Üzerime vazife değil fakat, bildiğimi de paylaşmak durumunda kalıyorum.

Bir çok kez yaptığım gibi, bu konuda da içeriğe ilişkin aydınlatıcı olmayı nedense görev saydım bugün.
Öyle ya, köşemizin adının da bu yazımızda bir anlamı olsun….
Neden X-RAY, diyoruz’ a da belki bir örnek olur bahsedeceklerim.
Belediye meclisinde,  sayın üyelere de gösterilerek yorum yapılan o gazetenin nereden çıktığını araştırıp, X-RAY kıvamında konuyu şöyle bir açalım dedim.
Yani içini dışını görelim….
 Oldukça ‘koyu’ Cumhuriyet Halk Partili bir ailenin torununun imtiyaz sahibi olduğu gazete için söylenilenler, Belediye Meclisi’ nin Kasım ayı oturumunda ana başlık gibi ortayı çıktı önceki gün.
Meclis oturumunu başlatan ve yöneten sayın belediye Başkanımız Gökhan, oldukça sert bir üslup ile bir gazete için tespitlerini sıralıyordu.
Gösterdiği gazetede neden ÇOMÜ logosu bulunduğunu da soruyordu sayın Başkan Gökhan.
O gazetenin Adı Kampüs. İmtiyaz sahibi de bir Çanakkaleli genç Beril kadın.
Üstelik de, ÇOMÜ öğrencisi. Yani Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde öğrenim görmekte.
Olası merak edenleri de bu sayede azıcık da olsa aydınlatmış olurum diye X-RAY iş başında olsun dedim. Ve yazı-yorum…
Sayın Başkan Gökhan’ ın, ÇOMÜ, yani Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi logosu da en başta yer alan yazılı yayın organına ilişkin çıkışında, 29 Ekim günü Cumhuriyet meydanında açılışı yapılan sergi kapsamında davetlilerin oturduğu koltuk ya da sandalyelerin üzerine bırakılan o yayın için söylediklerinde elbette haklı olduğu yer çok.
Mesela, ‘Neden Atatürk fotoğrafının yer almadığı’ gibi.
‘Sayi; neden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ümün fotoğrafı yok o gazetede anlatılanların içinde?’
Diye benim de sorasım gelince, ‘Koyu’ Cumhuriyet Halk Parti’ li bir ‘Erinç’ ailesinin bireyi olan Genç gazete sahibi Beril kadın, “Ağabey, 15 Temmuz Hainliğine karşı duran yüreklerin tamamı bizzat Atatürk’ ünün emaneti Cumhuriyetini korumak için sokaklarda değiller miydi?” şeklinde konuşuverdi.
‘Atatürk’ ün izinde olmasalar, Cumhuriyetlerini korumasalar bu insanlar, meydana inerler miydi?’ Şeklindeki soru da benim aklıma gelmedi değil bu arada.
“Bir hain gecenin içinde yaşanılanlar, dik duruş görsellerinin yanına, laf olsun diye mi konur Atatürk’ ümün fotoğrafı”  sorusu da ayrıca irdelenebilir aslında.
Neyse, bu kadar soruyla da konuyu karıştırmayalım hepten.
 Gelelim, Cumhuriyetimizin 93. Yılına denk gelen ve Cumhuriyet meydanında açılan fotoğraf sergisine.
15 Temmuz diye bir isme kavuşan, lanet olası girişimde yaşanılanların, yani Üniformalı hainlere karşı dik duran Milletin o anlarından oluşan fotoğrafların yer bulduğu, özetle 15 Temmuz hain darbe girişiminin yaşandığı o geceye ait yaşanmışlıkları gösterir fotoğraf kareleri sergileniyordu meydanda.
Fotoğraflar o geceyi anlatıyor, imtiyaz sahibi bir Çanakkaleli genç kadının, imzalanan karşılıklı protokol sayesinde çıkardığı o gazete de, yani ÇOMÜ logolu ve Üniversite içinde dağıtılarak günlük çıkan Kampüs adını taşıyan gazete de,  sergi içeriğine uygun bir yayınla meydanda yer bulmuş.
Ben de bu bilgiyi, yaptığım kısa araştırma sonucunda öğrendim.
15 Temmuz hainliğinde, yurt genelinde yaşanılanlar ile, Dünya savaş tarihine adını Büyük Komutan olarak yazdıran, bir askeri deha olarak ismini perçinleyen, büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ ümün kurduğu, üstelik de  ön sözünü Şehitler coğrafyası Çanakkale’ de yazdığı Cumhuriyetimizin  sorumluluğu içinde sokaklara dökülenlerden bahsediyordu gazete,  o günkü sayısında…
Kısacası, Çanakkaleli aynı zamanda ÇOMÜ öğrencisi Beril kadının gazetesinde, Çanakkalelilerin dik duruşundan kesitler aktarılıyordu o gazete de,  o günkü sayısında.
ÇOMÜ’ lü bir öğrenci, aynı zamanda Çanakkaleli genç bir kadın dedim ya imtiyaz sahibi olan Kampüs için.
ÇOMÜ logosuna gelince, Beril kadın o’nu da anlattı.
“Öğrenim gördüğüm Üniversitemin logosunu, Üniversite bünyesinde her gün basılıp dağıtılan gazeteye bu nedenle koydum. Çünkü Kampüs ÇOMÜ içinde çıkıyor ve de dağıtılıyor” diyerek…
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi logosu bulunan o gazete, sergi açılışı ile birlikte bütünleşmiş içerikte yazılanlardan oluştuğundan, kısacası bu nedenle, sayın Belediye Başkanının da açılışında bizzat kurdela kestiği serginin bulunduğu Cumhuriyet meydanında, koltuk ya da sandalyelerin üzerine bırakılmış.
Üzerime vazife değil fakat, belki de bu günlük yazacak daha önemli bir konu bulamadığımdan verdim detayları.
Vaktinizi boş yere almamışımdır umarım….