Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Çanakkale Şubesi Başkanı Canan Çoşan Çanakkale Tabip Odası tarafından da desteklenen basın açıklaması gerçekleştirdi. SES Çanakkale Şubesi Başkanı Canan Coşan’ın hedefinde de İl Pandemi Kurulu vardı.  Salgının ağırlaştığı bu günlerde Çanakkale’de vakalar tavan yaparken Artışta Ülkede bişrinci sıraya oturan Çanakkale’de özellikle İl Pandemi Kurulu tarafından alınan kararlar, vakaların düşürülmesi için yetersiz kaldı.  Kurulun Çanakkale Valiliği vesayeti altında sadece belli kesimlerin katılabildiğini bu nedenle sağlıklı adımların atılması için Pandemi Kurulunun yeniden revize edilmesi gerektiğini belirten Coşan “Çanakkale Belediye Başkanına ve sınırlı sayıdaki sağlıkçı üyeye söz ve inisiyatif hakkı tanınmadığı görülmektedir. Kurul, İl Pandemi Kurulu olarak hızlıca ve yeniden yapılandırılmalı, sağlık alanındaki emek ve meslek örgütlerinin  dönüştürülmelidir.” Dedi.
 
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Çanakkale Şubesi  Başkanı Canan Çoşan yaptığı basın açıklamasında Türkiye’nin Koronavirüs tablosunu değerlendirerek  “1 Mart 2021 tarihli normalleşme kararıyla birlikte vaka sayıları hızla artmış, kısıtlamaların başladığı 13 Nisan 2021 itibariyle resmi rakamlara göre günlük vaka sayımız 60 bine, toplam vaka sayımız 4 milyona dayanmış, vefat sayımız günlük 273, toplam 34 bin 455, hayatını kaybeden sağlık emekçisi sayısı 391, ağır hasta sayımız 2 bin 951 kişiye yükselmiştir. Turkuaz tabloda aktif hasta sayısı yer almamaktadır. Worldmeters’ a göre günlük aktif hasta sayımız 500 bini geçerek rekor kırmaya devam ediyor. Aktif hasta sayısındaki dizginlenemeyen bu yükseliş, bulaş tehdidinin daha da artacağını gösteriyor. Aktif vakanın yükselmesi ile %0,6’ya kadar düşen ağır hasta oranı, dünya ortalamasının (%0.4) halen bir buçuk katından daha fazla.  Yüksek ölüm hızının yüksek ağır hasta oranı ile ilişkili olduğunu, ölümlerin daha da artacağı uyarısını ısrarla vurguluyoruz. Bugün geldiğimiz noktada, eksik, yanlış, tutarsız politikalar, başarısız salgın yönetimi neticesinde kontrol altına alınamayan COVID-19 Pandemisi 3. ve en büyük pikini yapıyor.” dedi.
 
Birinci Olmamız İl Pandemi Kurulunun İflas Ettiğinin Göstergesi

Pandemi hastanelerinin neredeyse dolu olduğunu belirten ve alınan kararlarla önlenmeyen vakaların Pandemi kurulunun iflas ettiğinin göstergesi olduğunu belirten Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Çanakkale Şubesi  Başkanı Canan Çoşan “İlimiz, 10-16 Nisan haftasında 100 bin kişide 962 vaka ile Türkiye 1. si olmuştur. Bu durum, İl Pandemi yönetiminin iflas ettiğinin göstergesi ve ülke gerçeğinin ilimize yansımasıdır. Merkez ve ilçe devlet hastaneleri yoğun bakım ünitelerinde neredeyse yer kalmamıştır. Apar topar alınan kararlarla açılan altyapısı yetersiz (bir ventilatör bir yataktan ibaret) yoğun bakım üniteleri dahi anında dolmaktadır. Sağlık Müdürlüğüyle hastaneler arasındaki idari çatışma sürmekte, hastaneler yönetilemez duruma sürüklenmektedir. Sağlık Müdürlüğünce mesai saatleri 09:00-18:00 olarak uygulanmakta, sağlık çalışanları işyerlerine ve evlere hapsolunmaktadır. İlimiz, vaka ve temaslı zincirini zamanında tespit ve takip edecek sağlık ekiplerinden yoksundur. Filyasyon, evde sağlık ve test ekiplerinin sayısı yetersizdir. Karantinadaki pozitif ve temaslı hastalar günlerce test yapılmasını, ilaç verilmesini beklemekte, deyim yerindeyse kendi kaderlerine terk edilmektedir. Birçoğu kendi imkanlarıyla hastanelere giderek test yaptırabilmektedir. Sağlık sistemimiz şişmiş ve kilitlenmiştir.” dedi.

İl Pandemi Kurulu Yenilenmeli
Pandemi Kuruluna yönelik eleştirilerini de dile getiren ve mevcut Pandemi Kurulunun  valilik vesayeti altında kaldığını, bu nedenle acilen yenilenmesi gerektiğini belirten Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Çanakkale Şubesi  Başkanı Canan Çoşan   “Tüm bunlara karşın, İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu çareyi kordonları, sahilleri, park ve bahçeleri kapatmakta, ramazan davulcularının yerel yönetimlerce desteklenmesinde aramaktadır. İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu acilen Valilik vesayetinden kurtarılmalıdır. Kentin dinamiklerini, özgül yapısını gözetmeden alınan Kurul kararlarında Valiliğin basıncı hissedilmektedir. Çanakkale Belediye Başkanına ve sınırlı sayıdaki sağlıkçı üyeye söz ve inisiyatif hakkı tanınmadığı görülmektedir. Kurul, İl Pandemi Kurulu olarak hızlıca ve yeniden yapılandırılmalı, sağlık alanındaki emek ve meslek örgütlerinin (sendikaların, derneklerin, tabip odasının, eczacılar, veteriner hekimler, diş hekimleri odasının) temsilcileri dahil edilmeli, söz ve öneri hakları kısıtlanmadan, bütün önerileri karara dönüştürülmelidir.”

 Acilen Kapanmaya Gidilmeli
Türkiye’ nin vaka artışının durdurulamaması ile ilgili alması gereken tedbirin en az 14 gün tam kapanma olduğunu bu kapanmanın da sosyal destek sağlanarak yapılması gerektiğini belirterek “Zorunlu üretim ve hizmetler (gıda üretimi ve tedariki, belediye temizlik hizmetleri vb.) dışında tüm alanlarda hizmetler ve üretim durdurularak, sosyal hareketlilik asgari seviyeye indirilmelidir. Kimse kalabalık işlerde, fabrikalarda çalışmak zorunda kalmamalı, toplu taşıma araçları ile bir süre işe gitmemelidir. En az 14, tercihen 28 günlük tam kapanma uygulamasına geçilmeli, tüm çalışanlar sosyo-ekonomik açıdan desteklenmelidir. Yerellerin özelliklerini gözetmeden merkezden alınan kararlar aynen kopyalanarak,1930 yılından kalma, günümüz şartlarını karşılamayan Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ile, Özel yasal düzenlemeler yapılmaksızın Cumhurbaşkanlığı Kararları ve İçişleri Bakanlığı Genelgeleriyle ,İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu’ nun mevcut yapısıyla Palyatif çözümlerle, Yalnızca yasaklar getirerek, Kentlilerimizin nefes alacağı sahilleri, parkları, halk bahçelerini kapatmakla, Sağlık çalışanlarını ölesiye çalıştırmakla, Sayıca yetersiz filyasyon, evde sağlık ve test ekipleriyle, Salgınla mücadeleyi hastanelere indirgeyerek, sağlık çalışanlarının ve toplumun omuzlarına yıkarak salgınla mücadele edilemez. Sağlık ve güvenliğimizden sorumlu olanlar, pandemiyle mücadelede sorumluluğu bize yükleyemez. Ne yurttaşların ne de sağlık çalışanlarının, salgının kontrol altına alınamamasında sorumluluğu yoktur. Küresel salgın yönetimi, devletlerin sorumluluğundadır. Artık algıyı da yönetemiyorsunuz, bu kötü tablonun sorumluları, yangına körükle gidenler istifa edin!” dedi.
 
 
Şerife Erdem