.

Sayın Bakan Soylu’ nun verdiği rakamlarla, can borcu hepimiz için bence ikiye katlandı.
Özellikle, atarlandığmız anlarda, göndermeli olsun, vurgu yapalım diye kullandığımız sözdür; “Bir can borcum var. O’ da Allaha..”
Şimdi bir can borçlanması daha yaşıyoruz bence. Neden mi böyle diyorum; Güvenlik güçlerimizin oluşmadan önlediği terör olaylarından dolayı. Hepimiz belki hedeftik. Öyle ya, kurşunun adres sormaması gibi, terör olayının da ne vakit nerede yaşanacağı muallak.
Abrattığımı düşünenler olabilir. Lakin, denilenleri aktarayım, sizler yeniden bir düşünün derim..
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ nun açıklamasını, abonesi olduğumuz İHA’ nın bülteninde gördüm. Denilenler, çok dikkat çekiciydi.
Sayın Bakan Soylu, “281 terör olayı oluşmadan engellendi” diyor ve ekliyordu;
”Batı teröre karşı savunmayı şehirlerinde kurgularken, en az can kaybına razıyken biz bugün saldırının düşünüldüğü yerleri hedefliyoruz, olayın oluşmasını engelliyoruz.
2018 yılında 361, 2019 yılında 281 terör olayı oluşmadan güvenlik güçlerimiz engelledi”
Polis ve Askerimiz gibi İstihbarat teşkilatlarına bu anlamda milletçe teşekkür borçluyuz. Gece gündüz demeden, 7 gün 24 saat görev başında olan aslan yürekliler sayesinde, bölücü terör örgütlere göç açtırılmıyor.
Büyük şehirlerimiz, hain emellilerin can almak üzere harekete geçtiği yerler. Önceki yıllarda, adeta rutine bağlamışlardı. Hatırlayalım,  her cumartesi neredeyse bir eylem geliyordu, canlar  alan türden ..  
2019 değerlendirmesi yapıp, oluşmadan önlenen terör olaylarından söz eden Sayın bakan Soylu’nun açıklamalarını, başkentli meslektaşlarım Derya Yetim - İlker Turak - Ömer Çetin - Mustafa Apaydın kaleme alıyordu,.  2018 yılında 361, 2019 yılında 281 terör olayının oluşmadan güvenlik güçlerimizce engellediğini vurgulayan Bakan Soylu’nun dedikleri, bu kadar değildi. Dahası da vardı.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Şehir ve Güvenlik Sempozyumu’nda, Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan’a aktarıyordu detayları Bakan Soylu..
 Son yıllardaki hedeflerinin Türkiye’nin şehirlerini genel asayiş bakımından dünyanın en güvenli şehirleri haline getirmek olduğunu vurguluyordu önce, Ve, 21. yüzyılda hem nitelik hem de nicelik anlamında artan tehditlerin şehir güvenliğinde bir anlayış değişikliği meydana getirdiğini, pek çok batılı ülkenin can ve mal kaybını minimize etmek içtin yeni bir konsept belirlediğini vurguluyor, adına; “savunan kent” adı verilen bir yaklaşım belirlendiğinin de altını çiziyordu.
“İSTANBUL’ UN GÜVENLİĞİ, TEL ABYAT, RESULAYN, SURUÇ VE HATAY’ DAN BAŞLAMAKTADIR”
Sonra da net sözlerle devam ediyordu Bakan Soylu; “Sayın Cumhurbaşkanım ortaya koyduğunuz tespitin sonucu şudur; İstanbul’un güvenliği bugün Tel Abyat’tan, Resulayn’dan başlamaktadır. İstanbul’un güvenliği Suruç’tan, Hatay sınırından başlamaktadır. “ diyerek.
Çarpıcı ve çarpıcı olduğu kadar, çok dikkat çekiciydi İstanbul’ un güvenliğine ilişkin bahsettiği adresler. Gerçi anlayan anlamıştır da, anlamayanlara denilenleri tam şekliyle aktarmakta fayda olur diye düşünüyorum. Öyle ya, birileri halen dahi teröriste,  terörist dememe de ne de ısrarlı..!
Kendimce yorumlarımı kendime saklayıp, devam edeyim sayın Bakan’ ın dedikleriyle. Şöyle geliyordu sonrası ifadeleri;
“Bu ortaya çıkan toplu yaklaşım ülkemiz için önemli ve anlamlı bir güvenlik yaklaşımına doğru itmektedir. Tehdidi kaynağında yok etme anlayışı bugünkü konuma ulaşmamızda önemli bir etkendir. Batı teröre karşı savunmayı şehirlerinde kurgularken, en az can kaybına razıyken biz bugün saldırının düşünüldüğü yerleri hedefliyoruz, olayın oluşmasını engelliyoruz.” diye..
 Ve rakamlar veriyordu, hem eskide kalan 2019’dan ve öncesinden.. Sayın Bakan, ”2018 yılında 361, 2019 yılında 281 terör olayı oluşmadan güvenlik güçlerimiz engelledi” açıklamasını yapıyor, külliye’de güvenlik güçlerine yönelik, elbette alkışlar yükseliyordu.
Satır arası vurguları pek dikkat çekiciydi sayın Bakan’ ın. Dikkatimi çeken bir başka çıkış daha vardı ki, o’da bir kadın Belediye Başkanından geliyordu. Fatma Şahin’den..
 Şu ifadesine ayrıca hayrın kaldım sayın Başkan’ ın dilinden gelen.“Bizim medeniyetimiz güven medeniyetidir”  
Kentsel planlama, aydınlatma, peyzaj, güvenli alt yapı, dijital dönüşüm gibi sosyal barış ve sosyal adaleti sağlayan sosyal hizmete ulaşımın en önemli koruyucu ve önleyici tedbir olduğuna vurgu yapan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı ve Belediyeler Birliği Başkanı Fatma Şahin’ in dedikleri, Başkent gündeminin flaş başlıklarında geçiyordu.
Kadın Başkan Şahin’ in; “Güvenin olduğu yerde sağlık, huzur, mutluluk vardır.
Güven yoksa endişe vardır, korku, ölüm, ayrımcılık vardır.
Güvensiz ortamın kazanımı yoktur. Güvensiz kalkınma, sanayi olmaz, teknoloji olmaz.
Güven olmazsa kültür olmaz, sanat olmaz.
Bizim medeniyetimiz güven medeniyetidir. Artık gönülden gönle giden güveni ve merhamet hatlarını güçlendirmemiz gerekiyor” şeklindeki ifadelerine, bence kimse de ‘yok hayır, kabul etmiyorum..’ diyemez..
Hele hele; Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı harekatları sayesinde daha güvenli ve huzurlu olduklarını belirtip, “Milyonlarca insan bölgeye kültürel turizm için geliyor. Güveni tesis ettiğimiz zaman bunların nasıl yapılabildiğini dünyaya gösteriyoruz” şeklindeki sözleri de, ‘Kesinlikle katılıyorum..’ denilen türdendi bence, Başkan Şahin’ in..
Çanakkale yaşayanı olarak, şükrediyorum gece gündüz. Şükürler olsun ki, can alan, endişe yaşatan lanet olası terör olaylarından uzağız. Ne var ki, yaşandığı her hangi bir adreste oluşan acı, bizlerin de yüreğini sarıyor. Lanetliyoruz gür bir sesle terörü ve destekçilerini.
Yıllardır meslekteyim. Ne açıklamalar işitti kulaklarım. Hainleri bir güzel sahiplenen, onlarca isim gördü gözlerim, şehrimin sokaklarında. Yıllar geçti, çok şey değişti, hainlerin hainlikleri hiç değişmedi. Bir türlü bitmediler.Umarım, 2020 hainliğin ve destekçilerinin  sonu olacak bir yıl olur.. Haydi hayırlısı, hadi İnşallah..