Programda bir konuşma yapan  Çanakkale Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av. Ezgi Deniz Ünsal “Bizler; nafaka hakkımızdan, Medeni Yasa ile tanımlanmış haklarımızdan ve kazanımlarımızdan hiçbir koşulda vazgeçmeyeceğimizin altını çizerek, bu hususları tartışmaya açmanın; şiddet olaylarının ve kadın cinayetlerinin artmasına yol açmaktan başka bir sonuç yaratmayacağını belirtiyoruz” dedi.

Çanakkale Kent Konseyi Kadın Meclisi ve Çanakkale Barosu Kadın Hakları Komisyonu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısı ile bir program düzenlendi. Cumhuriyet Meydanında düzenlenen çelenk Programına Sivil Toplum Kuruluşları da yoğun bir katılım gösterdi. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşının ardından katılım gösteren Kurum ve STK’lar Atatürk Büstüne çelenkleri bıraktılar.   8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısı ile gerçekleştirilen programda bir açıklama yapan ve İstanbul sözleşmesi başta olmak üzere Anayasal haklarla elde edilen kadın gakları hakkında bilgiler veren  Çanakkale Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av. Ezgi Deniz Ünsal  “Tarih boyunca kadınlar, kadının insan haklarını ihlal eden düzenin değişmesi için mücadele etmiş ve bu mücadeleler sonucunda gerek yasalar gerek uluslararası sözleşmeler bağlamında birçok kazanımlar elde etmişlerdir. Ancak günümüzde dünyanın farklı yerlerde yaşanan savaşlar nedeniyle, kadınlar diğer haklarının yanında en temel hak olan yaşam haklarından dahi mahrum kalmaktadırlar. Bu sene 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü, Ukrayna’da yaşanan savaş süreciyle karşılıyoruz. Her savaşta olduğu gibi, bu savaşta da en çok kadınlar ve çocuklar mağdur olmakta ve yaşanan süreç, dünya barışını açıkça tehdit etmektedir. Bu durumu kabul etmiyor, tüm taraf devletleri evrensel barışa hizmet etmeye davet ediyoruz” dedi.

İstanbul Sözleşmesinden Çekilmek Kadını Daha da Korumasız Bırakıyor
 İstanbul Sözleşmesine de değinen Çanakkale Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av. Ezgi Deniz Ünsal  “   Ülkemizde kadınlar; şiddeti her sene artan sistematik bir cinnetin kurbanı olurken, bu şiddet ve toplumsal cinnet haliyle hukuksal ve sosyolojik düzlemde topyekün mücadele yerine, kadınların yaşam ve özgürlüklerinin güvencesi olan İstanbul Sözleşmesi’nden hukuka aykırı bir şekilde çekilme yoluna gitmek, maalesef kadınları daha da korumasız bırakmıştır. Bu hukuka aykırı işlemin iptali için vatandaşlar, sivil toplum örgütleri, barolar ve Türkiye Barolar Birliği tarafından açılan davaların yaşam hakkından yana tutum alınarak iptal edileceğine inanıyoruz.  İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeye ilişkin irade, bugün kadınların nafaka hakkı dahil olmak üzere Medeni Yasa’da yer alan birçok hakka da yönelmiştir. 6. Yargı Paketi ile kamuoyunun gündemine gelen nafaka hakkının süreye bağlanması ve boşanmalarda aile arabuluculuğunun getirilmesine ilişkin kabul edilemez söylemler ve yasal girişimler, kadın kazanımlarının kaybına yol açacağı gibi kadınların yaşam haklarına da saldırı oluşturacaktır. Nitekim, İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın çekilmesi yanında 6284 sayılı yasanın etkin uygulanmaması, nafakanın tartışmaya açılması; toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı olan, kadının özgür birey olduğunu kabul etmeyen zihniyete cesaret vererek kadına yönelik şiddetin artmasına zemin hazırlamıştır”  dedi.

Haklarımızdan Hiçbir Koşulda Vazgeçemeyiz
Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av. Ezgi Deniz Ünsal “Bizler; nafaka hakkımızdan, Medeni Yasa ile tanımlanmış haklarımızdan ve kazanımlarımızdan hiçbir koşulda vazgeçmeyeceğimizin altını çizerek, bu hususları tartışmaya açmanın; şiddet olaylarının ve kadın cinayetlerinin artmasına yol açmaktan başka bir sonuç yaratmayacağını belirtiyoruz.   Kadınların hak mücadeleleri sonucunda elde ettiği kazanımlarının kaybına yol açacak her türlü girişimin karşısında olacağımız gibi bu kazanımların silinmesine izin vermeyeceğimizi, Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu (TÜBAKKOM) olarak açıkça beyan ediyoruz. ‘Kadın cinayetleri politiktir’ diyor, bir kez daha Medeni Kanun’a ve 6284 sayılı Yasa’ya dokunulmamasını, yasaların etkin bir şekilde uygulanmasını ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldıracak politikaların oluşturulmasını talep ediyoruz” dedi.

Şerife Erdem