'Hoppala...' demeyin hemen..

"Hoppala..." demeyin hemen.. Ne hoppalası..! Utanmazlık yaşanmış ise şayet, tak diye denmeli yaşanılan ve gelmeli tepki... Ve de, işte gelen bir okkalı tepki..
Neyse uzatmayayım.. Sayfalarımızın konuk yazarı, bir süre sonra yazdı.. Malum, pandemi var, herkesin de işi gücü..
Lakin, Konuk yazarımız Mehmet ağabey, daha bir iş güç sahibi. Gazeteci kendisi.. Mesleki büyüğüm ayrıca da..
Mehmet Uzel ağabeyden geldi aktaracaklarıma ilişkin yazıya dökülenler.
Yine bildik ifade ile başlayayım aktarmaya. ‘Konuk yazar yazdı…’ diye..
Hainliğin yıl dönümünde, Türk tarihi boyunca yaşanmamış , vatan hainliğine ilişkin yazıyordu Mehmet ağabey..
Her santimetrekaresi Şehit kanı ile sulanmış ve bizlere yurt edilmiş bu topraklarda, bu güne değin,  görülmemiş Vatan hainliği 15 Temmuz’ un yıl dönümünde Kayseri’den ses veren konuk yazarımız Uzel haykırıyordu, ‘kahrolası hainler’ diye..
Türk'ün, belki de görüp görebileceği en büyük Hainliğin yaşandığı 15 Temmuz 2016 gecesinden bahisle, diyordu ki Mehmet ağabey bu 15 Temmuz'da;
”Darbe girişiminin yaşandığı o gece,  AK Parti ve Recep Erdoğan karşıtlarının ağızlarının kulaklarına vardıklarını hatırlıyorsunuz değil mi..
Darbe girişimi her ne kadar iktidara karşı yapılmış gibi görünse de, özünde Türkiye’ye karşı yapılmıştır..
Eğer Cuntanın girişimi başarılı olsaydı, ülkemizde iç savaşlar başlardı, kan gövdeyi götürürdü..
Kimse evlerinden çıkamaz, hayat normal işleyişini yitirir, kanunsuz yargısız tüm hukuk dışı işlemler halkın can ve mal güvenliğine büyük tahditler oluştururdu..
15 Temmuz, zihinlere asla silinmeyecek  isim ile kazındı artık..
Bir yaz günü olarak anımsamaz olduk 15 Temmuz'u.. Tarihe geçen, hainliğin tarihi oldu 15 temmuz.”
Kayseri’ den ses veren sayın Uzel; Türk insanı, çok sayıda darbe ve darbe  girişimini gördü yaşadı yakın tarihte..
Büyük acılar yaşandı her birinde. Bu acıların artçıları yıllardan beri insanların beyninden silinmedi.. Demokrasi tarihimize kara leke olarak düştü her biri.
Bugün hep bir ağızdan, üstelik korkmadan, hiç çekinmeden; 'Siyasi görüşü, yaşam tarzı ne olursa olsun herkes demokrasiye ve parlamentoya sahip çıkmalı..' diye haykırabiliyoruz- vurgusu yapıyordu net şekilde.
Sonrasında şöyle diyordu; “Ne var ki, bu sözde kalmamalı.. Herkes diyor, herkes haykırıyor diye diye gelmemeli haykırışlar. Geçen yılda savunduğum, bu yılda tekrarladığım olacak; Samimi ve dürüst olmalıyız çağrımı..
Hatırladınız değil mi; Darbe teşebbüsüne başlayan vatan hainleri, direk devlet kurumlarını ve kendilerine engel olmak isteyen masum vatandaşları hedef almışlardı..
Darbe teşebbüsünün hareket üssü Akıncı hava üssünde  uçakların ve helikopterlerin havalanmasını engellemek için üssün kapısına gelen köyün muhtarı ve vatandaşları ne yazık ki vatan haini darbecilerin  kurşunlarına hedef olmuşlardı..
Akıncı üssünde bu vahşet yaşanırken, Ankara Gölbaşı’ ında bulunan özel harekat merkezine atılan bomba sonucunda, gençliklerinin baharında, meslekleri aşkına, Vatan uğrunda, canlar düştü toprağa Gölbaşında.. Yaşları 25 dahi  olmayan kahramanlar dı her biri..
Darbecilerin kesinlikle daha güzel bir Türkiye, Millete güven veren daha güzel bir hukuk ortamı ve insan hak ve hürriyetlerinin teminat altına alındığı bir Türkiye değildi niyetleri.. Millet iradesinin tezahür noktası olan Türkiye Büyük Millet Meclisine  bomba atmak tek kelimeyle MİLLET düşmanlığıdır,  değil mi..”
Sorusu netti sayın Uzel’ in.. Cevabına tanık olduk o karanlık gece..
15 Temmuz'dan bahseder iken geçende, yaşı 80'e dayanmış bir köylü, şöyle diyordu hiddetlice;
"Bunların yaptığını, YUNAN GAVURU YAPMAZ..." sonra da ekliyordu kısaca, o hainlerden söz eder iken,  'Tarihe eşi benzeri görülmemiş birer hain olarak geçti her biri...' diye..
“Egemenlik Kayıtsız Şartsız, Milletindir” diyenleriz biz..
Biz Vatan uğruna, Şehadete gözü kapalı koşanlarız...
Sanki dün gibi zihnimizde tanık olduğumuz o hainlik.. TV’lerin canlı yayınlarında tanık olanlar da oldu yaşanılanlara, birebir Meydanlara çıkıp, Hainliğe elinde Şanlı Bayrağımız ile dur der iken kurşunlara hedef olanlar da..
Silahları ölüm kusanların üzerine koştuk, elimizde Bayrak, dilimizde Allah Allah nidaları.
Tıpkı Çanakkale aslanları gibi idi Türkiye o karanlık gecede.. Her birimiz tek vücut oldu,  Demir yığını tanka kafa tuttu. Ölümüne, üzerine sıkılan mermilere yürüdü.  Biliyordu ki kalırsa Gazi, ölür ise ŞEHİT olacaktı..
Diyorum ya, tıpkı Çanakkale aslanları gibi.
Şehitler Coğrafyasında var olan Çanakkale Ruhu gibi…
Rabbim bu Milleti, bir daha Vatan Hainliğiyle yüz yüze getirmesin.. Aziz Türk Milleti, Söz konusu Vatan ise gerisini her vakit teferruat sayar, Vatanı için ölür, gözünü dahi kırpmaz..
Ne haine, ne iç ve dış düşmana, ne de bilmem ne belaya pabuç bırakmaz.. Çünkü; Ruhumuz Çanakkale, adımız TÜRK bizim...