama ilanlarında HDP’nin kurumsal renklerini kullanmış, buna tepki gösterenlere de bundan sonra hep bu rengi kullanacağım demiştir” sözlerini hatırlatıp adeta veryansın etmiş.
 
AK Parti Kurmayı Av. Ömercioğlu’ nun yazılı açıklaması benim e-posta adresime geldiğinde,  bir başka ileti daha vardı ki, bu açıklamadan çok, o ileti beni daha da etkiledi.
 
Çünkü Yerel Gazetelerde, bu güne değin rastlamadığım bir ilanı anlatıyordu o iletinin detayları  ‘İnsan bir destek de yerel medyaya vermez mi?’ diye okudum anlatılmak isteneni. Çünkü paylaşılan görsel ap açık ortada gözümün önünde.
 
 Yanlış da anlamış olabilirim. Bunu da son günlerde birden gelişen algılama eksiğime verin artık.
 
Neyse dönelim konumuza. 
 
AK Parti Kurmayı Av. Tülay Ömercioğlu açıklamasının devamında;
“Her geçen gün yeni bir skandalla gündeme gelen CHP’li Çanakkale Belediye başkanı geçtiğimiz aylarda PKK’ya çalışan belediyelere devletin atadığı kayyumu tanımıyorum, muhatabım değil demişti ve bu söyleminden dolayı da hakkında şikayetler olmuştur” hatırlatmasında da bulunuyordu.
 
Biz yaşanılanları çabuk unutan bir toplumuyuz da, yeniden hatırlatma olmuş, o’nu da anlayamadım. Ben de bu aralar OMEGA 3 eksiği oluştu sanırım. Ara vermem lazım işlere. Olta elde, Şakir’in oraya koşmaca….
 
Sayın Av. Ömercioğlu, eleştirisel anlatımlarla dolu açıklamasında aynen şöyle bir cümle kurmuş.
 
“Ülgür Gökhan, üzülerek söylemek isterim ki bugün yeni bir skandalla gündeme gelmiştir” diyordu.
 
‘Hadi be’ dedim kısacası. ‘Yine ne yapmış?’ diye de meraklandım kısacası.
 
Sanırım sizlerde merak ettiniz. İşte yapılanı da sayın Av. Ömercioğlu şöyle aktarıyordu;
 
“Çanakkale Belediyesi Başkanı sıfatıyla Cumhuriyet Gazetesine bir destek ilan reklamı vermiştir.
 
Ülgür Gökhan belediyenin kasasından ,tüm halkı ilgilendirmeyen bir konuda  böyle bir harcama yapamaz.
 
İlla da 'FETÖ/PDY ve PKK/KCK’dan yargılananlara ve gazeteye destek olacaksa da kendi isim veya kendi parti grupları adına, kendi ceplerinden çıkacak para ile bu reklam ilanını verebilirler.
 
İlan reklam verdiği Cumhuriyet Gazetesi son 3 yıldır Türkiye Cumhuriyeti devletine adeta düşmanlık eden bir yayın politikasını benimseyerek terör örgütleri FETÖ/PDY ve PKK/KCK’nın sesi olmuştur.
 
 Üzülerek belirtmek  isterim ki  90 yıllık Cumhuriyet gazetesi çizgisini artık tamamen kaybederek bugünkü haline gelmiştir.
 
Bu yüzden de gazetenin 9 yöneticisi 'FETÖ/PDY ve PKK/KCK terör örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek' suçlarından tutuklanmıştır” diyerek.
 
Cumhuriyet Gazetesinin son 3 yıldır yaptığının gazetecilik olmadığını da savunuyordu AK Parti Kurmayı.
 
O’nu bilemem lakin, bildiğim bir şey var; o na‘ da Örnek;
 
Çanakkalemizde, Yerel Medyanın desteklenmesinde, A’ dan Z’ ye belediyelerin top yekün yetersizliği.
 
‘Güçlü medya’ yok ise, Güçlü Muhalefet de yok bilmem anlatabildim mi?
  
AK Partili Av. Ömercioğlu, Cumhuriyet gazetesine ilişkin oldukça sert değerlendirmesinde;
 
“Çünkü manipülasyon ile gerçeği perdeleyip terör örgütlerinin amacına uygun hareket etmek, iç kargaşa çıkartmak ve ülkeyi yönetilemez hale getirmek kesinlikle gazetecilik değildir” diye de ekliyordu.
 
Şimdi aklıma bir soru geldi birden. Tülay ablanın Cumhuriyet okuru olmadığını  biliyordum. Yok sa yanlış mı biliyorum?

Bu kadar ayrıntıyı araştıran ve derinine yazılanları okuyan daha doğrusu takibe alan bilmez mi_?
 
Şaka şaka… Valla şaka yaptım. Yok öyle bir aklıma gelen.
 
Döneyim yine ben o açıklamaya. Gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklamanın, devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla temin etmenin basın özgürlüğü olmadığını da açıklamasında dikkatlice dile getiren AK Parti Kurmayı Av. Ömercioğlu, devamında da aynen şöyle diyordu;
 
“Bizzat basın özgürlüğü adı altında psikolojik operasyon olduğunu geçtiğimiz günler bize göstermiştir.  Bu çerçevede Cumhuriyet Gazetesi'nin son 3 yıldır yaptığı manipülasyon ile gerçeği perdelediği, terör örgütleri FETÖ/PDY ve PKK/KCK amacına uygun hareket ettiği, iç kargaşa çıkartmaya ve ülkeyi yönetilemez hale getirmeye yönelik haberlere imza attığını görüyoruz.
 
FETÖ'nün yayın organı olan Zaman Gazetesi ile aynı başlıkları manşet olarak atan FETÖ/PDY ve PKK/KCK’ya adeta kol kanat geren Cumhuriyet Gazetesine ilan vermekle de yetinmeyen Ülgür Gökhan, tutuklu yöneticilerine de Türkiye Cumhuriyeti Devleti mahkemelerini adeta tanımayan bir üslupla “Bu bir yargılama değildir. Yargının bağımsızlığı ile alakası yoktur. Bu bir yargı marifetiyle işkencedir” diyerek sahip çıkma cüreti göstermektedir.”
 
Hep soruları Kamuoyu adına biz mi soracağız. Demek ki sadece biz sormayacakmışız. Bunu nereden mi anladım. Tülay ablanın açıklamasından elbet.
 
Sayın Ömercioğlu’ na çoğu kez hitabım ‘Abla’ olduğundan, rahatça böyle dediğime bakıp ta, yanlış bir algıya da kapılmayın. Peşin söyleyeyim. Bozuşuruz…  
 
Öyle başka abi-abla kavramındakilerle karıştırmayın benim hitabımdaki şekli.
 
Dedim ya soru diye. Alın bakın Tülay abla nasıl soruvermiş;
 
“Şimdi sormak istiyorum dün devletin atadığı kayyumu, bugün de mahkemelerin verdiği kararı tanımayan Ülgür Gökhan ne yapmaya çalışmaktadır?
 
Hakkında yakalama kararı olan Can Dündar’a dün ödül veren bugün FETÖ/PDY ve PKK/KCK’ya yayınlarıyla kime hizmet ettiği ortada olan Cumhuriyet gazetesine şehrin belediye başkanı sıfatıyla beyanlarıyla ve ilan reklamlarla sahip çıkan Ülgür Gökhan neyin diyetini ödemektedir?
 
 Çanakkale’nin adını, Çanakkalelerin parasını nasıl bu şekilde hoyratça kullanabilmektedir? Çanakkale halkı bunları unutmayacaktır”
 
Sorular oldukça sert ve gelecek yanıtı da şimdiden hayli merak ettirecek türden olmuş bence.
 
Birde aklıma gelmişken, ABD’ nin yeni Başkanı, ‘Maaş da ne?’ demiş ve yapacağı görevi karşısında Maaş almayacağını söylemiş.
Vay bee..
 
Adını yazmasını ezberleyinceye kadar ABD Başkanı desem olur her halde. Kimden bahsettiğim karıştırılmaz umarım.