Belediye Meclisi’nden ‘Red’ gören o teklif üzerine yeni bir çıkışa imza atan Memur-Sen, ‘İstiyoruz’ diye haykırdı.

Elbette bu haykırış karşısında da ‘Bu ne Israrcılık?’ sorusu gelebilir akıllara.
Şöyle bir açalım o vakit konuyu.
Nereden geliyor bu ısrarcılık, oradan mı baksak önce?
Hafta sonu, yazılı bir basın açıklaması ile 15 Temmuz 2016 Gecesi yaşanılanları özetliyordu Memur-Sen.
Ve anlatılanlar,  aslında bir asır unutulması zor olanlardı, neden tekrar edilmiş, onu anlayamadım.
Neyse artık.
Tekrar yanında, 1 Milyon üyesi bulunan sendikalarının Türkiye’ nin en büyük STK’ sı olduğu vurgusu da geliyordu o açıklamada.
Ve deniliyordu ki; “Vatanımıza ve millete karşı tarihin en şerefsiz, en kahpe kalkışmasını gerçekleştiren hain FETÖ terör örgütüne millet olarak tarihe geçen bir ders verdik” şeklindeki bölümle, kısacası milyonların düşündüğüne tercüman olunarak.
Terör başta olmak üzere pek çok kaos ve kumpas hareketlerinin arkasındaki bu hain yapıdan bahsedilirken o açıklamada,
“Allah’a hamd olsun bütün milletimiz kenetlendi” sözüne de diyecek yok tu hani…
Sonrasında; “Hainler ve arkasındaki dış güçler milletimizin direnişi karşısında perişan oldu” diye bir başlık da yer alan o açıklamada;
“Bu milli direnişte Memur-Sen kadroları olarak darbe teşebbüsünün ilk anından itibaren canımızı ortaya koyarak çok şükür, Yüce Allah bizlerin ve milletimizin imanlı mücadelesini, şehadeti göze alan cesaretimizi zaferle ödüllendirdi.
Milletin üzerine kahpece mermi sıkan şerefsizler, milletten layık oldukları cevabı aldı” anlatımıyla sürüp gidiyordu.
O gece, yani Hainliğin gecenin karanlığını aşıp, kabus gibi üzerimize çöktüğü geceden bahsedilerek,  
“241 vatan evladı şehadet şerbeti içerken, 2194 yiğit de gazilik onuruna erişti.
Haklarımız helal olsun, kendilerine minnettarız. Her biri destansı bir kahramanlık sergiledi” sözleriyle açıklamanın bir bölümü tamamlanıyordu. 
Türkiye’ nin ‘EN BÜYÜK STK’ SIYIZ’ hatırlatması ile, İskele meydanının adının değiştirilmesindeki ısrarcılıklarını adeta açan Memur-Sen
“Bizler Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütlerinden MEMUR-SEN olarak 1 milyon üyemiz ile, aileleri ile o gece Türkiye’nin tüm şehirlerinde darbe kalkışmasının ilk dakikalarından itibaren sokaklara indik.
Teröristler milletin iradesini temsil eden Yüce Meclisi bombaladı, halkın üstüne kurşun sıktı.
O gece bizzat sendika üyelerimizden ve yakınlarından şehitler verdik.
Gazilerimiz oldu. Elhamdülillah, millet olarak ümmetin duasıyla, bu hain darbe girişimini hep birlikte püskürtmeyi başardık.
Bu alçak darbe girişiminin ardından Çanakkale Memur-Sen teşkilatları olarak, yaklaşık 1 ay boyunca geceleri iskele meydanını boş bırakmayarak, hep birlikte olası başka bir girişimin de önüne geçtik”  anlatımında da bulunuyordu.
Bence bu hatırlatmaya da hiç gerek yoktu da neyse…
Bu noktada, söz Halk’ a dönüyor ve ‘Sevgili  Hemşehrilerimiz;’ çıkışı geliyordu.
 
Yani, Halk’a şikayet ediliyordu İsim teklifine gelen yanıt.
 
7’ den 77’ ye farklı fikirlerdeki vatanseverler olarak, 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı tek vücut olunduğuna dikkat çekilen bu Halk’a şikayet anlatımında,
Memur-Sen özetle şöyle diyordu;
“O geceyi de,  O gecenin kahramanlarını da asla unutmayacağız. Şehit Ömer Halisdemirleri, Şehit Erol Olçok’ları… Tankın önüne yatan Metin Doğanları… Kamyonuyla darbecilerin üstüne giden Şerife Boz’ ları asla unutmayacağız… 
 
İşte bu yüzden ülkemizin dört bir tarafında, birçok kurumun, sokağın, caddenin isimlerine 15 Temmuz şehitlerimizin isimleri verildi.
 
Yine bazı meydanlara 15 Temmuzu hatırlatan isimler verildi.  Bu uygulamayı takdirle, minnetle karşılıyor ve millet olarak destekliyoruz”
 
Neden ısrarcı olunduğunu vatandaşa aktarır bu anlatımın ardından da açıklamada, bir bölümde biz basın mensupları da nasibimizi aldık kısacası.
 
“Değerli Basın Mensupları;’ denilerek başlayan ve devamında 15 Temmuz gecesi bir kez daha istiklali için kıyam eden aziz milletten bahsedilen o bölümde;
 
“Bin yıl önce hangi inançla Anadolu kapılarını açmışsa, 15 Temmuzda da aynı inançla hainlerin karşısına dikilmiştir” denilen Türk milletinden bahsediliyordu kısacası.
 
Vatan uğruna verilen bu mücadelede bu kutsal rütbelere ulaşabilmek her zaman elde edilebilecek bir ayrıcalık değildir elbet. Ki bu konuda da sözleri vardı Memur-Sen’ in.
 
“Bu gün burada özgürce, esaret altında olmadan demokrasiyi yaşayabilmemiz için o karanlık gecede demokrasi, milli irade aşkı ve milleti uğruna canını veren Ömer Halisdemir’ ler için, Bombalanarak Şehit Edilen Özel Harekatçılarımız için, Tank ile ezilip üzerinden geçilen Türkan Tekin için ve 15 yaşında ki Halil İbrahim Yıldırım için   Büyük Memur-Sen ailesi olarak İskele Meydanının adının “15 Temmuz Demokrasi ve Şehitler Meydanı” olarak değiştirilmesini istiyoruz” şekliyle.
 
Bu kadar zor bir taleptir ki bu, ‘Red’ görmüştür. Demeden kendimi alamasam da, ‘Büyüklerimiz doğrusunu bilir’ mi dememiz isteniyor, bunu da anlamak zor.
 
Mecliste CHP’ nin üye sayısı çok olunca, oy çokluğunun olduğu yön elbette Red için yeterli sayı demekti.
 
MHP’ nin ise bir üyesi bulunduğu o oylamada çekimser kalmasına gelince, ‘Ne yapsın ki tek başına’ mı demeliyiz sizce?
 
Bu da bir haklı duruş mudur yoksa?
 
Elbette sorular çoğaltılabilir. Neden ‘Red’ de bunlardan biri olabilir elbet.
 
Lakin, soruları sorsak alacağımız yanıtlar neyi değiştirir ki?
 
Dönüyorum yine o açıklamaya. Memur-Sen adına il başkanı Özen’ in sözlerine;
 
“Çocuklarımız da yeni nesiller de hep hatırlasın. Bu meydan bundan böyle “15 Temmuz Şehitleri ve Demokrasi Meydanı olarak bilinsin, söylensin” diyoruz” derken, imza kampanyası başlattıklarını da dile getiriyordu açıklamasında.

Sesleniş ise, CHP’ li belediye Başkanı sayın Gökhan’a ve hayır oyu kullanan CHP’ li Meclis üyelerineydi,  sözlerinde.
 
O bölüm ise şöyleydi özetle; “Buradan Belediye Başkanına ve Belediye Meclis üyelerine çağrımız; Şehitler Diyarı Çanakkalemizi, terör örgütü PKK’  ya destek veren, Sur belediyesi ile kardeş belediye ilan ederken titremeyen elleriniz, bu meydanın adının “15 temmuz demokrasi ve şehitler meydanı” olması için 15 temmuz şehitlerinin ve gazilerinin vakarı ve azameti karşısında mı titremektedir?” sorusuyla bir de ekinde.
 
O hayli sert sözler ve öne sürülenlerle birlikte dikkat çeken açıklamanın devamında ise isim teklifinin bir tekrarı daha vardı.
 
“Bu kararı alırken korkmayın, Bu meydan, hain saldırıdan sonra fiilen zaten demokrasi için bir temsil haline geldi, burada toplanan halk bunu benimsedi,  artık adının da  “15 Temmuz Demokrasi ve Şehitler Meydanı” olarak değişmesini de talep ediyoruz” denilerek.

Bende şöyle düşündüm;
Çok mu ısrarcı olunmuş ne?