Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Devlet Memurları Kanununda ve 375 Sayılı KHK'de Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğünce yürütülen bazı faaliyetler, bundan sonra yeni kurulacak Diyanet Akademisi bünyesinde yapılacak. Resmi gazetede de yayınlanan bu kanuna tepki Atatürkçü Düşünce Derneğinden geldi. Atatürkçü Düşünce Derneği, geçen hafta TBMM’de çıkan Diyanet Akademisi Yasasına dikkat çekerek, “Yüz Yıl Sonra Yeniden Asker Kaçağı Yuvası Medreseler mi?” diye sordu.  
Başkanlığın Din Hizmetleri Sınıfına ait unvanlarla ihdas edilen pozisyonlarına atanacak aday din görevlilerinin mesleki eğitimi ile hizmet içi eğitim faaliyetlerini ve yurt dışından gelen mahallin din görevlilerine yönelik eğitim faaliyetlerini yürütecek Diyanet Akademisi ile ilgili  Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Merkezinden yapılan açıklamayı ileten Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Dr. Öğretim görevlisi ve GYK üyesi Genel Sekreter Yardımcısı Necmi Akyalçın “Geçtiğimiz hafta, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen Diyanet Akademisi Yasası toplumda infial yaratmış, Meclis’ten geçişi sırasında hiç ‘RED’ oyu çıkmamış olması ise, büyük  şaşkınlık ve üzüntü ile karşılanmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Devlet Memurları  Kanununda ve 375 Sayılı KHK’da değişiklik yapılmasına dair bu yasa ile, Diyanet İşleri Başkanlığı  Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nce yürütülen bazı faaliyetler kurulacak Diyanet Akademisi bünyesinde yapılacaktır. Yasaya göre; dini yüksek ihtisas, dini ihtisas ve eğitim merkezlerinden oluşacak diyanet  Akademisi, başkanlığın görev alanıyla ilgili araştırma, yayın, konferans, panel, seminer,  sempozyum ve benzeri dini, ilmi, sosyal, kültürel etkinlikler, kurs ve sertifika programları  düzenleyecek, başkan tarafından verilen diğer görevleri yerine getirecek ve doğrudan başkana  bağlı olacaktır. Diyanet Akademisi; Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu, üniversiteler, lisans  düzeyinde dini eğitim veren yükseköğretim kurumları ve müftülükler ile görevinin gerektirdiği  diğer ulusal ve uluslararası kurum, kuruluş ve kurullarla iş birliği ve ortak çalışma yapabilecek,  mesleki ve bilimsel ilişkiler kurabilecek, araştırmalarda bulunabilecek, eğitim programları  uygulayabilecek, danışma kurulları ve komisyonlar oluşturabilecektir.
Askerlikten Muaf Olacaklar
Kurulacak Diyanet Akademisi’ni geniş yetkilerle donatan, Milli Eğitim Sistemi dışında ayrı  bir eğitim-öğretim kurumu oluşturan, Anayasanın 174. maddesi ile korunan ve halen yürürlükte  olan Tevhid-i Tedrisat ( Eğitim Birliği ) Yasası’nı yok sayan, aynı zamanda akademide eğitim görecek  erkek öğrencilerin ‘alacakları eğitimin kesintiye uğramaması’ gerekçesiyle askerlikten muaf  sayılmalarını da öngörerek adeta yeni bir MEDRESE yaratan bu yasanın Anayasaya aykırı olduğu  açıktır.
Atatürk’ün Yüz Yıl Önceki Büyük Tepkisi
Ulusal Kurtuluş Savaşımız devam ederken, Büyük Taarruz öncesi Gazi Mustafa Kemal Paşa,  1-4 Nisan 1922 tarihleri arasında; Konya ve ilçelerinde bir dizi ziyaret ve denetlemelerde  bulundu. Bu kapsamda Konya’daki iki medrese de ziyaret edildi. Medrese öğrencilerinin hiçbir  bilgiye sahip olmadıklarının görülmesi ve bu öğrencilerin askere alınmaması isteğinin de  iletilmesi üzerine Başkomutan hiddetlenerek, ‘Savaş sona erince bunlarla daha ciddi  konuşacağım, malî dayanaklarından, vakıflarından yoksun edeceğim. Bu vakıflar mollaların yaşama kaynaklarıdır’  dedikten sonra, Anadolu’nun her yerine yayılmış medreselerin  çokluğuna, dinç, sağlam delikanlıları askerden kaçıran binlerce medrese bulunduğuna ve bu  asker kaçaklarının sayısının bir kolordu büyüklüğünde olduğuna dikkat çekerek ‘Millet kan  içinde yüzerken, halkın en iyi yetişmiş evlatları cephede dövüşür, vatan için canlarını feda  ederken, siz burada genç, sapasağlam delikanlıları besiye çekmişsiniz. Bu asalakların askere  alınmaları için hemen yarın emir vereceğim!’ sözleriyle tepkisini gösterdi. Bu acı gerçeğin Atatürk tarafından dile getirilmesinden yüz yıl sonra, Akademi adı altında  Medreselerin yeniden canlandırılmak ve öğrencilerinin askerlikten muaf tutulmak  istenmesi, Atatürk ve Cumhuriyetle açık bir hesaplaşma, bir rövanş alma çabası olarak  yorumlanmaktadır. Yasa Gazi Meclisimiz’de kabul edilirken tek bir ‘Hayır’ oyu çıkmaması ise, ibret verici bir  olay olarak kayda girmiş, çok büyük çoğunluğuyla Atatürk’e ve Laik Cumhuriyet’e gönülden  bağlı aziz milletimizi derinden üzmüş, ciddi tepkisini çekmiştir. Yasa; bir AKP Milletvekilinin Cumhuriyetimiz için ‘90 yıllık Reklam Arası’nı kapatıyoruz’ bir AKP MKYK üyesinin ‘Yeni bir devlet kuruyoruz’, bir AKP Genel Başkan Yardımcısının 1 yıl  önceki ‘Bugüne kadar yaptığımız her şey aslında hazırlıktı. Hazırlıklarımızı tamamlamamız  19 yıl sürdü ve asıl şimdi başlıyoruz’, bir AKP Belediye Başkanının ‘2023 seçimleri 100 yılın  hesaplaşması olacak’ sözleri, dönemin Cumhurbaşkanlığı Danışmanı SADAT başkanınca  düzenlenen ‘İslam Devleti ve İslam Anayasası Sempozyumu’nda söylenenler ve Ayasofya  açılışında ya da hafızlık icazet törenlerinde, hem de devlet erkânının önünde elde kılıçla yahut  minberde Atatürk’e edilen hakaretler, okullarımızda çocuklarımızı harem selamlık düzende  oturtmak isteyen çağ dışı zihniyetler ve benzeri sayısız söylem ve eylemle birlikte  düşünüldüğünde, ‘Asıl şimdi başlıyoruz’ sözleriyle neyin amaçlandığı sorusu yanıtını  beklemektedir. Unutulmamalıdır; Laiklik ulusumuzu bir arada tutan temel ilke ve demokrasinin olmazsa  olmazı, Atatürk ve Üniter Ulus Devletimiz’in Kuruluş Ayarları da değeri her geçen gün daha  iyi anlaşılması gereken, uygar dünyanın onurlu ve saygın bir ülkesi olmamızı sağlayan,  hepimizin altında güvenle yaşadığı CUMHURİYET KUBBEMİZ’İN KİLİT Taşları’dır, asla  oynanmamalıdır. Atatürkçü Düşünce Derneği; Sayın Cumhurbaşkanı’nın TBMM’ne iade etmesini  beklediği bu yasanın yaratacağı tahribata tüm toplum kesimlerinin dikkatini çekmekte,  yürürlüğe girerse iptali için olanca gücüyle mücadele etmeyi ve Eğitim Birliği (Tevhid-i  Tedrisat) Yasası’nı kararlılıkla savunmayı görevi saydığını kamuoyuna saygı ile  duyurmaktadır” ifadelerine yer verdi.
Cuma Deren