Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, temmuz ayında üretici ile market arasındaki fiyat farklılıklarını ve girdi fiyatlarını yaptığı görüntülü basın açıklamasında değerlendirdi.
 
Bayraktar, ağustos ayında üretici ile market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 719,5 ile elmada görüldüğünü belirterek, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Elmadaki fiyat farkını yüzde 315,8 ile marul, yüzde 240 ile kuru üzüm, yüzde 230 ile limon, yüzde 208,9 ile sivri biber takip etti. Elma 8,2 kat, marul 4,2 kat, kuru üzüm 3,4 kat, limon 3,3 kat, sivri biber 3,1 kat fazlaya tüketiciye satıldı. Üreticide 2 lira olan elma 16 lira 39 kuruşa, 2 lira 34 kuruş olan marul 9 lira 73 kuruşa, 14 lira 50 kuruş olan kuru üzüm 49 lira 30 kuruşa, 6 lira 50 kuruş olan limon 21 lira 45 kuruşa, 4 lira 14 kuruş olan sivri biber 12 lira 79 kuruşa markette satıldı.”
 
MARKET FİYATLARI
“Ağustos ayında markette 36 ürünün 18’inde fiyat artışı, 17’sinde fiyat azalışı görüldü. Bir ürünün fiyatı değişmedi. Markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 29,8 ile yeşil soğan oldu. Yeşil soğandaki fiyat artışını yüzde 18,1 ile Antep fıstığı, yüzde 17 ile ıspanak, yüzde 13,7 ile marul, yüzde 12,2 ile kuru üzüm, yüzde 9,1 ile fındık (iç), yüzde 9 ile toz şeker takip etti. Markette fiyatı en fazla azalan ürün ise yüzde 46,7 ile domates oldu. Domatesteki fiyat düşüşünü yüzde 24,4 ile sivri biber, yüzde 16 ile patlıcan, yüzde 13,8 ile tavuk eti, yüzde 11,5 ile kuru kayısı izledi.”
 
ÜRETİCİ FİYATLARI
“Ağustos ayında üreticide fiyatı en fazla düşen ürün, yüzde 55,2 ile sivri biber oldu. Sivri biberdeki fiyat düşüşünü yüzde 51,9 ile limon, yüzde 51 ile domates, yüzde 24,9 ile patates, yüzde 24,2 ile kabak, yüzde 12,9 ile patlıcan, yüzde 10,3 ile salatalık, yüzde 10,2 ile kuru soğan izledi. Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 87,7 ile yeşil mercimekte görüldü. Yeşil mercimekteki fiyat artışını yüzde 73,5 ile nohut, yüzde 56,3 ile kuru incir, yüzde 47,4 ile yeşil soğan, yüzde 38,8 ile maydanoz, yüzde 25 ile Antep fıstığı, yüzde 12,3 ile marul, yüzde 11,9 ile fındık (iç), yüzde 10 ile kuru kayısı, yüzde 9 ile yumurta, yüzde 6,7 ile zeytinyağı, yüzde 5,3 ile kırmızı mercimek takip etti. Ağustos ayında üreticide 27 ürünün 12’sinde fiyat artışı olurken, 10 üründe fiyat düşüşü görüldü. 5 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Üretici fiyatlarında kuru üzüm, pirinç, ıspanak, havuç, elma fiyatında bir değişim olmadı.”
 
FİYAT DEĞİŞİMLERİNİN SEBEPLERİ
“Ağustos ayında fiyatı en fazla düşen ürün sivri biber oldu. Fiyat düşüşü, tarla üretiminin artması sebebiyle arzdaki artıştan kaynaklandı. Limondaki fiyat düşüşü erkenci limon hasadının başlamasıyla meydana geldi. Patates, kuru soğan, kabak, patlıcan ve salatalıkta arz fazlalığı fiyatların düşmesine sebep oldu. Domateste görülen fiyat düşüşünde arzın artmasıyla birlikte ihracatın azalması da etkili oldu. Yeşil mercimek ve nohuttaki yüksek fiyatlar, ürünlerin yeni sezona ait olması ve maliyetlerinin artmasından kaynaklandı. Yeşil soğan, marul, maydanoz gibi ürünlerde hasat edilen ürün miktarındaki azalma fiyata artış olarak yansıdı.  Antep fıstığında ise sezonun bitmesi nedeniyle ürün arzının yeterli olmaması fiyatlara yansımıştır.”
 
 “ÜRETİCİ MALİYETLERİ DÜŞÜRMEDEN TÜKETİCİLERİN DE UCUZ GIDAYA ERİŞMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR”
“Türkiye İstatistik Kurumu’nun Haziran ayı için yayımladığı Girdi Fiyat Endeksi’nde yer alan mazot, gübre, elektrik, tohum, ilaç ve yem fiyat endeksleri önemli ölçüde artışlar gösterdi. Bu artışlar, bu ayda yüzde 149’u bulan üretici fiyat artışlarının sebebine işaret ediyor. Çünkü TÜİK verilerinde yer alan gübre endeksindeki artış yüzde 234’ü, mazot endeksindeki artış yüzde 282’yi buluyor.
Girdi fiyatlarının yüksekliği tüketicileri yüksek fiyattan ürün tüketmek zorunda bırakıyor. Bu da daha yüksek enflasyon olarak geri dönüyor. Üreticilerimizin maliyetlerini düşürmeden tüketicilerin de ucuz gıdaya ulaşması mümkün değildir.  Ürünlerdeki fiyat artışlarına rağmen üreticilerimiz zor durumdadır. Çünkü tarımsal maliyetlerdeki artışlar, tarımsal üretici fiyatlarındaki artışların çok üzerinde artmaya devam ediyor. Bu durum çiftçilerimizin gelirlerinin düşmesine sebep olmaktadır ve sürdürülebilir değildir. Bunu tersine çevirmek zorundayız. Üreticilerimiz de maliyet artışlarını fiyatlara yansıtamıyor. Üreticilerimize verilecek destek, aynı zamanda tüketiciye verilecek destektir. Üreticilerimizi destekleyerek, moralini yüksek tutalım. Üretimden kopmasına izin vermeyelim.”
 
 AĞUSTOS AYI AYLIK VE YILLIK GİRDİ FİYATLARINDAKİ DEĞİŞİM
“Ağustos ayında, temmuz ayına göre gübre fiyatları amonyum sülfatta yüzde 3,4 oranında azaldı. DAP gübresinde yüzde 7, 20.20.0 kompoze gübresinde yüzde 5,8, üre gübresinde yüzde 2,2 oranında artış gösterdi. Kalsiyum amonyum nitrat gübresinde ise değişim olmadı. Geçen yılın ağustos ayına göre ise son bir yılda, üre gübresi yüzde 187, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 178, DAP gübresi yüzde 172, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 170, amonyum sülfat gübresi yüzde 147 oranında arttı.
Mazot fiyatı aylık olarak yüzde 9,3, son bir yıla göre ise yüzde 266 oranında arttı. Besi yemi ağustos ayında temmuz ayına göre yüzde 2,3 artarken, süt yemi yüzde 0,3 oranında azaldı. Son bir yılda besi yemi yüzde 121,6, süt yemi ise yüzde 122,5 oranında arttı. Elektrik fiyatları son bir yılda yüzde 99,7 oranında arttı. Zirai ilaç fiyatları ise yıllık bazda yüzde 200’e varan oranlarda artış gösterdi. Yeni üretim sezonuna hazırlanan üreticilerimiz üretim planı yapmaya çalışıyor. Fakat başta gübre ve mazot olmak üzere girdi fiyatlarının yüksekliği karşısında hangi ürünü, ne kadar ekeceği konusunda kararsız ve endişe yaşıyor. Kısacası üreticilerimiz önünü göremiyor. Üreticilerimizin geleceği görmelerini, üretimde kalmalarını sağlamak için girdiler makul fiyatlardan üreticilere ulaştırılmalı, girdi destekleri artırılmalı, ekimden önce destekler açıklanmalı ve en kısa sürede üreticilerimize verilmelidir.”
 
“GİRDİ FİYATLARININ YÜKSEKLİĞİ TARIMSAL BÜYÜMEYİ DE OLUMSUZ ETKİLİYOR”
“Tarım sektörü, Nisan-Haziran aylarını kapsayan 2.çeyrekte yüzde 2,9 küçüldü. Bu çeyrekte hasat edilen tarımsal ürünlerde kullanılan girdilerin fiyatlarındaki önemli artışlardan dolayı ekiliş alanlarındaki azalma ve yetersiz girdi kullanımının getirdiği üretim düşüşü tarımsal büyümede gerilemenin ana faktörü oldu. Diğer yandan aynı dönemde süt üretiminde önemli bir girdi olan yem fiyatlarının pahalılığı ve süt fiyatlarının düşüklüğü, süt hayvanlarının elden çıkmasına sebep oldu. Süt üretiminin düşmüş olması da büyüme rakamlarına olumsuz yansıdı.”
 
“GÜBRE FİYATLARINDAKİ FAHİŞ ARTIŞLARIN SEBEBİ KONUSUNDA UYARMIŞTIK”
“2021 yılının Eylül ayından itibaren gübre fiyatlarındaki aşırı yükseliş, beraberinde tarımsal ürünlerde maliyet artışı ve tüketicide fiyat artışını getirdi. Gıda enflasyonu, artarak devam etti. Fiyat artışı nedeniyle az kullanılan gübre, verimde ve üretimde düşüklüğe neden oldu. Arz azalması, artan talep karşısında tüketici fiyatlarında artışı hızlandırdı. O tarihlerden bu yana Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak yaptığımız açıklamalarda, yüzde 500’lere varan gübre fiyatındaki artışları dile getirdik ve tehlikenin boyutuna dikkat çektik. Bununla da kalmadık. Kimyasal gübreleri ucuza üretip veya ucuza ithal ettikleri halde, gübre piyasasının istikrarsızlığından yararlanarak fiyatlarını yüksek tutan ve haksız bir şekilde kâr marjlarını artıran üretici, ithalatçı ve dağıtıcılardan şikayetçi olduk. Bu firmaların Ticaret Bakanlığı’nca denetlenerek piyasa fiyatlarının düzenlenmesi açısından gübre fiyatlarını maliyet ve onun üzerine adil bir kâr düzeyine getirmelerinin gerekliliğine dikkat çektik. Firmaların bir araya gelerek fiyatları en üst seviyelerde tuttuklarını görüyoruz. Bu gübre firmalarının kârları incelendiğinde, 2021 yılında elde ettikleri tüm kârı 2022’nin ilk 6 ayında yaptıkları görülüyor. Şimdi üreticilerimizin cebinden haksız yere alınan milyarlarca lira, yerine konacak mıdır?
Hükümetimizden isteğimiz; bu firmaların üreticilerimize tekrar zarar vermesinin önüne geçilmesi için gerekli tedbirleri almasıdır. Tarıma girdi temin eden gübre, zirai ilaç, yem sanayicileri ile tarımsal ürün kullanan gıda sanayicileri ve zincir marketleri, sektörde aynı geminin içinde olduğunun farkına varmalıdır. Üreticilerimiz sayesinde kazanç sağlayan her kesimi insaflı olmaya davet ediyoruz.”
Haber Merkezi