7 Düvelin göz koyduğu Çanakkale ve İstanbul Boğazlarını kapsayan Montrö, Dünya kamuoyunun yakından izlediği sıcak bölgede, Savaşı değil Barışı getirecek faktörün adı oldu.
BARIŞIN ANAHTARI, TÜRK BOĞAZLARI !...
Bilim adamı ses verdi, Çanakkale’ yi de ön plana çıkaran duruma değindi.
Adı dile gelmese de, yaşananları anlatır görüntülerin ismini açık şekilde koyduğu; ‘Ukrayna-Rusya Savaşı’ nda, akan kan dursun, bölgeye barış hakim olsun düşüncesi ile gözlerin çevrildiği bir diğer adres Türk Boğazları oldu.
MONTRÖ İLE, KARA DEĞİL, ‘BARIŞ’ DENİZ
Bir Boğaz Şehrinin, yıldızı her geçen gün parlayan Bilim İrfan yuvası olan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ)’ ne bağlı Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Mithat Atabay, Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin önemini vurguladı.
MONTRÖ’ nün, Karadeniz’i Barış denizine dönüştürecek önemine değindi.
“Boğazların Anahtarı Türkiye'dir. Bu Anahtar, Barışa Yol Açacaktır”
--------------------------------
TÜRK BOĞAZLARI SAYESİNDE,
KARA DEĞİL, ’BARIŞ’DENİZ!…
-------------------------------
Dünya’ nın en kanlı savaşlarına neden Türk Boğazları, Ukrayna’ da barış için umudun adı oldu.
7 Düvelin 107 yıl önce göz koyduğu Çanakkale ve İstanbul Boğazlarını kapsayan Montrö, Dünya kamuoyunun yakından izlediği sıcak bölgede, Savaşı değil Barışı getirecek faktörün adına dönüştü.
BARIŞ’IN ANAHTARI, TÜRK BOĞAZLARI !...
Dünya kamuoyunun yakından takip ettiği en sıcak başlık için, Çanakkale’ den tarihçi Dr. Öğretim üyesi Mithat Atabay ses verdi. Çanakkale’ yi ön plana çıkaran duruma değindi.
Adı dile gelmese de, yaşananları anlatır görüntülerin ismini açık şekilde koyduğu; ‘Ukrayna-Rusya Savaşı’ nda, akan kan dursun, bölgeye barış hakim olsun düşüncesi ile gözlerin çevrildiği bir diğer adres Türk Boğazları oldu.
MONTRÖ SAYESİNDE, KARA DEĞİL, ‘BARIŞ’ DENİZ
Bir Boğaz Şehrinin, yıldızı her geçen gün parlayan Bilim İrfan yuvası olan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ)’ ne bağlı Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Mithat Atabay, Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin öneminin, Ukrayna-Rusya arasında yaşanılanlar ile bir kez daha ortaya çıktığından söz etti.
MONTRÖ’ nün, Karadeniz’i Barış denizine dönüştürecek önemine değinen Tarihçi öğretim üyesi Dr. Atabay, “Özet olarak; Boğazların Anahtarı Türkiye'dir. Bu Anahtar, Barışa Yol Açacaktır”
ÇOMÜ Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Mithat Atabay, Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin önemini anlattı. Karadeniz’i barış denizi haline getirmeye yeterli özeliğinden söz etti.
Çanakkale savaşları üzerine önemli çalışmaları ve kitaplaşmış yayınları bulunan Tarihçi Dr. Atabay, "Karadeniz'e geçmek isteyenler, bugün Türkiye'den izin almak durumundadır.” vurgusu yaptı.
Bunda MONTRÖ’ nün önemine değinen Atabay, “ Türkiye'nin 'hayır' dediği bir şeyin gerçekleşmesi mümkün değildir.
O yüzden boğazların anahtarı, Türkiye'dir ve Türkiye bu anahtarı barış için kullanandır" dedi.
Adı konulmasa da, dünya kamooyunun sıcak öblgede yaşanılanları anlatır görüntüler nedeni ile ‘Savaş’ diye isimlendirdiği durum karşısında, MONTRÖ’ nün önemine değinen Dr. Atabay, Rusya'nın deyimiyle Ukrayna'ya askeri harekatı sonrası, Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin bir kez daha dünya kamuoyunun gündemine girdiğini hatırlattı.
Sıcak bölgeden başlayıp, gelişmeleri takip eden birçok ülke liderinin, MONTRÖ gereği Türk Boğazlarını gündeme getirdiğinden de söz eden Atabay;
“Bilinen ve tartışmamız bir gerçektir ki, Çanakkale ve İstanbul boğazları tarih boyunca önemli bir suyolu olmuştur.107 yıl önce, yine bir Mart ayında Boğazlara göz dikenler, bu gün boğazların öneminden bahisle MONTRÖ’ yü hatırlamakta.” şeklinde konuşup şöyle devam etti;
“Karadeniz'den güneye, sıcak denizlere inmek ya da Akdeniz'den ticaret amacıyla Karadeniz limanlarına ulaşmak için boğazlardan geçmek gerekliği malum. Bu nedenle de devletlerin tarih boyunca boğazları ele geçirmek için önemli savaşlar yaptığını hatırlamalıyız.
'Türk boğazları için; Tarihe geçen, 14 Büyük Savaş’
Boğazları ele geçirmek için tarih boyunca 14 büyük savaş yaşandı. Büyük devletler Karadeniz'e, özellikle de Rusya'nın tahıl ambarı olması, Karadeniz bölgesindeki ticaret limanlarına ulaşma ve Karadeniz'in ticari açıdan öneminin kavranması açısından buraya çok önem verdiler. Tarih de bunu yazmak ta.
Burayı elde etmek, buradaki zenginlikleri kullanabilmek için boğazlar önüne geldiler ve büyük savaşlar yapıldı. Hatta bu savaşlar, bazen yıllarca devam etti.
Bir önemli örnek, Osmanlı-Venedik savaşları. Bir diğeri ise Osmanlı-Ceneviz savaşları.
Özellikle 19. yüzyılda İngiltere, Fransa, Rusya, Almanya gibi devletler de boğazların önüne gelerek boğazlar konusunda büyük mücadeleler verdiler. 107 yıl önce, 1915'te dönemin yedi düvel denilen süper güçleri geldi. Çanakkale’ yi boğazdan geçip,İstanbul'u ele geçirip, yönetimi bertaraf etmek için yaptıkları mücadeleler, Türk milletinin büyük başarısıyla sona erdi. Böylece Osmanlı İmparatorluğu ve Türk milleti büyük bir zafer kazandı"
'Boğazların Anahtarı Bizdedir. Anahtar; Türkiye’dir.. ’
Lozan görüşmeleri sırasında boğazlar konusunu Türkiye Büyük Millet Meclisi delegelerinin bir pazarlık meselesi yaparak, özellikle de kapitülasyonların kaldırılması konusunda başarılar elde ettiğini anımsatan ÇODMÜ’ lü öğretim üyesi Dr. Atabay,
"Hatırlanacak olursa, 1933 yılından itibaren Hitler'in iktidara geçmesi, İtalya'da Mussolini' nin özellikle baskısı karşısında Türkiye, boğazlarının statüsünün değiştirilmesi konusunda birtakım girişimler yapmaya başladılar.
1936’ ya gelindiğinde, öneli girişimler sonrasında Montrö'de Boğazlar Sözleşmesi ile ilgili bir konferans toplandı. Bu konferans, dönemin Lozan Konferansı'na katılmış olan devletlerin tamamının katılması ile sonuçlandı ve hem boğazların statüsü değiştirildi. Bu sayede askersizleştirme özelliği ortadan kaldırılmış oldu. Boğazların ve Karadeniz'in anahtarı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne verildi. Anahtar bizdedir." bilgisini tekrarladı.
'İki Ülkenin Güvenliği, Türkiye’ nin elindedir.'
18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin 107'nci yılının kutlamaya günler kala, bu zaferin öneminin bir kez daha gün yüzüne çıktığını vurgulayan Atabay, “7 Düvel, 18 Mart 1915’ de, 17'si büyük zırhlı olmak üzere yaklaşık 240 gemiyle saldırıya geçmişti.
Türk askeri, yenilmez denilen armadayı yenmişti. Türk topçusu ve boğazlara döşenen mayınlar, gerçekten tarihe altın harflerle geçen bir Zafer kazandırdı.
Karadeniz'e geçmek isteyenler ve Karadeniz'in statüsünü bir savaş alanı haline getirmek isteyenler, bugün Türkiye'den izin almak durumundadır.
Türkiye'nin 'hayır' dediği bir şeyin gerçekleşmesi mümkün değildir. Bu bağlamda aslında Rusya'nın ve Ukrayna'nın güvenliği de bugün Türkiye'nin elindedir. Keza Gürcistan, Karadeniz'e kıyısı olan devletlerdendir. Bugün, Romanya ve Bulgaristan da Karadeniz' e kıyısı olan devletler arasında.
Kısacası, bunların güvenliği de yine Türkiye'nin elindedir. O yüzden boğazların anahtarı bugün Türkiye'dir ve Türkiye bu anahtarı barış barış için kullanan ülkedir"
HERKESİN DİLİNDE, 19’ UNCA MADDE,
HER TÜRLÜ DURUMDA, KARARI TÜRKİYE VERECEKTİR..
Sıcak bölgeye ulaşmak için, savaş gemilerinin Türk boğazlarından geçip geçmeyeceği yönündeki tartışmalara değinen Dr. Atabay; "Montrö Boğazlar Sözleşmesi, bir savaş halini gösteriyor.
Burada onun uygulaması ve onunla ilgili olarak 19'uncu madde tartışmaları yapılmaktadır.
19'uncu maddeye baktığımızda, ‘savaş durumunda bununla ilgili olarak kararı Türkiye'nin vereceği açık şekilde belirtilmekte.’ ancak alt başlıklarında, 3 tane istisnası bulunmakta.
Bunlardan biri, savaşan devletlere ait savaş gemileri bağlı bulundukları üslere döneceklerse; o zaman bununla ilgili kararı yine Türkiye veriyor ve dönebiliyor.
Bunun dışında, Milletler Cemiyeti'nin zorlayıcı tedbirleri çerçevesinde gemiler varsa; o vakit o gemiler de yine Karadeniz'e geçebilecekler.
Üçüncü duruma batığımızda, o da açık ve nettir. Türkiye'nin de taraf olduğu yardım amaçlı anlaşmalardır. Eğer yardım amaçlı olarak gemi Karadeniz'e geçecekse; o zaman boğazlardan geçiş imkanı yine Türkiye tarafından verilebilmektedir." İfadelerini kullandı.
Cuma Deren