KESK Çanakkale Şubeler Platformundan Yandaş Sendikalara ve İktidara Çağrı
“Hayat TÜİK Rakamlarına Göre Akmıyor, Ekmeğimizle Oynamayın!”

 İktidarın kamu emekçileri ve emeklilerinin 2024-2025 yılları toplu sözleşmesi taleplerine dair ilk teklifini sunmasına sayılı günler kalırken KESK Çanakkale Şubeler Platformundan yazılı bir açıklama yapıldı.Platformdan yapılan açıklamada yandaş sendikalara ve iktidara çağrıda bulunuldu.

KESK Çanakkale Şubeler Platformundan yapılan yazılı açıklamada “Öncesinde kurulan 6 masadan çıkan kararlara bakıldığında 7. Masadan da ne çıkacağını tahmin edebiliyoruz. Geride bıraktığımız 12 yıl içinde kaybeden hep biz olduk. Her seferinde daha fazla yoksullaştırıldık, daha güvencesiz hale getirildik. Haklarımız tek tek elimizden alındı. Çünkü o masanın biçimini ve özünü tarif eden yasa daha baştan tüm kuralları işverenin lehine koymuş. Yetmemiş masada oturan yandaş konfederasyona her türlü avantajı vererek işini yüzde birlik bir riske dahi bırakmamış. O da yetmemiş masaya oturmadan TÜİK eliyle rakamlara takla attırılmış ve masaya götürülecek teklifin en asgari düzeyde olmasının önü açılmış. Masada diğer yüzlerce talebimiz gibi kadın talepleri de görmezden gelinmiş. Konfederasyonumuz adına bu yıl görüşmelere katılan ve masanın tek kadın temsilcisi olan Eş Genel Başkanımızın İstanbul Sözleşmesi’ni dile getirir getirmez iki yandaş konfederasyon genel başkanlarının sözlü saldırısına uğraması da nasıl bir zihniyetle karşı karşıya olduğumuza dair tarihe not düşülmesini sağlamıştır. Tüm bunları teşhir etmek, taleplerimizi dile getirmek için eylem ve etkinlik yapmak istediğimizde ise karşımıza binlerce polis dikilmiş, müdahale edilmiş, arkadaşlarımız gözaltına alınmıştır.
 Öfkemiz Sel Oldu İsyanımız Çığ Gibi Büyüdü
Buradan bir kez daha mücadelemizin öncelikli hedefinin grevli toplu sözleşmeli gerçek bir TİS masanın kurulması olduğunun altını çizmek istiyoruz. Bunu başaramadığımız sürece yandaş konfederasyonlarla iktidarın danışıklı dövüşü devam edecektir. Aslında danışıklı dövüş tanımlaması da naif kalmaktadır. Birbirlerine iltifat etmekten taleplerini söylemeye zaman bulamıyorlar! İktidarı zora sokacak bir talebi dile getirmemek için kırk dereden su getiriyorlar. Bir konfederasyon düşünün ki, seyyanen, ek ödeme, ilave ödeme adı altında emekliliğimize yansımayan artışların emekliliğimize yansıtılmasını bir talep olarak dahi dile getirmesin! Konfederasyonlardan biri hiç dile getirmez iken diğer konfederasyon ise sözlü olarak söyleyip resmi teklif metninde ise hesaplamaya dâhil etmiyor. İçerideki tutum ve duruşları budur. Basın önüne çıkınca aslan kesilmeleri ise kamu emekçileri ve özellikle emeklilerinin giderek büyüyen öfke ve isyanlarını kontrol altında tutmak içindir. Artık öfkemiz sel oldu, isyanımız çığ gibi büyüdü, büyüyor. Bu üçüz kardeşlere dur demenin vakti geldi de geçiyor. Siyasal alanda nasıl bir ittifak yapıyorlarsa yapsınlar ancak ellerini ceplerimizden çeksinler. Zaten artık ceplerimiz de boşaldı, eve ekmek götüremez hale geldik. Kira fiyatları karabasan oldu. Bugün özellikle büyükşehirlerde asgari ücrete kiralık ev bulanlar adeta bayram eder hale geldi. Ortalama maaş alan bir kamu emekçisi maaşının %70’ini kiraya ayırmak zorunda kalıyor. Gıda fiyatları aldı başını gidiyor. Sadece son bir ayda temel gıda maddelerine %30’un üzerinde zam yapıldı. İğneden ipliğe her şeye yansıyan akaryakıta yapılan zamları takip edemez hale geldik. Akaryakıta sadece son bir ayda %60’ın üzerinde zam yapıldı, bu akşam yeni bir zammın olup olmayacağını yaşayarak göreceğiz! Bir yandan kavurucu sıcaklar bir yandan zam furyası altında nefes almaya çalışıyoruz.
Biz Yoksullaştıkça Onlar Zenginleşiyor
Göz göre göre ekonomik krize yol açanların, bu krizden nemalananların, krizde daha yüksek kar elde edenlerin sıra emekçilere gelince “kaynak yok” demelerini kabul etmiyoruz. Çünkü yalan söylüyorlar. Tıpkı doğayı talan ettikleri gibi kaynakları da talan ettiler. Kaynaklarımızı sermayeye, kendi eş dostlarına peşkeş çektiler. Mevcut ekonomik krizden şikâyet eden, zordayız diyen bir tane sermaye temsilcisi gördünüz mü? Göremezsiniz çünkü öyle bir dertleri yok. Eskisinden daha fazla kar elde ediyorlar. Ama bizler bırakın ay sonunu ayın ortasını bile zor getiriyoruz. Biz yoksullaştıkça onlar zenginleşiyor, büyüyor. Hem maaşımızdan-ücretimizden kaynakta kesilen vergilerle, hem tükettiğimiz her üründe ödediğimiz KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerin gittikçe artırılması ile tüm yük bize yıkılıyor. Satın alma gücümüz her geçen gün eriyor. Maaşlarımız, ücretlerimiz buharlaşıyor. Bankaya, çevresine, akrabalarına borcu olmayan kamu emekçisi yok. Emeklilerin durumunu tarif edecek kelime bulamıyoruz. Emekliliği gelmiş on binlerce çalışan emeklilikte alacağı maaşı öğrenince kahrola kahrola çalışmaya devam etmek zorunda kalıyor.
 Taleplerimiz İnsanca Yaşamak İçindir
KESK olarak, çok fazla beklentimiz olmasa da kamu emekçilerinin ve emeklilerinin gerçek temsilcisi olarak TİS masasına gittik ve kamuoyuna da yansıyan temel taleplerimizi, işkollarımızın taleplerini dile getirdik. Bu taleplerimizde esas olarak dört kişilik bir aile için yoksulluk sınırının baz olarak alınmasını ve bunun üzerinden bir temel ücretin belirlenmesini istedik. Bu ülkede yoksulluk sınırının üzerinden bir talep bile aşırı bir talep olarak görülüyorsa artık söylenecek sözün de bittiği bir noktadayız demektir. 22 yıllık AKP iktidarının ülkeyi getirdiği nokta budur maalesef. Israrla ve tekrar edegeldiğimiz üzere taleplerimiz asgari taleplerdir ve insanca yaşamaya uyarlı taleplerdir.
 Farklı Teklif Gelirse İş Bırakacağız
14 Ağustos’ta iktidar sunduğumuz tekliflere karşı kendi teklifini masaya getirecek. Taleplerimizi karşılayacak bir yaklaşım ve teklif görürsek sürecin hızlanması için elimizden geleni yapacağımızdan kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Çünkü var olma ve mücadele gerekçemiz çalışma yaşamında ve hayatın diğer alanlarında üyelerin ve tüm emekçilerin ekonomik, demokratik, sosyal, siyasal, kültürel, mesleki, hukuksal, özlük haklarını ve çıkarlarını korumak ve geliştirmektir. Ancak diğer TİS görüşmelerinde olduğu gibi bir kez daha TÜİK verileri esas alınarak sadece birkaç başlıkta önümüze bir teklif gelirse KESK olarak kabul etmeyeceğimizi ve 16 Ağustos 2023 Çarşamba günü üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakacağımızı buradan ilan ediyoruz. Masada ittifak halinde olan iki konfederasyona ve bunların dışında kalan kamuda örgütlü tüm konfederasyonlara buradan çağrıda bulunuyoruz: talepleriniz ve söylemlerinizde asgari düzeyde bir samimiyet varsa gelin emekten, emekçilerden, emeklilerden yana birlikte tavır koyalım ve en demokratik hakkımızı kullanarak genel greve gidelim. İnanıyoruz ki, böylesi ortak bir tavır ve eylem karşısında iktidar 24 saat geçmeden teklifini revize etmek ve taleplerimizi karşılamak durumunda kalacaktır. KESK olarak; Toplu Sözleşme sürecinin asıl yetkilisi ve öznesi olarak gördüğümüz tüm kamu emekçilerini, emeklilerini Yoksulluk Sınırı Üzerinde, İnsanca Yaşamaya Yetecek Ücret için omuz omuza vermeye, yoksulluğa, sefalete karşı ortak mücadeleyi yükseltemeye davet ediyoruz.
 
 Haber Merkezi