CHP’ li Çanakkale Merkez ilçe Belediye Başkanı Ülgür Gökhan hakkında, HDP’ li Sur belediyesine kayyum atanmasına ilişkin açıklamaları nedeniyle, Cumhuriyet Başsavcılığı ve İç işleri Bakanlığı olmak üzere bir dizi suç duyurusunda bulunan ve soruşturma açılmasını sağlayan Hukukçu Halil Turhanlı’ nın, Çanakkale’ nin işgal altında olduğunu ileri sürdüğü sahilleri için başlattığı mücadelede haklı çıktığı öğrenildi.
Yeni kordondaki sahil şeridinin işgal altında olduğu yönündeki iddiasıyla iki yıl önce girişimlerde bulunduğunu söyleyen Çanakkaleli Turhanlı;  “Şikayet Dilekçelerime verilen yanıtlarda, sorumluluğu Milli Emlak Müdürlüğü’nün üstüne atıyorlardı. Oysa, 3621 sayılı Kıyı Kanunu 13. Maddesi belediye sınırları içindeki kıyıların işgalini önleme ve buraları şehir halkına açık tutma konusunda belediyenin sorumlu olduğunu belirtmekte” dedi ve ekledi;
“Kıyı işgalinden, kurumsal hiyerarşideki üst konumundan dolayı Başkan Gökhan sorumluydu. Encümen kararı alınarak, bu yanlıştan nihayet dönüldü”
Turhanlı işgale karşı girişimi sonrası gelişmeleri şöyle değerlendirdi;
“Sayemizde, nihayet 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun varlığını da hatırladılar”
------------------------------------
 Turhanlı’ dan, Barış Plajı İçin Mücadele…
 ----------------------------------------
Çanakkaleli Hukukçu ve Yazar Halil Turhanlı, “Barışın Kentinin, Barış plajı işgal altında” iddiasıyla bir mücadele başlattı.
Geçtiğimiz aylarda, Çanakkale Belediyesi’nin kardeş kenti Sur Belediyesi’ ne atanan Kayyum için yaptığı açıklamalarla ilgili Belediye Başkanı Ülgür Gökhan hakkında suç duyurusunda bulunup, gerekli soruşturma izni verilmesini sağlayan Çanakkaleli Hukukçu ve yazar Turhanlı’ nın bu kez, Barış plajı için bir mücadele içinde olduğu öğrenildi.
HDP’li belediyelere kayyum atanmasından sonra Başkan Gökhan’ ın, basına yansıyan açıklamalarında kullandığı  “Biz kayyumlarla kardeş falan olmayız. Çanakkale halkı Sur halkı ile kardeştir. Bu kardeşlik kurulmuştur ve ilelebet devam edecektir. Biz demokrasilerde kayyumların halkı temsil etmediğine inanırız” ifadeleri ardından,  CHP”li başkanın istifa etmesi yönünde imza kampanyaları başlatıldığını anımsatan Turhanlı, “Çanakkale huzur kenti. Kentimizin en büyük mahallelerinden biri olan Barbaros’ un sakinleri, huzur kentinin muhteşem güzelliklerinde, örneğin sahilinde sere serpe dolaşamıyor, oturup soluklanamıyor. Sahilde yaşanan işgal nedeniyle defaten şikayetlerini dillendiriyor. Ne var ki değişen hiçbir şey yok.
Barışın kenti söylemleri il anılır Çanakkale’ de, adı Barış olan bir halk plajının işgaline ne denir?” diye dikkat çeken bir soru da yöneltti.
Çanakkaleli Hukukçu ve yazar Turhanlı girişimleri sonucu, Çanakkale Belediyesi’ nin, nihayet 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun varlığını hatırladığını dile getirerek, “Barış Plajı’nın çevredeki kafe, pastane gibi işletmeler tarafından işgaline bu yılın yaz aylarından itibaren dur dedi.
Daha önce yani 2015’ den bu yana şahsım tarafından belediye verilen onlarca dilekçeye rağmen Çanakkale Belediyesi bahaneler üreterek kıyıyı denetleme görevini yerine getirmiyor,  kamuya açık olması gereken sahillerin işgaline adeta göz yumuyordu.
Aslında bu durum Barbaros Mahallesi’nde yaşayan çok sayıda vatandaşın tepkisini çekiyordu. Fakat şikâyetler dile getirilse de belediyenin işgale kayıtsız kalacağı gerekçesiyle herhangi bir girişimde bulunmayacağını düşünün bir çok insanımız çaresizlik yaşıyordu” diye konuştu.
Vatandaş Turhanlı, “Yapmış olduğum şikâyetlere verilen yanıtlar elimde. Belediye ilgilileri, her seferinde sorumluluğu Milli Emlak Müdürlüğü’nün üstüne atıyordu.

Şimdi görüyoruz ki, Milli Emlak yetkililerinin kaleme alıp, adeta görev hatırlatmasında bulundukları bir yazışma ardından, nihayet 3621 sayılı Kıyı Kanunu’ nun 13. Maddesi hatırlandı. O kanunda geçen, belediye sınırları içindeki kıyıların işgalini önleme ve buraları şehir halkına açık tutma konusunda belediyenin sorumlu olduğu gerçeği yerine getirildi.
Kanunun bu açık hükmüne rağmen belediye uzun süre bu sorumluluğunu yerine getirmekten kaçınmıştı. Böylelikle yaz aylarında günün belirli bir saatinden sonra  kıyının işgal edilmesine  kayıtsız kalınılıyordu” şeklinde konuştu.
“Barbaros  Mahallesi’nde,  son yılarda sosyal yapı kadar toplumsal dokunun da büyük ölçüde değiştiğini dile getiren Turhanlı; “Aynı zamanda Barbaros, Şehrin en büyük mahallesi  Eskiden  yoğun olarak  alt gelir düzeyindeki insanların   ikamet ettikleri bir yerdi. Son zamanlarda inşa edilen yeni apartmanlar, siteler  bu mahallenin toplumsal dokusunu değiştirdi.
Ancak yine de  Barbaros’da   alt  orta sınıf kategorine dahil  olan çok sayıda insan yaşıyor. Şehrin bu kesimi    yaz gecelerinde ailece  sahilde  denizin yakınında oturuyor , evlerinden getirdikleri yiyecekleri paylaşıyorlar. Barış Kordonu’ndaki sahil  bu insanların denizden yararlanabilecekleri sınırlı yerlerden biri.Bu insanlar deniz manzaralı  dairelerde, sitelerde oturmuyorlar. Yazlıkları da yok. Yaz gecelerinde sahile kilim seriyor ve deniz tadını ancak bu yolla çıkarmaya çalışıyorlar. Fakat  , çevredeki  kafe ve pastaneler kıyıya masa , tabure ve puf koyarak  burayı işgal ediyor, halkın  kıyıdan faydalanma hakkını gasp ediyorlar.Belediye bunu göz yumuyor ve hatta işgali teşvik ediyordu“ dedi.
Belediyeye yaptığı başvurulardan sonuç alamadığını tekrarlayan Turhanlı, Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurunda bulunduğunu, bu durum karşısında belediyeninEncümen kararıyla çevredeki  işletmelerin kıyıya  masa, tabure ve puf koyamayacaklarını,  sahili servis alanı olarak  kullanamayacaklarını,   kıyının kamuya açık tutulması gerektiği kararını  aldığını önü sürdü.
Kendisinin de ulaştığı bu kararın, geçtiğimiz günlerde  ilgili işletmelere tebliğ edildiğini söyledi.

Erdem Sürek
 
 


Kaynak: Haber Merkezi