Birçoğumuzun annesiz geçirdiği bir gün oldu, bir ilk'i yaşadık bu anneler gününde.. Mesela ben..

Birçoğumuzun annesiz geçirdiği bir gün oldu, bir ilk'i yaşadık bu anneler gününde.. Mesela ben..
İlk' kez diyorum, çünkü başına böyle bir şey gelince anlıyor insan.. İlk' i yaşadığını.. Annesiz geçen, Anneler günü..
Çoğıumuzun annesi yanında, ya da yakınında idi.. Sağdı yaşıyordu.. Allah nice yıllara eriştirsin.. Yni özetle; Annesiz geçmedi güzel o gün bazılarımız için...
Ne de şanslılar..! Allah nazarlardan korusun..
Rabbim, sağlık versin yaşamdaki Annelere ve evlatları ile nice Anneler gününü kutlasınlar inşallah..
Ben, ilk kez geçirdiğim Annemsiz Aneler gününün burukluğunu tarfsiz yaşadım.. Anlatılacak gibi deği..  Tıpkı ablam gibi.. 
Özetle; Tek değildik bu anlamda, başkaları da vardı elbette.
Hem de hem Anne' den hem Baba' dan olanlar öyle çok ki etrafımda, sanırım yaşlandık artık.. Acı Kayıplarımızın bir nedeni de bu sanki ..
... Yaş kemale vardi be üstad.. On dan tüm mesele..  
Ben gibi, Annesiz Anneler günü geçiren bir ağabeyimin yazdıklarından söz edeceğim..
Sesleniyordu annesine; 'Duyuyor musun beni anne?' diye de soruyordu..
Diyordu ki sonra, geçmişten örnekle; Hep derdin ya, ”İşiniz vardır, gelmeseniz de olur.
Ama mutlaka telefonla arayın sesiniz duyayım” diye...
Şimdi biz sana hep geliyoruz ama sesimizi duyuyor musun bilmiyorum.
En sevdiklerimizin yokluğunu hissedip, hissetmiyormuş gibi yaşamak çok zor zormuş anne...
Ba satırlardan anlaşılan şu ki, bahsedilen Anne, artık en güvendiğmize emanet..  Allaha..
Sonrası geliyordu satırların, başlıyordu içten gelenler yazıya dökülmeye;
'Bu gün anneler günü...' diyordu, Annesini yitirmiş evlat.. Kayseri' den meslektaşıım, mesleki büyüğüm Mehmet Uzel
Ve bir çoğumuzun yaşadığını anlatıyordu yazıya dökerken hisleri kelemiyle..
Diyordu ki önce; Öncelikle kendi annem başta olmak üzere tüm annelerimizin bu Anneler Günü’nü kutluyorum. Varsın kapitalizmin bir oyunu olarak icat edilmiş bir gün olsun. Maksat hatırlamak, hatırlanmak ve sevgiyi paylaşmak ise bence bir mahsuru yok.
Zor olandan söz ediyordu.. Ediyordu da, Anne için zor mudur sahi, Annelik...! Anne hiç off çekmemiştir evladını büyütür iken.. Sabahlara kadar ağlasa da çocuğu, her seferinde aynı sevgiyi göstermiştir ona..
Mehmet ağabey altını çziyordu, çoğumuza  göre dile gelenin; 'Annelik zor...' der iken..
Ve başlıyodu anlatmaya;  Dünyada gözümü açtığımda tanıdım onu kokusunu tanıdıktı sesi güven veriyor olmalıydı yanımdan ayrılmasın istiyordum. Eteklerini çekiştirip su istediğim günleri anımsıyorum. Tekiri akşam üstleri kapının önünde beraber beklerdik nasıl ona yolunu öğretmişti hayret ederdim.
Bircok evladın hiç işitmediği sözden bahisle;
Hiç şikayet ettiğini de duymamıştım.
Kocası öldüğünde 4 çocukla kaldı hem anne hem baba oldu bize.. Çok zaman oldu sol yanım sancılı, ağrılı Canımız daha az acısın diye midir bilmiyorum toprağın üzerine sevdiği çiçeklerle süsledik. Telaşımız heyecanımız gittikçe azaldı. Yine de içimizde çıkıp gelecek hissi tükenip bitmiyor.
Kaç yaşında olursan ol hep annenin büyümeyen çocuğusun. Anne olmayınca eksik biraz daha yaşam yarım yamalak emekliyor insan.
Her şeyi toplasam da yokluğun adına bir sen edemiyorsun, çoğaldıkça kalabalıklar içinde azalıyoruz. Sanki sen gittin de biz dünyanın kaç bucak olduğunu anladık. Mezarına hangi mevsim gelsem o mevsimin derdi sarıyor beni.  Kar yağınca toprak çok üşütüyor mu seni? Sonbahar solgun bezgin öyle uzar gider düşüncelerim...
Sonra da anımsatıyordu o güzel günü Mehmet ağabey,  Annesiz kalanların, oldukça buruk geçirdiği Annesiz günden söz ediyordu;  Bugün anneler günü... der iken..
Ve belki de çoğumuza tercüman oluyordu, aktarmaya çalıştığım  ifadeleri ile..
Diyordu ki sonrasında Mehmet ağabey, işitince gözleri dolduracak gerçek cümle ile;
 Anneler var toprağa gömülen özlemi ölünce biten...
Anneler var katledilen. Huzur evlerin de unutulan, Anneler var doğurdu evladının eşi yüzünden bağları kopan hor görülen... Anneler var bir selam sabah bekleyen... Anneler varsa evlerde yaşam var. Yine anneler günü küskün bakacağım dünyaya annesi olanları kıskanacağım bir demet çiçekle geleceğim başucuna ayakta duracağım sessizce dualarda buluşacağız elbet ama yüreğime dolduğunda hasretin göz pınarlarımdan düşüp beni yine sessiz bırakma.
Gülen yüzünü özlüyorum anne... Evin her yerinde boşluğun var Anne sen ise toprağın altını evin edindin. Yarın anneler günü anne... Yavaş yavaş çık merdivenleri tutunarak demirlere... Kapımızın önünde bekliyorum seni... Otur bir köşede kokun dolsun her yana, bağa gidelim erik toplayalım olmuşlardan, Tut ağacına konan kuşlar da özlemiştir seni yem bırak onlara, Canım anneciğim Anneler günün kutlu olsun. Nur içinde yat...
Böyle işte Annesiz geçen Anneler günü, çoğumuz için.. Ne desek boş..
Aslında dilimin ucuna kadar gelen bir lakırtı var, belki de çoğumuzun ettiği..
Kıymetlilerimizin kıymetini,  sağlığında bilmeliyiz ki,  yitirince ah vah çekmeyelim,  değil mi...!