Bu sözü, siyasetle alakalı pek çok isimden işitmişimdir, yani; 90’ lardan beri…

Bu sözü, siyasetle alakalı pek çok isimden işitmişimdir, yani; 90’ lardan beri…
Partilinin yüzüne karşı çok edilmiştir o söz…  İşitmeyeni de kalmamıştır..
Neyse, konu şimdi bu edilen sözün, nasıl yeniden dile geldiği..
 
Bir paylaşım ile birlikte, sosyal medyadan partililer anımsattı bu unutulmaz sözü.. Bu arada, alıntı edilen bir yazı da paylaşılanlar içinde yerini alıyordu.
 
Siyasette adını, ‘Gönül Dostları’ başlıklı profili ile andıran bir isimdi, bahsettiğim yazıyı paylaşan kişi.
 
Dedikleri hayli de netti. Diyordu ki; “KISSADAN, HİSSE… ANLAYABİLENE…”
Sonrasında, ekliyordu kendi ifadesi ile, ardından da bir alıntıyı..
 
Gönül dostu diye de bilinen isim, Metin Arslan’ dı.. Önce kendi deyimiyle; “Tabının sesine kulak verin, kulak.” vurgusu yapıyordu, ardından da alıntı o sözleri ekliyordu paylaşımına.
 
Alıntı paylaşım, şu ifadeler ile geliyordu;
“40 bin lira maaş alanlar; Ütüleri bozulacak diye yerlerinden kıpırdamazlar iken, AK Parti’nin icraatlarını 2800 lira maaş alanlar anlatıyor.
 
Ve şunu da unutmayın, AK partiyi ölümüne destekleyenler, emin olun parti binasından içeriye girmemiş kimselerdir..”
 
Ne yalan söyleyeyim, böylesi ifadeleri çok işitiyor kulaklar.. ’Sen bizim çocuksun..’ tanımı gibi.. 
 
Bahsettiğim paylaşımın sahibinin, alıntı bir başka paylaşımı da paylaştığını gözledim sosyal medyadan..
 
Başlık, bahsettiğim başlık.,. ‘SEN #BİZİMÇOCUKSUN!’
 
Ya sonrası yazıya dökülen ifadeler..
 
Yani, tam da şu sözler; “Özellikle Ak Parti siyasetinde en çok kullanılan tabirdir
’Sen bizim çocuksun‘
 
Geceni gündüzüne katarsın, günlerce yatağına hasret, çocuğuna hasret, çat kapı ev ziyaretleri yaparsın,  mahallende komşunla atışırsın,  iş yerinde başka partililer tarafından operasyonlara maruz kalırsın,  kahvehanede Cumhurbaşkanını, partini eleştirenlere cephe alırsın,  yan komşunla Reis'e laf söyledi diye bağrışırsın,  azıcık bir derdin olduğunda siyasetçilerin kapısını çaldığın vakit değersiz olduğunu gördüğünde hiç bir emeği olmayanların el üstünde tutulduğunu ifade ettiğinde,  işte o sihirli lafı duyarsın; ‘Amann onla bir mi tutuyorsun kendini, SEN BİZİM ÇOCUKSUN‘… “
 
Atında imzası da bulunan bu sözleri paylaşıyordu ‘Gönül dostu’ rumuzlu Metin Arslan..
 
Ve dahası da vardı yazıya dökülen ifadelerin.. Şunlar yani;
“Görün artık sizin çocukları, süslü püslü sözlerin sırt sıvazlamanın ötesinde değer verin bizim çocuk dediklerinize, mendil misali kullanıp bir kenara atmayın, yaralarına merhem olun, vefasızlık yapmayın.
 
Bunca vefasızlığa rağmen 15 Temmuz gecesi yine bizim çocuksun dedikleriniz sabahlara kadar nöbet tuttuk.
 
Her seçimde bizim çocuk dedikleriniz sandıkların açılacağı son dakikaya kadar sandık nöbeti tuttu.
 
Bizim çocuk dedikleriniz Reis'e operasyon olduğunda sosyal medyadan Reis'inin arkasında dimdik durdu, bizim çocuklar yola çıktıklarınız ama bizim çocukları yolda bulduklarınıza değişmeyin.”
 
Bu son satır, bir hayli anlam yüklü geldi bana da.. Okkalı bir durum özeti gibi geldi bana bu yazıya dökülen ifade…  
 
Sonrasında, paylaşılan alıntı denilenlerin  devamı geliyordu..
 
“Nedir bizim çocuklara VEFANIZ ?” sorusu eşliğinde.. Ve alıntı paylaşımdan bahisle, o ifadeler paylaşılıyordu tam şekli ile.
 
O ifadeler tam da şöyle idi; “Vefa yemeği, üç beş pasta, çörek, kek tamam vefamızı gösterdik.
 
Soruyorum! Bu mu sizin bizim çocuk dediklerinize vefanız!
 
Bizim çocuk dedikleriniz kırgın, bizim çocuk dedikleriniz üzgün, bizim çocuk dediklerinizin içi kan ağlıyor.
 
Vallahi de ağlıyor billahi de ağlıyor.
 
Unutulmak, hiçe sayılmak, haksızlığa uğramış olmak, değer verilmemek bizim çocuk dediklerinizi kahrediyor.
 
Şahsı adıma söylüyorum ve böyle bir çok insan biliyorum.
#Artık sizin çocuk olmak istemiyoruz, çünkü siz bizim çocuk dediklerinize üvey evlat muamelesi yapıyorsunuz.
 
Ötekileştiriyorsunuz.  Sonradan gelenlere daha çok değer veriyorsunuz. Sonrasında insana
‘’KEŞKE SİZİN ÇOCUK OLMASAYDIM’’ dedirttiriyorsunuz.
 
Bu partide ne çektiyse bizim çocuk dedikleriniz çekti.
 
Ne bedel ödediyse bizim çocuk dedikleriniz ödedi. Keşke yolda bulduklarınızın, yanlışlarının bile arkasında durduğunuz kadar bizim çocuk dediklerinizin doğrularının arkasında dursaydınız da bizim çocuklar ilk gün ki heyecanıyla kalsaydı.
 
Gidin kapı kapı dolaşın. Geçmişten bugüne kadar ne kadar partiye hizmet vermiş bizim çocuk varsa gönüllerini alın, düşmanlarımızı dost edinmeye çalışırken unuttuğunuz dostunuz olan bizim çocukları kendinize düşman etmeyin.
 
2023 seçimleri kazanılacaksa emin olun #BİZİMÇOCUKLAR sayesinde kazanılacaktır.
 
Çünkü bizim çocuklar bu partiyi makam rızası için değil vatan rızası için seviyorlardı.
Onların dertleriyle dertlenin, çünkü onlar '’BİZİM ÇOCUKLAR"
 
Bunca denilenin altında bir imza yer alıyordu.. Alıntı der iken, bu ifadelerin altına imzasını koyanın yazısı oluğu için alıntı denildiğini de hatırlatmak gerek.. Okuduğum ve anladığım kadarı ile, ifadeleri kaleme alan isim;  ‘Gökhan Ayyıldız’ imiş..
 
 İçtenlikle , içinden geçenleri ve gözlediklerini..  Kim bilir belki de yaşadıklarını yazmış, yazının sahibi..
 
Ben, gençliğimde katıldığım, yemekli ve içkili  düğünlerde çok işitirdim: “Misafirler yesin içsin daha da çok.. Siz,  bizim çocuklarsınız…”  lafını..
 
Hey gidi hey, gençlik geldi aklıma.. Güzeldi be o yıllar.. Keşke dönebilsem o yıllara, keşke yine duysam o sözü: “Siz; bizim çocuklarsınız..”