Sözlük anlamı olarak depresyon; uyaranlara karşı duyarlığın azalması, girişim gücünün ve kendine güvenin yiterek umutsuzluğun, karamsarlığın güçlenmesi biçiminde beliren ruhsal bozukluk (çöküntü) duru

Sözlük anlamı olarak depresyon; uyaranlara karşı duyarlığın azalması, girişim gücünün ve kendine güvenin yiterek umutsuzluğun, karamsarlığın güçlenmesi biçiminde beliren ruhsal bozukluk (çöküntü) durumudur. “Major Depresyon” olarak da isimlendirilir. Depresyon ciddiye alınması gereken ama tedavi edilebilir bir hastalıktır. Depresyon her yaşta görülür ama genellikle gençler ve kadınlarda daha yaygındır. Kadınlar doğumdan sonra doğum sonrası depresyonu adı verilen durumu yaşayabilir.
Depresyonun kalp krizi, inme ve diyabet gibi diğer ciddi hastalıkların ortaya çıkmasında rol oynadığı ve pek çok kronik hastalığın seyrini kötüleştirdiği kanıtlanmıştır. Tedavi edilmeyen depresyon alkol, uyuşturucu bağımlılığı gibi yaşamı tehdit edebilecek durumlara yol açabilir. Kişilerin çevreleriyle olan ilişkilerini zayıflatarak, iş yerinde problemlere neden olabileceği gibi zamanla daha büyük hasarlara da neden olabilir. Üzerine birde Panik Atak geçirirseniz hepsi birden üstüste gelir ve dayanılmaz bir  hal alır. Son zamanlarda kendimi hiç kendim gibi hissetmediğim bir dönem geçirdim. Bilmediğim başka bir şehirdeydim sanki yalnızdım, bir rutinin içerisine sıkışmış, asos Çanakkale arasında mekik dokuyordum. Geçen üç ayda tam 5  kilo aldım, sonra nasıl darlandıysam, şehirde kalan son zamanlarımda  3 kilo birden verdim.
 
Aynada gördüğüm Burcu kimdi?
 
Kimse oydu tabii ki. Başka kim olacaktı? (Hayırsız bir arkadaşım bile  bana bir keresinde ‘sen de çok kadın kadınsın’ demişti de ‘ulan adam-adam mı olayım hıyar!’ diyememiştim.)
Terapiye başladım. İnsanlar terapiden nasıl fayda görüyor bilmiyorum ama ben, yabancı bir profesyonele kim olduğumu anlatmaya çalışırken tüm parçalarımı bir araya getirip bir Burcu Haritası oluşturduğumda, ‘oha hepsi benim ki’ diyerek yüksek dozaj bir aydınlanma ile şifalandım. Üstelik sadece üç seansta. (Devam ediyorum tabii ki, şifa öyle bir çırpıda olup bitmez.)Hayati aydınlanmalarımın hemen hepsinin dünyanın en basit gerçeklerine dayanıyor olması gerçekten büyüleyici.Günlüğüyle arka sıralara saklanmış hırkasının kolunun ucunu kemiren genç kız da bendim, Erken yaşında evlenip, ev kadınlığı rolüyle heyecanlanıp, bir süre sonra rengarenk mutfağından ve gittikçe toksikleşen kocasından koşarak uzaklaşan da bendim. İlişkiler onaran, bozan, gezen, dünyanın çeşitli yerlerinde çeşitli hikayeler anlatmaktan ve dinlemekten muazzam bir haz alan bendim. Bin ateşin başında bin başka şarkı söyleyen Burcuların da hepsi bendim.
Benim.
 
Kendim olmadığım tek bir an bile yok. Olamaz ki!
 
Sadece, aynada görmek istediğim, sevdiğim insanlara takdim etmek istediğim Burcu  imajına uymayan bazı hallerim var. Depresyondan kafamı kaldıramayıp yatakta dönüp durduğum halimi kimse görsün istemem, çünkü o çok da ben gibi değilimdir, yani işte benimdir de, olmak istediğim benden çok uzaktadır.Ya da çok sevdiğim (ya da daha çok sevmek istediğim) birinin benim hakkımda atıp tutması, beni anlamaması, buyur ettiğim bahçelerime tenezzül etmemesi beni o kadar kırmıştır ki, yeterince kendim olamadığım için beni anlamadığını düşünür kendimi suçlarım.Kendim olma-olamama kaygısıyla uzaklara bakan halimin de her bir zerresi benim.“İdeal Duygu İmajı” her zaman olumlu özelliklerimi yansıtmıyor elbette. Kendimi eksik gördüğüm bir konuda müthiş başarılar elde ettiğimde de “ay bunu başaran ben miyim, kim bu” diye şaşırdığım olmuyor mu?Hatırlamam gerek. O tuhaf birkaç ay boyunca, kendime hiç yakıştıramadığım bazı hallere büründüm diye kendimden başka birisi olmadım. Döndüğümde bulacağım biri de yoktu ki burda. Osho’yu sevmem ama bazı sözleri aklıma takılır; “sana kendini sev diyemem, çünkü seven ve sevilen olarak ikiye ayrılamazsın, sen bir bütünsün” der bir konuşmasında. Ben de bir başkası olamam Arthur, hiç kusura bakma.O eli ayağı birbirine karışmış Burcu da benim, büyük bir keyifle anlattığı hikayelere kapılıp giden de benim.
Kendimi bir ve bütün olarak kabul edip sevebileceğim gibi basit bir gerçeği hatırlamak, tüm karanlıkları dağıtmaya yetti. Kendimi nasıl gördüğümle ve nasıl göründüğümle ilgili bir sürü derdim olduğu için, özgüvensizliği neredeyse ete kemiğe bürünmüş karşımda görecek kadar hissettiğim için. O hali kendime yakıştıramadığım her seferinde, “ya ama hiç kendim gibi değilim” diyerek dudaklarımı büktüğüm için.Bakalım, İdeal Burcu İmajı üzerindeki çalışmalarım daha nasıl sonuçlar verecek. Şimdilik devasa bir depresyon atağını ve sevimsiz kara bulutları büyük bir heyecanla dağıtmış olmanın verdiği gururla kalan birkaç okurumu selamlar, kendiliğinizden öperim.