Yapılan toplantı sonucunda Çanakkale'de TÜM BEL-SEN Çanakkale Şubesi 8. Olağan Genel Kurulu'nda yeni yönetim belirlenirken, TÜM BEL-SEN Çanakkale Şube Başkanı Bülent Barın yeniden başkan seçildi.8. Olağan Genel Kurula, Çanakkale Belediyesi Başkan Yardımcısı Mehmet İrfan Mutluay, Çanakkale Belediyesi Meclis Üyesi CHP Grubu Meclis Başkan Vekili Çanakkale Belediyesi Başkan aday adayı Erdal Gezen, CHP İl Başkanı Levent Gürbüz, Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Yasin Hacımusalar, DİSK Genel-iş Şube Başkanı Serkan Keskin, TÜM BEL SEN Edirne Şube Başkanı Bedri Kara ve TÜM BEL SEN Tekirdağ Şube Başkanı Mümin Kemancı,TÜM BEL SEN Balıkesir Şube Başkanı ilker Omar Demiray katıldı. Kurul, saygı duruşu ve İstiklal MarşıEnın okunması ile başladı. Genel Kurulda bir konuşma yapan TÜM BEL-SEN Çanakkale Şube Başkanı Bülent Barın, “Sendikamız TÜM BEL – SEN 12 Eylül Askeri Faşist darbesi sonrası 1988 – 89 bahar eylemleri olarak adlandırılan ve darbe sonrası üzerine ölü toprağı atılmış emekçilerin eylemlerinin başlamasıyla filizlendi. Kamu Emekçilerinin Grevli – Toplu Sözleşmeli Sendika hakkı, Demokratik ülke talebi “Sendika kuramazsınız, Toplu Sözleşme imzalayamazsınız” söylemini çöpe atarak Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ile başlayarak, yüzlerce belediyede yürütmekte olduğumuz sözleşmelerle bugüne taşıdık. Kurulduğumuz ilk günden bu yana Kamu Emekçilerinin İnsanca Yaşamaya Yetecek Ücret, Güvenli Gelecek mücadelesini bugünlere taşıdık. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girdiğimiz bugünlerde 12. Olağan Genel Kurulumuzu sizlerle birlikte gerçekleştirmiş olmaktan büyük onur duyuyorum. Görevimizi devraldığımız 1 Mart 2020 tarihinden bu yana toplumsal mücadeleye katkı sunmak, emeğin haklarını savunmak için bir çaba içerisinde bulunduk. Yetersiz kaldığımız anlar olmuş olabilir. Tüm üyelerimizden, delegelerimizden öncelikli talebimiz eksik kaldığımız noktalarda, eksik kaldığımız yerleri, yapılması gerekenleri bizlerle paylaşmasıdır. Unutulmamalı ki her bir üyemiz, Sendikamızın bir yöneticisi gibi söz söyleme, eleştirme ve destek sunma hakkını kendisinde görmelidir. Mücadele sürecimiz içerisinde özellikle son iki yıldır inanılmaz bir yoksullaşma içerisine girdik. Yürütülmekte olan ekonomik politikalar, dizginlenemeyen enflasyon hepimizin belini büktü. Çocuklarımız ve bizler toplumun çok büyük bir kısmı yetersiz beslenme ile sağlıklı gıdaya ulaşamama, yüksek kiralar altında ezildik. Sahte TÜİK rakamlarıyla maaşlarımız gerçek enflasyonun altında kaldı. Göz göre göre ekonomik krize yol açanların, bu krizden nemalananların, krizde yüksek karlar elde edenlerin; sıra emekçilere gelince “kaynak yok” demelerini kabul etmiyoruz. Doğayı talan ettikleri gibi kaynakları da talan ettiler. Kaynaklarımızı sermayeye, kendi eş dostlarına peşkeş çektiler. Biz yoksullaştıkça onlar zenginleşiyor, büyüyor. Maaşımızdan- ücretimizden kaynakta kesilen vergilerle, her üründe ödediğimiz KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerle tüm yük bize yıkılıyor. Satın alma gücümüz her geçen gün eriyor. Maaşlarımız, ücretlerimiz buharlaşıyor. AKP – MHP bloğunun ekonomik politikaları, özelleştirmelerle kamuya ait kurumların tasfiyesi, Kadına ve çocuklara yönelik ayrımcı politikaların inanılmaz boyutlara ulaştığı, Kamu Emekçilerinin iş güvencesinin Kanun Hükmünde Kararnamelerle bir anda ortadan kaldırılabildiği, haklarımızın, insanca yaşama talebimizin, demokratik bir ülkede yaşama hakkımızın her geçen gün elimizden alınmaya çalışıldığı, emek sömürüsünün azami boyutlara ulaştığı bu zamanlarda mücadelemize sahip çıkmak, çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakmak öncelikli görev olarak hepimizin önünde durmaktadır. Rusya’nın Ukrayna işgali, İsrail’in Filistin’de uyguladığı soykırıma varan savaş politikası, Irak’ta, Suriye’de Yemen’de ve Dünyanın çeşitli noktalarında Emperyalist Kapitalist sistemin bölgesel olarak yürüttüğü savaşlar hız kesmeden devam ediyor.
Yeni bir Dünya Savaşına evrilmeden savaş politikalarına karşı çıkmak, barış mücadelesini yükseltmek önümüzdeki dönemin önemli sorunlarından biri olarak karşımıza çıkmakta. Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün Yurtta Sulh, Cihanda Sulh sözünü büyütmenin ve bunun mücadelesini vermenin önemi gün gibi ortadadır. Genel Kurulumuza katılan delegelerimiz, üyelerimiz, Emek, Barış, Demokrasi güçleri olarak; Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında Savaşa, Yoksulluğa, Gericiliğe, Faşizme karşı Emek, Barış, Demokrasi ve Laiklik Mücadelesini hep birlikte büyütelim. Buradan bir kez daha haykırıyoruz. Emeğin sömürülmediği, %1'in değil %99'un mutlu yaşadığı, Sendikal hak ve özgürlüklerin, örgütlenmenin, hak arama yollarının önünün açıldığı, grevlerin yasaklanmadığı, Herkesin güvenceli, kadrolu çalıştığı bir işinin ve insanca yasamaya yetecek bir ücretinin olduğu, KHK düzenine son verildiği, Ekonomik krizlerin, salgınların, depremlerin, afetlerin faturasının halka ve emekçilere yıkılmadığı, Kimsenin kimliğinden, inancından, cinsiyetinden, dolayı ikinci sınıf yurttaş muamelesi Görmediği, Kadınlara yönelik şiddet, taciz ve tecavüzün son bulduğu, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırıldığı, Eşit yurttaşlığın, bans ve kardeşliğin hakim olduğu, düşünce ve ifade özgürlüğünün suç olarak değerlendirilmediği ve cezalandırılmadığı, Gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan, Emeğin, eşitliğin, özgürlügün, demokrasinin, banisin, laikligin hâkim olduğu. Bir Ülke ve Dünya İstiyoruz. Cumhuriyetimizin, Türkiye Cumhuriyetinin 100. Yılı Kutlu Olsun. Yaşasın TÜM BEL – SEN Yaşasın KESK" dedi.
Genel Kurulda faaliyet kesin hesap raporlarının okunması ve ibra edilmesinin ardından seçimler yapıldı. Yapılan seçimde TÜM BEL-SEN Çanakkale Şubesinde Bülent Barın, yeniden başkanlığa seçildi.
Haber Merkezi