CHP’ li Çanakkale Merkez ilçe Belediye’si, Ezine’nin köylerinde, Özel İdare’ yi aratmayan işlemlere imza atmaya başladı.
Belediye Meclisinde dile gelen bazı ifadelerin satır arası vurguları;
“Sanki zammı biz yaptık” dedirtti.
Başkan Gökhan; ““ZATEN SU PAHALANDI BİLİYORSUNUZ,  TASARRUFLU KULLANIN”  şeklindeki sözlerini Aralık Meclisinde, Atikhisar barajının son durumu anlatırken etti.
CHP’ li Gökhan’ ın, ‘Çanakkale suyunda alüminyum var’  iddialarına yanıt verir ifadeleri de dikkat çekiciydi.
Gökhan’ ın, “Sanki zammı biz yaptık..!” dedirten sözleri şöyle geldi;
“ Bir de su da alüminyum var diyorlar. Sular devamlı kontrol ediliyor.
Sağlık Müdürlüğü her hafta numune alıyor. Suyun barajdan gelirken, dipten hareketlilik olursa, kalitesi de arıtmaya değişik geliyor, ona göre ilaçlama yapılır. Bizim çeşme sularımız içilebilir niteliktedir.
Biz yalan söylemiyoruz, Sağlık Müdürlüğü işte orada.  Barajımızın doluluk oranı bugün itibari ile yüzde 49’dur. 53 Milyon metreküp kapasiteli barajımızda 27 milyon metreküp suyumuz var.
 Bu suyumuzu boşa harcayalım demek değildir, zaten su pahalandı biliyorsunuz,  tasarruflu kullanın”


KOMŞUYU KIZDIRACAK BENZETME..!
“Sanki belediye Yunanistan Belediyesi”


Ege’ ye kıyısı bulunan ükelerden söz edilirken kullanılan; “Bir deniz iki yaka” tanımı, CHP’ li Çanakkale Belediyesi’ nin Aralık Ayı Meclis oturumunda geçen bin anlatımda, Komşuyu kızdıracak türden geldi. Başkan Gökhan; “Sanki belediye Yunanistan Belediyesi” ifadesini kullandı.
CHP’ li Belediye’nin, bir süredir ilçelere bağlı köylerde yaptığı işlemler için, kamuoyunun; “Büyükşehir hazırlığı “ şeklindeki yorumu bir yana, son aylarda Belediye Meclis oturumlarına damga vuran Başkan Gökhan’ ın söylemlerinin, halkın dilinde; “Bir öyle, bir böyle. Gündemi değiştirecek ifadeler bitmiyor.” şeklinde değerlendirmeler aldığı gözleniyor.
CHP’ li Çanakkale Merkez ilçe Belediye’sinin, Ezine’nin köylerinde, Özel İdare’ yi aratmayan işlemlere imza atmaya başladığını, sosyal medyadan gelen paylaşımlar göz önüne sermişti..


Yerel TV’ de canlı yayınla halkla buluşan meclis oturumlarında edilen sözlere,  gündeme ilişkin konulara dair ifadelerin satır arası vurgularına, vatandaşın yorumu yüz gülümseten ifadeyle geldi. Son olarak, çamlı sudan bahisle kurulan bir cümle için vatandaş; “Sanki zammı biz yaptık” dedi.
Aralık ayı Belediye Meclisi toplantısında, Gündemi değerlendiren Çanakkale Merkez İlçe Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, eğitim öğretim ile ilgili sorunlar, Çanakkale’de içme suyunun durumu, asbest borular,  Sarıçay etrafındaki kaçak göçmenler,  kadın cinayetleri konularında da çarpıcı sözler etti.
 
Belediye Meclisi’nin Aralık oturumunda, eğitim konusu üzerine konuşan Başkan Gökhan, ülkede yaşanılan sorunların nedeninin eğitimsizlik olduğunu vurguladı. 

HEDİYE KİTAPLAR, KÜTÜPHANESİZ OKULLARDA, MÜDÜRÜN ODASINDA..
Çanakkale’de de eğitim konusunda bazı sıkıntılar olduğunu ileri süren, kütüphane olmayışından söz eden Gökhan, “Ben her sene okul ziyaretlerimde 65 kitap götürüyorum. Üzülerek görüyorum ki bazı okullarımızın kütüphanesi yok. Kitaplar müdürlerin odasında duruyor. Kütüphaneler sınıf olmuş. Ortaokul ve liselere 3D yazıcı vermiştim.  Bunların bazıları kullanılmıyor.  Eğitim de vermek istedik. Belediye öğretmenlere yazılım eğitimi verecek diye çekiniyorlar. Sanki belediye Yunanistan Belediyesi. “ diyerek, Ege’ ye kıyısı bulunan Türkiye ve Yunanistan’ dan bahsedilirken kullanılan bir ta “Bir deniz iki yaka” tanımına da adeta buz kestirdi.
Gökhan, çarpıcı bu anlatımı ardından, Şikayetini halka yapacağını vurgulayıp şöyle dedi;
“Böyle garip bir durum var.  Bundan sonra her konuyu Çanakkale halkına anlatacağım. Kitap veriyorum kütüphane yok. Yazıcı veriyorum, eğitim de vereyim diyorum, hiç oralı olmuyorlar. Varsa yoksa 13 kişilik İmam Hatip açsınlar. Bari kitapları yazıcıları onlara verin de onlar okusunlar, kullansınlar. Öğretmenler Günü ile birlikte milli eğitim günü de olmalı”

İL SINIRLARINI AŞTI, TÜRKİYE ÜZERİNE KONUŞTU;
“ÜLKEDE ATANAMAYAN ÖĞRETMENLER VAR, ÖĞRETMENSİZ SINIFLAR VAR”

Geçtiğimiz ay, 24 Kasım’da Öğretmenler Günü’nün kutlandığını anımsatan CHP’ li  Gökhan, Çanakkale üzerinden verdiği örnekler ardından, Milli Eğitim Bakanlığı’na yüklendi. Şöyle dedi;“Bu ülkede atanamayan öğretmenler var, öğretmensiz sınıflar var.   Milli Eğitim Bakanı Eğitim Fakültelerine bir düzen getireceklerini, ihtiyaç kadar öğretmen yetiştireceklerini, yeni branşlar ile teknolojik gelişmelere uygun öğretmenler yetiştireceğinden bahsetti. 4-5 yaş grubu çocuklara din eğitimi verilmesini de göz önüne alınca bugüne kadar dedikleri gibi olmadı ama bu bence önemli bir gelişme” 
“ÜZÜLEREK GÖRÜYORUM..” vurgusuyla, Çanakkale için konuştu..
Merkez’de bazı okullarda kütüphane olmadığını açıklayan, Çanakkale merkez ilçe Belediyesi Başkanı  Gökhan, “ Çanakkale eğitim konusunda başarılı, veliler cansiperane okullara destek oluyor. Öğretmenler çocuklar iyi yetişsin diye yarış içerisinde ama burada da sıkıntılar var.” ifadesiyle, Çanakkale’nin ve okulların yöneticilerini, belediye meclis üyelerine ve Çanakkalelilere şikayet konusu yaptı.
Gökhan şöyle dedi; “Ben her sene okul ziyaretlerimde 65 kitap götürüyorum. O kitapları kafama göre seçmiyorum. Okullardaki edebiyat ya da Türkçe öğretmenlerinin listesinden seçiyorum, üzülerek görüyorum ki bazı okullarımızın kütüphanesi yok. Kitaplar müdürlerin odasında duruyor. Kütüphaneler sınıf olmuş. Böyle bir sıkıntılı durum var”

ŞİKAYET KONULARI ÖNCE MECLİS ÜYELERİNE, SONRA DA TÜM HALKA..
GÖKHAN;“HER KONUYU ÇANAKKALE HALKINA ANLATACAĞIM”

Okullara 3D yazıcı desteğini sağladığını bunu kullanamayan öğretmenler için eğitim vermek istediklerini anlatan Gökhan, “Ortaokul ve liselere 3D yazıcı vermiştim.  Bunların bazıları kullanılmıyor. Öğretmenlere eğitim vermek istediğimizde çekiniyorlar. Belediye öğretmenlere yazılım eğitimi verecek diye çekiniyorlar. Sanki belediye Yunanistan Belediyesi. Böyle garip bir durum var.  Bundan sonra her konuyu Çanakkale halkına anlatacağım. Kitap veriyorum kütüphane yok. Yazıcı veriyorum, eğitim de vereyim diyorum, hiç oralı olmuyorlar. Varsa yoksa 13 kişilik İmam Hatip açsınlar. Bari kitapları yazıcıları onlara verin de onlar okusunlar, kullansınlar. Öğretmenler Günü ile birlikte eğitim günü de olmalı” ifadeleriyle dikkat çeken çıkışa imza attı.

ADALET BAKANI İSYAN ETTİ DEDİ VE EKLEDİ;
“AMA TOO LATE”

Gökhan’ ın gündeme özel açtığı bir diğer başlık ise, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü konusuna ilişkin oldu. Sözleri ise hayli ilginç bir ifadeyle geldi. “Ama too late” dedi.
Gökhan şöyle konuştu; “2019 yılında 383 kadın katledildi. Nedir bu kadınlardan alıp veremedikleri anlamıyorum. Bunu yapana insan denemez.  Neden oluyor, eğitimsizlik. Onlara öyle öğretildi. O adamların annesine de öyle davranıldı ve bu normal addedildi.  Tarikatların kucağına düşmüş insanlar,  tarikat şeyhlerinin kucağına düşmüş kadınlar, hiç tepki yok.  Bir tarikatın şeyhi devletin diyanetinden maaş alıyormuş, ortaya çıktı. Diyanet İşleri Başkanının konuşmaları var, dinleyin kimler yapıyor. Bunları konuşacağız. Duymamış olanlara anlatacağız. İçim acıyor. Bir zayıfa el kaldırmak erkekliğe sığar mı? Hafifletici sebepler ile serbest kalıyor. En son Adalet Bakanı isyan etti ama too late. 35 kere dilekçe yazmış kadın, devlet koruyamadı. Bazı aşağılıklar İzmir’de alevi bir vatandaşın evine ‘Defol Alevi’ yazmışlar. Onlar defolup gitsinler. İşte kadını aşağılayan kafa yapısı ile aynı kafa yapısı, yine neden eğitimsizlik”  

“KARŞIYAKA’DAN DEĞİL, İRAN SINIRINDAN GELDİ”
Sarıçay kenarında yaşayan düzensiz göçmenler hakkında da değerlendirmede bulunan Gökhan;   
“Bu ülkede din dil cinsiyet farkı olmaksızın kardeşçe yaşamanın çaresini bulmak zorundayız. Bizim Suriyeli gibi Afgan gibi gidecek bir yerimiz yok.  Bakın, Sarıçay’ın içinde buz gibi havada çoluk çocuk yatıyorlar. Bunlar Karşıyaka’dan gelmedi, İran sınırından geldi. Bu insanları korumak kollamak görevimiz. Biz belediye olarak elimiz yettiğince yardım edeceğiz” ifadesini kullandı.

TRAJİ KOMİK AMA OLSUN…
“REİS’E  TEŞEKKÜR ”

Termik santrallere filtre takılması zorunluluğunu 2,5 yıl erteleyen kanun teklifinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından veto edilmesine, teşekkür ederek değerlendirmede bulunan Gökhan;  “ Trajikomik ama olsun varsın. Sonuçta veto edildi. Çanakkale bunun yıllardır mücadelesini veriyor. İki tane Çan’da üç tane de Karabiga sahilinde termik santral var.  Çan’dakinin baca dumanlarını hepimiz izledik. Hangi akla hizmet yüce meclis bu kararı verdi, bilemiyorum. Milli menfaatler gerekçesi ile çok savunuldu. Demek ki artık vicdanlar kanadı ve veto edildi.  Yasa çıkmış, üç yıl geçmiş, oralı olmamış bir de bununla ilgili teşvik almışlar. Termik santrali yapanlar, dumanı gören vicdansızlar hiç mi vicdanınız sızlamadı? Cumhurbaşkanına teşekkür ediyorum aynı duyarlılığı siyanürlü altın madenciliğine karşı da göstermesini diliyorum” dedi.
Aspest yorumu; “BOŞUNA YAYGARA…!”

Çanakkale’de asbest boru  hakkında da açıklamasını yineleyen Gökhan;“ Herkesin diline pelesenk olan asbest boru konusunu anlatayım da bir netleşsin.   Gazetelerde yine var. Bu kentte ve kentlerde asbest boru ile içme suyu hattı döşeme işi İller Bankası aracılığı ile yapılmıştır.  İller Bankası’nın asbest boru fabrikası vardı. Şu an itibari ile konuştuğum CHP’li belediyeler arasında en az seviyede biz kalmışız. Bu borunun bir sıkıntısı var, kırılgan ve tamiri zor. Onun için yıllardır, alt yapı yatırımları yaptığımız her yerde içme suyu, yağmur ve kanalizasyon boruları değiştirdik, asbest boruları değiştirdik. Alt yapı yapmadığımız yerlerde de, bu boru kırıldığı zaman onu değiştirdik. Belediyemizin hatlarında sadece yüzde 2 oranında Esenler ve Sosyal Konutlar Bölgesinde var. Bir de barajdan aldığımız ana hat var, o yedek borudur. Biz o hattan su almıyoruz.  Asbest solunum yolu ile alınırken risklidir. Tozu zararlıdır. İçme sularında asbest boru kullanılmaz diye bir şey de yok. Biz bunu çok dinledik, boşuna yaygara yapıyorlar.  Bu konuyu artık açıp, vatandaşı tedirgin etmenin anlamı yok” dedi.

“SU PAHALANDI.. TASARRUFLU KULLANIN”
Çanakkale’ nin içme suyunda alüminyum var iddialarına yanıt veren CHP’ li Gökhan, “ Bir de su da alüminyum var diyorlar. Sular devamlı kontrol ediliyor. Sağlık Müdürlüğü her hafta numune alıyor. Suyun barajdan gelirken, dipten hareketlilik olursa, kalitesi de arıtmaya değişik geliyor, ona göre ilaçlama yapılır. Bizim çeşme sularımız içilebilir niteliktedir. Biz yalan söylemiyoruz, Sağlık Müdürlüğü işte orada.  Barajımızın doluluk oranı bugün itibari ile yüzde 49’dur.53 Milyon metreküp kapasiteli barajımızda 27 milyon metreküp suyumuz var. Bu suyumuzu boşa harcayalım demek değildir, zaten su pahalandı biliyorsunuz,  tasarruflu kullanın” diye konuştu.

Cuma Deren