Dönemin Lapseki Kaymakamı Dr. Fatih Çelikkaya, programda yer alan İzmir  Marşını ‘Siyasi figür’ diyerek Programdan çıkarılmasını istemişti yaşanan bu gelişmeyi öğrenen Çanakkale Eğitim-İş Şube Başkanı Serkan Serbes, yaptığı bir basın açıklamasında olaya tepki göstermişti. Bu tepki sonrasında Kaymakam Fatih Çelikkaya ile Serkan Serbes arasında ipler gerilmişti. Gelinen noktada Serbes, Kaymakama tehdit oluşturduğu gerekçesi ile Gelibolu İlçesine sürülmüştü.  Yaşanan bu haksızlığa karşı hukuk mücadelesi başlatan Serkan Serbes’i ziyaret eden Eğitim İş Genel Başkan Kadem Özbay, Genel Mali Sekreter Hüseyin Selçuk ve Genel Merkez Avukatı Burak Sabuncu destek oldular.Geçtiğimiz yıl 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın Lapseki ilçesinde düzenlenen kutlamalarında İzmir Marşı’nın o dönemki Lapseki Kaymakamı Fatih Çelikkaya tarafından ‘siyasi figür’ ifadesiyle programdan çıkarılmasından dolayı Çanakkale Eğitim İş Şubesi Başkanı Serkan Serbes bir basın açıklamasında bulunmuştu. Serbes, Eğitim İş olarak bu karara ve yapılan Atatürk düşmanlığına asla müsaade etmeyeceklerini ifade etmişti. Bu açıklamanın ardından  dönemin Lapseki Kaymakamı Dr. Fatih Çelikkaya ile Eğitim-İş Çanakkale Şube Başkanı Serkan Serbes arasındaki ipler gerilmiş Serkan Sebes Gelibolu’ya sürülmüştü.  Haksız sürgüne karşı Hukuk mücadelesi başlatan Serkan Serbes’te destek olmak için  Çanakkale’ye gelen Eğitim İş Genel Başkan Kadem Özbay, Genel Mali Sekreter Hüseyin Selçuk ve Genel Merkez Avukatı Burak Sabuncu, Şube Başkanı Serbes için verilen kararların iptali için açılan davanın ardından, Eğitim-İş Çanakkale Şubesi’nde bir araya gelerek son gelişmeleri aktardı.
 
Cumhuriyet Öğretmeni Aydınlığıyla Karşı Duruş Sergilemiş
 
Eğitim İş Genel Başkan Kadem Özbay yaptığı açıklamasında Serkan Serbes’in Cumhuriyet Öğretmeni aydınlığı ile yaşananlara karşı çıktığını belirterek “Çanakkale’ye gelme amacımız tam da Eğitim-İş’in varlık sebebi. Sendikamız emek ve alın teri mücadelesi yürüttüğü gibi aynı zamanda Cumhuriyet değerlerine ve aydınlanmalarına, Atatürk değerlerine ve emanetlerine bağlılığıyla ilişkilidir. Yani Eğitim-İş bir emek mücadelesinin yanında aynı zamanda emek mücadelesi yürütüyor ve köklerini Cumhuriyet aydınlanmasından alıyor. Bugün maalesef ki Çanakkale ilinin bir ilçesinde görev yapan Kaymakamının bu değerlere karşı hadsizce bir davranışı sebebiyle gelmiş bulunuyoruz. Çünkü bizim örgütümüz, Türkiye’nin örgütlü olduğu her yerinde Cumhuriyeti değerlerinin ve onun sembollerinin, söylemlerinin yılmaz savunucusudur. Çanakkale Şubesi Başkanımız Serkan Serbes de Cumhuriyetin değerlerinin, söylemlerinin savunucusu olmuş ve bu irade, baskı nereden gelirse gelsin, bir Eğitim-İş Başkanı sorumluluğuyla bayram programının içerisinden söylenecek olan İzmir Marşı’nın –güya Sayın Kaymakam tarafından siyasi olarak görüldüğü gerekçesiyle yetkisini kullanarak çıkarılma isteğine karşı bir Cumhuriyet öğretmeni aydınlığıyla karşı duruş sergilemiştir. Çünkü biz yolumuzu Mustafa Kemal Atatürk’ten, onun Bursa Nutku’ndan alıyoruz. Nereden gelirse gelsin Cumhuriyet değerlerine karşı yapılacak olan her bir saldırıda güçlü bir kale ve onun yılmaz savunucuları olarak duruşumuzu göstermeye devam edeceğiz. Bunun kimden geldiğinin, kimin söylediğinin bizim için bir önemi yok” dedi.
 
Hangi Söz Kaymakamı Rahatsız Etmiştir?
 
Eğitim İş Genel Başkan Kadem Özbay konuşmasının devamında “ Şimdi Kaymakam Bey’in şunu açıklaması lazım: İzmir Marşı’nın içerisinde geçen hangi sözü siyasi buluyor ve hangi söz kendisini rahatsız etmiştir? Yaşa Mustafa Kemal Paşa mı, yetiştirilen çocuklar mı, bağlılık mı, İzmir’in dağlarında açacak çiçekler mi? Hangisi, neresini rahatsız etmiştir, nasıl bir rahatsızlık hissetmiştir? Hangi yetkiyle, hangi hadle bunun kaldırılmasını istemiştir? Bunun kaldırılmasını istemesinin karşısında sendikacı kimliğiyle, Eğitim İş’in varlık sebebi olan aynı zamanda Cumhuriyet aydınlığına sahip çıkma sorumluluğuyla hareket eden Şube Başkanımız Serkan Serbes’in Atatürk düşmanlarına geçit vermeyeceği sözünden kendini nereye konumlamıştır? Eğer bu sözü üzerine alındıysa, o kendisinin sorunu. Çünkü Eğitim İş, Atatürk düşmanlarına geçit vermeyecek. Kendisini böyle konumluyorsa, o kendisinin sorunu. Cumhuriyet erdemli olma rejimidir ve birinci sorumluluğu halkına karşı hesap verebilir, açık, halkını dinlemek, onun taleplerini dikkate almak ve Cumhuriyet kazanımlarının sorumluluğunu bilmektir. Eğer siz, bir bayram etkinliğinde, içerisinde Atatürk’ün isminin geçtiği bir marştan rahatsız oluyorsanız inanın ki Eğitim İş’liler sizi daha çok rahatsız etmeye devam edecek. Cumhuriyete, Atatürk’e, bu söylemlere alerjisi olan herkesi Eğitim İş’in her bir başkanı, her bir üyesi kararlılıkla rahatsız etmeye devam edecek. Yani verdiğimiz rahatsızlık için özür dilemiyoruz, sizi bu zihniyetini rahatsız etmeye ve tarihe not düşmeye aynı sorumlulukla devam edeceğiz.”
 
Cumhuriyet Düşmanlarına Geçit Vermeyeceğiz
 Kim olursa olsun Cumhuriyet düşmanlarına her zaman karşılık vereceklerini ve geçit vermeyeceklerini de dile getiren Eğitim İş Genel Başkan Kadem Özbay “Buradan bir kez daha tekrar ediyoruz. Kim olursa olsun, Cumhuriyet düşmanlarına geçit vermeyeceğiz. Biz kimseye kaymakam olamazsın demiyoruz. Kaymakam olabilirsiniz ama cumhuriyet erdemlerini anlamadıysanız orada karşınızı bizi görürsünüz. Eğitim-İş bugün, 100 bini aşmış örgütlü gücüyle, Türkiye’nin her yerinde örgütlüdür, Şırnak’ta da Edirne’de de aynı söylemlerle sendikal mücadelesini yürütmektedir. Kaymakamın asıl rahatsız olması gereken şey -Cumhuriyet kurumlarını temsil eden bir idari emir olduğu için- hata yaptığının farkına varması lazım. Şunun da altını çizmek lazım, kaymakama koltuk fazla gelmiş. Cumhuriyet değerlerini tam olarak anlamamış. Kaymakam, bir ilçenin kaymakamıydı, o ilçede okul müdürünün söylemini –kaldı ki sendikacı kimliği de var- anlamamış ve demiş ki aynı ilçede bulunamayız. Yani kaymakamken ‘ilçeden gönderin’ demiş. Sanırım vali olsa ilden, cumhurbaşkanı olsa ülkeden gönderecek. O nedenle kaymakamı buradan uyaralım, Cumhuriyet erdemlerini ve demokrasinin ne demek olduğu yeniden gözden geçirsin” şeklinde konuştu.
 
Eski Usulle Bir Sürgün
Bugün mahkeme sonrası açıklamada bulunan Eğitim İş Genel Merkez Avukatı Burak Sabuncu da, “Bir idari soruşturma yürütüldü ve bir disiplin cezası verildi. Disiplin cezasının yanı sıra yer değişikliği yani başka bir ilçeye yapıldı. Adeta ikinci bir ceza olarak nitelendirebileceğimiz bir şey. Adını da doğru koymak lazım aslında eski usul bir sürgünden bahsediyoruz. Bunun adı sürgündür, bir şehirden, kaymakamın istemediği birinin sürülmesidir, teknik anlamda bu böyledir. Bugün, hem disiplin cezası verilen hem de yer değişikliği işlemiyle ilgili İdare Mahkemesi’nde açtığımız iptal davasının duruşması vardı, ona katıldık. Mahkeme heyetine sözlü olarak da düşüncelerimizi ve yapılan hukuksuzluğu anlattık. Bundan sonra verilecek kararı bekliyoruz, biz olumlu olacağı kanaatindeyiz ve sonucu paylaşacağız” ifadelerini kullandı.
 
NE OLMUŞTU?
Olaya dair detaylı bilgi paylaşımında bulunan Çanakkale Şube Başkanı Serkan Serbes ise süreci bir kez daha hatırlatarak  “Ben de İlçe Milli Eğitim Müdürü’nü arayıp konuyu sorduğumda, doğru olduğunu ve olayın bu şekilde gerçekleştiği bildirildi. Bunun yanlış olduğunu, Eğitim İş Sendikası olarak, tüzüğümüzden, duruşumuzdan ve değerlerimizden kaynaklanan bir tepki olarak bunun asla kabul edilemeyeceğini dile getirdik. O esnada, arayan basın mensubu arkadaşlara da gerekli görüşlerimizi aktardık. Daha sonra bu süreç, sendika il başkanı kimliğimizin dışında, bir okul müdürü unvanı üzerinden gidilerek, bir idari soruşturma, idari ceza ve yer değişikliği tarafıma tebliğ edildi. Lapseki Plevne Ortaokulu’ndan, Gelibolu Hakimiyet-i Milliye Ortaokulu’na geçtim. Gerekçe olarak da Kaymakam Bey ile aynı ilçede bulunmamızın sakıncalı görünmesi sunuldu. Bu süreçte Kaymakam Bey ile ilgili de bir gelişme oldu. Kendisinin de normal tayin süresi gelince kendisinin de tayini çıktı. Yani şu an da ikimizde farklı yerlerde, farklı şekilde mesleğimizi icra ediyoruz. Ama şu var: Her ne kadar biz, Kaymakam Bey’e tehdit unsuru olarak görülsek de olaydan sonra yaklaşık 5 ay beraber çalıştık, defalarca toplantıya gittik, aynı masada bulunduk ve hiçbir sıkıntı yaşamadık. Bu o anda, orada gerçekleşen bir olaydı, tepkimiz çok doğaldı. Eğitim-İş Sendikası olarak daima Cumhuriyet değerlerinin yılmaz savunucusu olacağız” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
 
Burcu Erdal