Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nde (ÇOMÜ) yeni tip korona virüs (Covid-19) tespitni 8 dakika gibi kısa bir sürede tespit eden bir kit geliştirdi.  Zorlu süreçte sağlık çlaışanlarının işini kolaylaştıracak ve  Yaklaşık 8 dakika gibi kısa sürede ve neredeyse yüzde yüze yakın bir sonuç veren kitin yakın zamanda seri üretimine başlanacak. Koronavirüs sürecindeki başarılı çalışmalarından birini ortaya koyan ÇOMÜ’lü Akademisyenler dünyada bir ilki de gerçekleştirdi.

Çin’in Wuhan kentinden başlayarak dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs süreci boyunca en çok yaşanan sıkıntılardan birisi de testlerin sonuçlanma süresi olmuştur. Bu süreci en aza indirmek için Prof. Dr. Mustafa Kemal Sezgintürk önderliğinde çalışmaların yürütüldüğü Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinde dün müjdeli haber verildi. 16 saat olan Test süresini 8 dakikaya indiren   tanı kiti dün düzenlenen bir toplantı ile tanıtıldı.  Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Troia Kültür Merkezi’nde düzenlenen bilgilendirme toplantısına Rektör Sedat Murat, senato üyeleri ve birçok öğretim görevlisi katıldı. ‘Koronavirüs tanısı için test kiti’ hakkında bilgi verilmeden önce Rektör Murat, kısa bir konuşma gerçekleştirdi. Rektör Sedat Murat, “Üniversitemiz ile ilgili ilk geldiğimiz günden itibaren bazı hedefler koyduk. Bu hedeflerden en önemlisi araştırma üniversitesi hedefiydi. İnşallah önümüzdeki günlerde Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’ni, araştırma üniversite yapma istiyoruz. Bu doğrultuda buna meslek yüksekokullarını da kattık bu araştırma üniversitesi olma yolunda katkı sağlayacak altyapı çalışmalarını başlattık. Sadece meslek yüksekokullarında ders veren öğretim görevlisi unvanıyla bulunmalarını değil, akademik çalışmalara katkı sağlamalarını biz arzu ediyoruz, bu yönde yönlendiriyoruz. Meslek yüksekokullarındaki hocalarımızın doktora yapmalarını öneriyoruz, zorluyoruz ve bu hocalarımıza lisansüstü programlarında dersler verilmesini de istiyoruz, bunun talimatını da verdik” dedi. 

Dünya’da İlk Olacak
Rektör Sedat Murat, Kit’in dünyada ilk olduğunu belirterek  “Üniversitemizde çok güzel işler de yapıyoruz. Bu proje Türkiye’de değil, dünyada ilk olacak. Bunun gururunu hep birlikte Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ve bütün Çanakkale olarak bu gururu yaşayacağız. Çalışmalar önemli bir düzeye geldi. Covid hastalığı geçirmiş mi geçirmemiş mi, antikor yoluyla bunun belirlenmesi ile ilgili bizim projemiz var. Dünyada tek proteinle yapılan bir çalışma, Mustafa Kemal hocamız iki proteinle bu çalışmasını tamamladı ve bilimsel açıdan çığır açacak bir proje olarak görüyoruz” dedi.

Sonucu Yüzde 100 Olacak
Üniversitenin yürüttüğü diğer projelerden de bahseden Murat, “Bilgisayarlı tomografi verilerini, bilgisayara yüklediğiniz zaman bu kişinin Covid olup olmadığını yüzde 100 tespit edecek bir yöntem. PCR ile yanılma olanı yüzde 40’a yakın ama bir hocamızın bilgisayarlı tomografi yöntemi ile yüzde 100 isabetli şekilde tespit edebilecek. Covid geçmesinin ardından ise, diğer hastalıklarla ilgili kodlaması yapılmasının ardından onlara göre de ayarlanabilen bir sistem. Bu da üniversitemizin önemli çalışmalarından biri olarak tarihe geçecek. Bir diğer hocamız ise, tamamen tahıl ürünlerinden dezenfekte ürünü yaptı. Kullanmış olduğumuz dezenfekte malzemelerin ürünlerini kimyasal maddeler içeriyor. Hocamızın yaptığında ise pirinç gibi tahıl ürün atıkları üzerinden yapılan çalışmalar ile ürün meydana getiriyor. Bu da insan sağlığı bakımından önemli olarak gösteriyoruz. Bu da orijinal bir çalışma. Ama bu iki çalışma sonuçlanması sonrasında tekrar açıklama yapacağız” şeklinde konuşarak, sözü ÇOMÜ Mühendislik Fakültesi Biyomühendislik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kemal Sezgintürk’e bıraktı.

‘Koronavirüs tanısı için test kiti’ çalışması hakkında sunum yapan ÇOMÜ Mühendislik Fakültesi Biyomühendislik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kemal Sezgintürk, “Projemizin en önemli avantajına birazdan geleceğim ama çok kısa antikor testi nedir ondan bahsetmek isterim. Koronavirüs testi için 3 ayrı test var. PCR testini herkes biliyor artık, en çok kullanılan test. Bir diğer test, burada da geliştiğimiz testin bir başka versiyonu, antigen testi virüsün proteinlerini hedef alan bir test şekli. Bir diğeri antikor testi, bizim de geliştirdiğimiz test bu başlık altında sınıflandırılıyor. Her birinin belli avantajları ve dezavantajları var. Bizim geliştirdiğimiz antikor testinin 7-8 dakikada sonuçlanıyor olması, birçok alanda kullanılabilir olması en büyük avantajı. Bu testler biri birinden daha iyidir veya kötüdür demek çok doğru değil çünkü her birinin farklı kullanım alanları olabilir. PCR testini ilk günden itibaren uygulayabiliriz ama 1 ay sonra PCR testini yapacak etken kalmadığında hastalığın geçirilip geçirmediğini anlamak için antikor testine ihtiyaç duyuyoruz. Bu anlamda antikor testinin PCR testine göre avantajı var. Antigen testleri antikor testlerine nazaran birkaç gün önceden doğru pozitif yanıt verebiliyor. Bu açıdan antigen testlerinin de önemi diğerlerine göre çok az değil. Antikor testleri çok pratik ve 6. ve 7. günden itibaren antikorlar immun bağışıklık sistemimiz tarafından hazırlanıyor ve biz bunları tespit edip, hastalığın durumu hakkında önemli bilgiler sağlayabiliyoruz. Testlerin yorumlanması farklı olabilir. PCR testinin pozitif olması, antikor ve antigen testlerinin negatif olması hastalığın olmadığı anlamına gelmez” şeklinde belirtti.

Bu Testi Daha da Geliştirecek Tecrübeye Sahibiz
Ürettikleri test kitinin, dünyada geliştirilen diğer testlerden farklı olmasının nedenini açıklayan Sezgintürk, “Biz bağışıklık sisteminin virüse karşı geliştirdiği iki farklı etkeni hedef aldık. Bazı firmalar dünya çapında halihazırda ticari olarak bu tanı kitini sağlayan firmalar. Hepsinin de hedef aldığı antikor aynı. Hepsinin geliştirdiği sistem, ufak tefek farklılıklarla aynı. Bizim geliştirdiğimiz sistem, biraz önce söylediğim gibi iki farklı antikoru hedef alarak, bu iki farklı antikoru tespit edecek tanı kiti geliştirmek oldu. Ölçüm süresi 5-10 dakika arası değişebiliyor ve iki farklı antikoru hedef aldığı için kesinliğinin ve doğrulunun çok daha yüksek olduğunu düşünüyoruz. Bundan sonraki aşamada bu teknoloji ve bilgiye sahip olduktan sonra bunu antigen testine de çevirebiliriz. Belki birkaç gün önce burun akıntısından, boğaz akıntısından örnek alarak da biz bu pratik testi geliştirebiliriz. Bu bilgi ve tecrübeye sahibiz. Bugüne kadar yaptığımız araştırma çalışmaları sayesinde bu kolay olacak. Bu projenin gelecekteki bir sonraki adımı olarak nitelendirebiliriz” diye belirtti.

Testler Günden Güne Önemli Hale Geliyor
Sezgintürk, testleri nerelerde kullanılabileceğine yönelik de bilgi vererek, “Bu tür test kitlerinin bu son 8-9 ayda yaşadığımız salgından sonra çok daha önemli olduğunu görüyoruz ve bundan sonra çok daha önemli hale gelecek çünkü insanlar bu konuda bilinçlendi, test kitlerine ihtiyaç duyuyorlar, her an her şekilde kolayca ve ucuza yapmak istedikleri için bu testlerin günden güne önemli hale geldiğini düşünüyoruz. Örneğin, özellikle sahada çalışan elemanları çok olan işletmelerde bir damla kan alıp, damlattıktan sonra sonucu görebileceğiz. Salgın sürecinde testleri pozitif çıkan kişilerin değerlerinin izole edilmesi ve bulaş riskinin önüne geçilmesi açısından tarama test kiti büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.

Cuma Deren – Şerife Erdem