İki bayrak, bir Milletiz evelalah.. Azerbaycan şu an darda, Karabağ’a yol gözüktü, dilinde değil, yüreğinde HEPİMİZ AZERBAYCAN’ LIYIZ sloganı atanları duyanlar, sınırları kapamış bir telaş bir telaş..  
Sosyal medyaya manşet oldu dile gelenler. Türkün tüyleri ayrı bir dikeldi. Kimi paylaşım güldürdü, kimi ise düşündürdü..

HADİ GEL DE AMİN DEME..!!!
Kimi paylaşımlar hep bir ağızdan ‘AMİN’ dedirtti..
Sosyal medyada beğeni rekoruna koşan şu paylaşım, ‘Amin..’ dedirtenlerin başını çekti;
“Ermenistan 55 yaşın altındaki yedek askerleri orduya çağırdı.
‘Hepimiz ermeniyiz diyenler’ Ermenistan sizi bekliyor.
Gidişin olsun dönüşün olmasın inşallah..”
----------------------------
Bir ara, ‘hepimiz ermeniyiz’ diyenler, lafım size..
 HADİ GİDİN… !!!  HAZIR SEFERBERLİK İLAN EDİLMİŞ İKEN…!
Bir dönem Türkiye’sinde, “hepimiz ermeni’ yiz…” diyenler vardı. O açık itiraf şimdi lafta mı kaldı?
Sokaklarda, caddelerde, bağır bağır “hepimiz ermeni’ yiz…” diyenler, ne oldu şimdi size?
Kendini o ülkenin vatandaşı, soydaşı gibi hissedenler, ermenistan seferberlik ilan etmiş gidecek misiniz, katılacak mısınız seferberliğe!!!...
Yoksa, şaka mı yapmıştınız?
İnsanın içinden daha neler diyesi geliyor lakin, bir şey susturuyor, “SUS GEREK YOK…” dedirtiyor içten gelen ses. 
Sonra o ses, bir soru dillendiriyor içten içten…
“Ne oldu onca haykırana, sesi soluğu çıkacak mı acaba yeniden. Gidecekler mi çağrılan yere..” şeklinde..
Şaka şaka da demeyeceğim..  Allah biliyor ya, bilmezdim Türk Yurdunda kendini o’nca ermeni hissedeni..
Bir vaka yaşanıyor, sonrası sanırsın kızılca kıyamet.. Gün doğmuş sanki birilerine. Sanatçısına, siyasetçisine, sıradan bazı  bizlere.. 
HAYDİN, LAF ŞİMDİ BİZLERDE…
Bağıralım mı hep birlikte;
“HEPİMİZ AZERBAYCAN’ LIYIZ…!” diye..
Hatta , bir ara Bosna’ ya gider gibi, Karabağ’ a koşar gibi, zıplasak mı yeniden sınır ötesine..!!!
Hatırlıyorum da, sene 90’ lar… Zulüm var bir yerlerde,  TÜRK’ e doğrulmuş namlu, patlıyor delice ve tutamıyor bazı bizler alıyor soluğu sınır ötesinde..
Dellenmesin hele yürekler, TÜRK bu kalkar bir koşu gider..
Ne ölüm korkutur, ne mermi, ne bomba… Hele ki, soluk benizliler…
TÜRK yurduna varsa uzanan bir kara el, evellallah keser kopartır onu deli yürekler.. Kimi zaman Karabağ’da, kimi zaman da gerektiği her yerde..
Derseniz ki, hadi örnek ver; derim ki hangisini…!!!
Yine vahşetin, sivil katliamının adı olmuş ermeni.. Şimdi yine mi denilecek o bir aralar söylenen kötü söz; “hepimiz ermeni’ yiz…” var mı sahi yine böylesi yürekler..
Bakıp göreceğiz , bekleyeceğiz, sokakta bu kez kimler dilinde o ifade ile boy gösterecek.. Ya da var mı birilerinde  şimdi de öyle bir yürek..
90’ larda hatırlıyorum da, yıllık izin alıp TÜRK soydaşının yanına koşan isimler vardı..
Kimi çaycı, kimi esnaf.. Ve hatta, misal bizim Deli Davut..
Bir koca yürekli Polis memuruydu Davut..
Deliydi doluydu.. Koca cüsseli, kara yüzlü, yüreği aslan gibi idi..
Gitti savaştı geldi.. Sonra emeklilik yılları… Başkent’e yerleşti..
Davut bu.. deli dolu..  Almış acı haberi, koştu geldi Çanakkale’ ye..
Sakallar uzamış, beyazlamış bir de.. Bir de, Davut yine heybetli oldukça cüsseli…     
Karadayı vardı, Baş komiser.. Rahmetlik olmuştu, son tayin yeri Çanakkale’de..
Bıyıklar hilal, bakışlar Kartal’ dı Karadayı da..
Son görev vardı bu kez, Davut kalkıp gelmişti eski mesai arkadaşına.. Soğuktu hava, kış ayı..
Tarih tam neydi, vallahi anımsamıyorum şuan. Aralık mı, Ocak mı bilemedim şimdi..
Görev vardı, son da olsa, Deli koşup gelmişti Karadayı’nın yanına..
Tabuta omuz verdi, saf tuttu.. Sesi gürdü, son göreve gelmiş olsa da, yine hazırım der gibiydi Davut… Deliydi, yüreği de tam deli…
Helallik alınır iken, öyle bir gürledi ki Davut, sanırsın megafonda… Sonrası malum, oturduk, hoş beş.. Bir de tanıdıklar vardı son görevde.. Hem de oldukça çok.. Emekli olmuş, Çanakkale’ ye yerleşmiş isimler.. tek tek sıralamayacağım şimdi…
Deli değil di lakapları, ancak her birinin yüreği biliyorum ki oldukça deli..
Tescilli tüm Delilik, halt etsin bu yüreklerin yanında..
Davut kaktı bir ara ayağa..
Seslendi, “Var mı bir görev, koşup geçiverelim sınır ötesine…!!!”
Uzunca süredir, ya da şöyle mi demeliyim: “Bir iki yıldır” Haber alamıyorum, telefonu çalıyor, açan yok.. Ya kulaklar işitmiyor, ya da deli bu, ister açar ister açmaz..
Şimdi düşünüyorum da, Azerbaycan’a uzanan el ve sivilleri katledenlerden haberdar olduysa eğer Deli, kalkıp gitmiştir sınıra ve geçmiştir öteye.. Yaş 80 üstü de olsa, yüreğinde iş bitmemiştir Davut’ un…
Yürek mangal, söz ise senet.. Bir aralar Karabağ’da savunmadaki o yürek, eminim ki şimdi yine oralarda atıyor yine delice…
Hiç bağırmadılar onlar, hepimiz Azerbaycanlıyız diye.. kalkıp gittiler.. Misal, bir de Bosna’ ya..
İki bayrak olsak da, tek yüreğiz biz ‘Can’ Azerbaycan la..
Bar bar bağırmadan, soluğu sınırda alacaklarda şimdi gözüm..
Attıkları slogan dilde değil, yürekte olduğundan,  Gazanız şimdiden mübarek olsun eeeeey deli yürekler..!!!
Eylül geldi gidiyor. Yapraklar hızla dökülüyor.. Biliyorum ki sıra bir gün elbet bizde..
Hafta sonu tarifsiz bir acıyı tadan oldum. Ben gibiler anlar bu gün bir tek beni.. Annemi yitirdim, son görevimi yerine getirip, kara toprağa ellerimle teslim ettim..
Zor bir acı, elbette ki tarifsiz.. Dedim ya, ben gibi tadanlar bilir bir tek.
Uzun uzun yazmaya hiç gücüm yok bu gün.. Acı tarifsiz, giden ise eşsiz..
Acı günümde beni yalnız bırakmayıp, acıma ortak olanlar, saymakla bitmeyecek kadar dostum, hepiniz var olun iyi ki varsınız..