Çanakkale Çevre ve Doğa Dernekleri Federasyonu ile aynı zamanda Çanakkale Kent Şurası Derneği Başkanı Tonka, çarpıcı başlıklar açtı.
Türkiye’nin gündeminde bir aralar tartıştırılmaya çalışılan adresten örnekle;
“Herkes şunu bilmeli, Çevre ve Doğa'ya karşı ilgimiz en üst seviyede..”
Çevrecilikte Bilimin önemine dikkat çeken Tonka, Türkiye kamuoyunun muhalif çizgisi ile tanıdığı Sözcü Gazetesi’ nin yazarı, usta kalem Rahmi Turan’ ın son yazısına dikkat çekti, hayli manidar bir laf etti;
“Türk Basınında ilk defa Türkiye kazansın, tavrını ve doğru bakış açısını görmek de çok güzeldi...”
DENİLENLER  BÜYÜK YALAN;  “ÖNCE ÖĞRENİN, SONRA GİDİN…!”
Çevre ve Doğa dernekleri Federasyonu Başkanı Bünyamin Nami Tonka, Türkiye ve Çanakkale kamuoyunun aylarca bir büyük yalan ile karşı karşıya kaldığını savundu. Çok çarpıcı bir çıkışa imza attı.
Tonka;  “Gelelim o büyük yalana; Çanakkale Kaz Dağları talan ediliyor, Siyanürle tek içme suyu kaynağımız zehirlenecek buna ‘dur demek’ gerek, diye Çanakkale Belediyemizin öncülüğünde yapılan eylemler başladı...
Ben de bu eylemlere katıldım... Bu arada, Kaz Dağı dendiğinde ilk akla gelen Ayazma... Ben de oraya gittim... Hiç çevreci yoktu... Sonra, öğrendim ki, meğer bizimkiler Balaban 'daymışlar... Bizim çocukluğumuzun geçtiği yerler... Ama, burası Kaz Dağı değil ki, dedik... Önce coğrafyayı düzgün öğrenelim... Bilimi önceleyelim, dedikçe bize hücum etmeye başladılar... Biz de, bilimden bihaber bu kitleye ‘birileri gibi ben sürü demem’  ne dediysem coğrafya konusunda bir türlü anlaşamadık...” diyerek, bilimin ışığında, tescillenmiş coğrafi konumu anlattı.

---------------------------------
Dünya Şehri Çanakkale’den, TÜRKİYE’ YE MESAj;         
‘BÜYÜK YALANLA,  SAHTE GÜNDEM…!’
---------------------------------

Çanakkale Çevre ve Doğa Dernekleri Federasyonu ile aynı zamanda Çanakkale Kent Şurası Derneği Başkanı Bünyamin Nami Tonka, çarpıcı başlıklar açtı.
Yalan konumlar verilip, Türkiye’de sahte gündem oluşturulduğunu söyledi.
Türkiye’nin gündeminde bir aralar tartıştırılmaya çalışılan adresten örnekle; ‘BÜYÜK YALANLA,  SAHTE  GÜNDEM…’ çıkışı yapan Tonka; “Gelelim bize. Çevre ve Doğa'ya karşı ilgimiz en üst seviyede.” dedi.
 
Türkiye’nin muhalif çizgisi ile tanıdığı Sözcü Gazetesi’nde yayınlanan yazı sayesinde,  Kendilerinin aylardır anlattığı gerçeklerle bu sayede bir kez daha yüzleştiğini söyleyen Tonka, Usta kalem Rahmi Turan’ ın yazdıkları için; ““Türk Basınında ilk defa Türkiye kazansın, tavrını ve doğru bakış açısını görmek de çok güzeldi...”değerlendirmesinde bulundu.
Çanakkale’de, yalan konum verilip, eylem, söylem ve mitinglerin adresine dönüşen mevkisinden başlayıp, Çevrecilik için de bilimin önemine dikkat çeken Tonka, hayli dikkat çeken sözlerin yer buluğdu bir açıklamaya imza attı.
 Çanakkale Çevre ve Doğa Dernekleri’nin kuruluş hikayesinden ve dolaysısıyla da oluşan Federasyondan bahseder iken; “Bizi Çevreciliğe iten saik de, iki yıl önce Kepez Beldemizde yaşayanların tamamının dışkılarının doğrudan denize verilmesine isyanımızdandır...
Biz, bu konuda, gerçekten çevreci zannettiğimiz kişilere, haydi şu belediyemizi yaptığı işten dolayı protesto edelim, dediğimizde kimsenin gelmemesi sonucu uğradığımız hayal kırıklığı ile işe başladık...” ifadelerini kullandı. Federasyon Başkanı ve Çanakkale Kent Şurası Derneği Başkanı da olan Tonka, daha sonra şöyle devam etti;
“İşte tam bu sıralarda, Doğu Biga adlı bir şirket Altın çıkartmak için ağaç kesmiş... Kaz Dağları talan ediliyor, Siyanürle tek içme suyu kaynağımız zehirlenecek buna" dur demek" gerek, diye Çanakkale Belediyemizin öncülüğünde yapılan eylemler başladı...
Ben de bu eylemlere katıldım... Bu arada, Kaz Dağı dendiğinde ilk akla gelen Ayazma... Ben de oraya gittim... Hiç çevreci yoktu... Sonra, öğrendim ki, meğer bizimkiler Balaban 'daymışlar... Bizim çocukluğumuzun geçtiği yerler... Ama, burası Kaz Dağı değil ki, dedik... Önce coğrafyayı düzgün öğrenelim... Bilimi önceleyelim, dedikçe bize hücum etmeye başladılar... Biz de, bilimden bihaber bu kitleye " birileri gibi ben sürü demem" ne dediysem coğrafya konusunda bir türlü anlaşamadık...
Burası Biga Dağları veya Yumru Dağları dememize rağmen herkes Kaz Dağları demeye devam etti... Biz de coğrafya bilimine yazık ediyorsunuz, dedikçe hakaretin dozunu artırdılar... Biz de suhuletle kendilerine cevap verdik... Bu arada, altta sunduğum haritada, Kaz Dağları gösterilmektedir... Maden çıkarılacak yerin Kaz Dağlarıyla ilgisinin olmadığını görmekteyiz...”
Coğrafi yalanlarla, Çevre tutkunlarına yanlış adres, yanlış lokasyon verildiğini sözlerine ekleyen Tonka;
 “Yine, Biga Yarımadası üzerine daha önce yapılan çalışmalarda da, bunlar Yüksek Lisans ve Doktora çalışmalarıdır... Verdiğim haritayı doğrulamaktadır... Şimdi, kimsenin hayır diyemiyeceği bir gerçek ortaya çıkmıştır ki, Balaban, Kaz Dağı değildir... Biga Dağları içinde bir tepedir... Önce coğrafyayı bilmiş olalım...
Gidenler, Kanadalı bir şirket ormanlarımızı kesiyor, ey ehli vatan... Buna dur diyelim, sloganları atıldı...
Biz de, Türkiye bir hukuk devletidir... Devletten ve dolayısıyla Orman Teşkilatından habersiz kimse ağaç kesemez, dedik... Yine, saldırıya uğradık... Ya Hu! Orman Baş Müdürlüğüne soralım, işin aslını öğrenelim, dedikçe bize hücumlar kitlesel halde sürdü...
Biz de işin aslını öğrenmek için ilgili devlet birimine resmi bir yazıyla sorduk... Aldığımız cevap:
 
‘Doğu Biga Madencilik iznine konu olan alanlarda 2018-2019 yıllarında Çapı 20 cm ve üzerinde 13 500 adet ağaç kesimi yapılmıştır... İzne konu olan 342 hektar olup sahadaki bitki örtüsü ağaççık ve çalı formunda meşe fertlerinden oluşmaktadır.’
Görüldüğü gibi, ağaçları bizim teşkilatımız kesmiş, sayısını da vermekteler...
Bilim düşmanı güruh, kendisine göre bir bilir kişi buldu ve kesilen ağaçların 295 000 ile 350 000 arasında olduğunu söyletti... Biz araziyi yerinde inceledik... Daha önceki hali, kesilen ağaç sayısı ve mücavir alandaki bitki örtüsü incelendiğinde, devletin doğru söylediği kanaatine vardık... Bize göre devlet yalan söylemezdi ve öyle olduğunu da gördük...
Burasının Kaz Dağı olmadığını ve bir talanın da olmadığını söyledik ama, kimseye dinletemedik...
Yine, Kaz Dağlarını incelemeye gittiğimizde bilhassa Kaz Dağlarının güneyindeki körfez belediyelerinin rant için piranalar gibi Kaz Dağlarına saldırdığını ve 2 500 000 zeytin ağacını kestiğini, bu arazileri imara açtığını ifade ettik... Bunu protesto edelim dediğimizde de kimse yanımızda olmadı... Biz de çok şaşırdık... Bunlar nasıl çevreci, diye...
Şimdi, işin asıl" püf noktasına" geliyoruz...
Büyük bir kitle Siyanür için yeri göğü titretiyordu, biz de işin aslını öğrenelim, dedik... Çanakkale 'deki altın madeni şirketleri hakkında bilgi topladığımızda da, Lapseki- Şahinli' de bir altın madeninin faal olduğunu gördük... Bu madende incelemeler yaptık... Altın üretiliyordu... Balaban'a gidenler, şu an, tesisini kurmamış ve siyanür kullanmayan şirketi protesto ederken siyanür kullanan ve üretim yapan şirketi görmüyorlardı... Biz, siyanür için protesto yapacaksak önce oraya gidelim, dedikçe bizi kimse duymadığı gibi bize, siyanür iç söylemiyle birlikte karikatürlerimizi çizmeye ve en galiz küfürlerle hücum etmiyi sürdürdüler......  Biz de, bilim ne diyorsa o, diyorduk...”
Balaban'a yerleşenlerin kantoncu bir zihniyet olduğunu, çevreyle ilgili bir dertlerinin olmadığını savunan Tonka; “ Gerçek çevreci olsalardı, Lapseki'deki madeni, Körfez Belediyelerini ve ağaç kesimi için de Orman Teşkilatını protesto ederlerdi...
Bunların yapılmaması bizi düşündürttü... Daha da araştırmalar yapmaya başladık...
Türkiye'nin ayakta durması için madenle barışık bir toplum olmamız gerektiğini ifade ettik...
Çalışmalarımızı sürdürdük... Çanakkale için çok daha fazla yıkım oluşturacak faaliyetler gördük...
Alman Siemens 'in, Doğu Biga mademcilikten 22 kat fazla tahribat yaptığını gördük...
Biz, Alman Siemens' i protesto edelim, asıl çevre katliamını onlar yapıyor, dememize rağmen bu çığlığımızı da kimse duymadı...”

ŞİMDİ YİĞİT BİR SES ÇIKTI..!
Tonka, kimse duymadı diyerek yaptığı vurgusu ardından, “İşte bu sırada, yiğit bir ses Türk Basının Amiral Gemisinden yükseldi...” diyerek, Muhalif tutumu ile bilinen Sözcü Gaetesi’nde yayınlanan ökşe yazısından övgü ile bahsetti.
Tonka; “Türkler Madenle barışık olmalı, madeni çıkartmayı bilmeli... Maden dostu olmalı...
Bu yiğit ses Sözcü Gazetesinden Rahmi Turan 'a aittir...Benim, Türk Tarihinden örnekler vererek anlattığım maden kullanan Türkler, yeryüzünde hakim olmuş, güç olmuş... Madenden uzaklaştıkça sömürge olmuş, söylemime katkı sunmuş...
Türkiye' de madenciliğin gelişimini anlattığı yazısında, çok önemli açıklamalarda bulunmuş...
Biz, Anadolu'da bir güç olmak istiyorsak madenlerimizi çıkartmalıyız, söylemimize sanki bizi duyarak ses vermiş oldu...
Aklı selim bunu gerektirir... Tabii ki, çevreyle barışık bir madencilik...
Tabii ki, bizim halk adına sürekli denetleyeceğimiz bir Madencilik olmalı...
Yıkıcı değil inşa edici bir Madencilik Türkiye'ye sınıf atlattırır...
Bu alanda işsizliği önler... Dünya ölçeğinde yetişmiş iş gücümüz olur...
İthal ettiğimiz maden karşılığı yirmi sekiz milyar liralık döviz Türkiye'de kalır. Bizim, GSYH'da madenin payı %0,85 kadardır... Bunu %5'e çıkartsak Türkiye çok daha iyi yerlere gelir, derim...
Türk Basınında ilk defa Türkiye kazansın, tavrını ve doğru bakış açısını görmek de çok güzeldi...
Şimdi, bir doğru cevap da Coğrafyacılardan bekliyorum...
Spil Dağı, Keşiş Dağı, Kapıdağ, Korudağ, Limni, Midilli, buraları da Kaz Dağı saçmalığına son verin lütfen...
Biz, bilimsel bir dergi çıkararak, bilim adamlarımızın hazırladığı bilgileri kamuoyuyla paylaşmış olacağız...
Bu vesileyle doğruları yazan Sözcü Gazetesi Yazarı Sayın Rahmi Turan'ı tebrik eder, selam ve sevgilerimi iletirim... Doğru bilgiyle kalın, hoşça kalın...” ifadelerini kullandı.

Cuma Deren