Aslına bakarsınız, yeni değil bu konular. Eskiden geliyor ve yeniye, geleceğe  doğru gidiyor.. Hem de, Jet hızıyla..
 
O zaman iki lakırdı edeyim;
“SUÇLU…  AYAĞA KALK !!!”
 
Tamam da, suçlu kim..? Sadece bir makam mı suçlu!!! Mesela, başkaları yok mu?
Hedefe alınan neden hep en üst makamdaki isimler olur. Onların altındakilerin hiç mi suçu yok..?
Ve de hatta, denetim görevi bulunanlar..!!!
 
Sadece cezaya odaklı kalanlar.. Trafikte, gün içinde binlerce ceza kesiliyor, lakin suça dair azalma yok.
Suç sürüyor, suçu önleme noktasında kesilen cezalar örnek gösterilip, “Ben görevimi yerine getirdim” savunmasına sığınılıyor. Gel de sorgulama şimdi; ‘Ceza odaklı savunma..!’
 
Sorumlu kurumun başındaki isim. Misal CHP’ li Çanakkale Merkez ilçe Belediye Başkanı.. Tamam, imza ve son karar onda. Peki ya, alt kadro.. Karara neden proje ve projeler, on numara beş yıldız gibi gösterilip, imzaya sunuluyor ise..???
 
Hadi bu oldu.. Peki ya, denetçiler, denetleyecek makamlar…?
Son günlerin en tartışılanı SARIÇAY..! Sarıçay, yeni bir mesele değil ki be gardaş..!!!
D.S.İ. var ilgilenmesi gereken, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü var, bakıp görmesi gereken, onca yığılmış çöpü ve dahasını…
 
“Dökülen çöpü, oluşan atık yığınlarını Engellemek için kararlı bir hamle var mı?”  deseler, sanırım soruya soru ile karşılık verilir; “Var mı sahi..?”
--------------------------------
SARIÇAY SORUNDU,
BİRDE DARDANOS  EKLENDİ…
 
San ki; Su akıyor, Beyaz Türk bakıyor. Baka kalıyor…!
 
Sosyal demokrat kimlikleri ile tanıdık Çanakkaleliler, haftaya damga vuran çarpıcı çıkışlarda günlerdir. Sosyal medyada veryansın yüklü öyle paylaşımlar yapılıyor ki, meseleler kadar,  köpürdü tüm ifadeler..
 
“Çanakkale'de, neler oluyor? Sarıcaya şehrin çöpü dökülüyor, mikrop yuvası olmus kokuyor.
Dardanos sahilinde ki kumsalın üstüne beton dökülüyor. Bu hangi beledlyecilik anlayışı?” diye gelen bir soru. Nerede? Sosyal medyada…

Ardından; “Bir avuç kumsal kimi rahatsız etmiş olabilir? Dardanos, güzel yalı ve Kepez sahili çöplük içinde....” şeklinde serzenişler.. Kimden..? Sosyal demokrat kimliği ile tanınan Çanakkaleliden..
 
İsmi biz de saklı. Paylaşımı ise aşikar..

Sehir merkezinde ki çöpler öğlen saatleri toplandığı için sulari akiyor, koku oluyor ve sinek yapıyor.
Bunlarin hiçbirini Çanakkale hak etmiyor.
Bu çıkışa, bir tepkili değerlendirme geliyor; “Burda 17, kıyı AVM sahili-marina garden , DSİ sahili sanki 70’ li yıllar Haliç iğrençliği ile aynı pislik,koku..sahilden toplanmayan deniz bitkileri yığınlarının oluşturduğu çürüme, koku , ile mi yerli yabancı turist ağırlayacak hat üzerindeki işletmeler.. Ayıp denen bir şey var zaten 3 ay yattınız.. Şu günlerde sahilde bir temizlik neden yapılmaz, beceremiyorsan , bölge esnafı, tesis sahipleri, site yönetimi ile bu gündemli toplantı yap..Çözüm ara..” diyen bir başka Çevre tutkunu, Çanakkaleli..
 
Çevre elden gidiyor vurgusu yapıp, adeta S.O.S. veren ifadelerle, altı çizilen sorunlar ve bu sorunlara ilişkin Çanakkalelinin yorumları bu kadar değil elbet.. Dahası da var.. Hem de ne altı çizilenler.
Mesela; Yoruma yapılan yanıt..
 
“Yoruma yanıt, yeni bir çarpıcı yorum aslında…” Nasıl mı..? Aynen şöyle;
“Belediye önünü, önündeki deniz kıyısını temizletmekle yükümlüdür, neden ceza yazmıyor belediye?
Hem sefasını süreceksin, deniz kıyısında ki sitede, oturacaksın,  hem de kapının önünü temizlemeyeceksin tabi ki böyle bir şey olmaz.”
 
Sosyal medyada, karşılıklı değerlendiriliyor konu.. Bir sitem bir serzeniş ve dahası.. Mesela;
Yapılan yoruma, yanıt niteliğindeki yorum da çok çarpıcı..
 
Misal şu ifadeler;”Valla ,belediyenin kumsalda alkol yasaktır tabelasını takan Yok, çöpünü en yakın çöp kutusuna atma yerine kumsala bırakma,hatta içki şişelerini kırıp öyle bırakma,sahilde yeterli wc olmaması nedeni ile sahil bandında ki kuytular, site araları umumî wc adeta..Oy kaybederiz kaygısı ile kenti kirleten sorumsuzlara cezai işlem yapmıyor Belediye..” ifadeleri..
 
Okudukça, anlamaya çalıştıkça meseleyi, isan soruyor bir de; “Haklılık payı var mı? Var elbet.. Peki ya, sadece belediye mi..? Yaa;  yaşanılanları göremeyenler..?
 
Çanakkaleli aydındır. Çanakkalelinin ağzı laf da yapar. Düşündürür ettiği sözü  en azından.
 
“Hem nalına, hem mıhına” türdendir edebiyatı.
 
Örnek mi..? Buyurun bir örnek.. Bir önceki serzenişe gelen yanıt, ayrıca bir başka önemli mesele ve bir zor soru; “Oy kaygısı ile ceza yazamıyor düşüncesi her şeyi açıklıyor gerisi laf. Çok kötü bir durum, belediye olarak Sarıçayı da kirletmeyi kendinde hak görüyor. Ya Dragos kumsalına beton dökülmesinin mazereti ne belediyenin?” denilerek…
 
KESİN HÜKÜM DE VAR, ATARLI SÖZLER DE…
 Dardanos’ da yaşanılan, kumsalı az bölüme dökülen beton, birden gündeme girdi.
Sarıçay bir andan, şimdi de Dardanos..
 Bu konuda, son sözler bir türlü edilmese de halen, sorumlu olarak gösterilen adres, yani belediye’ nin imzası bulunan o protokol’ un gereği, bölgenin tüm sorumluluğu ilgili ve yetkili Müdürlüklere yeniden neden geçirilmemekte. “Şöyle denilebilir misal: ‘Sen yapamadı, bırak ben yapacağım’ ..”
 
Sarıçay gibi bir ieğer, başka illerde olsa, üzerinde gondollar bile gezer.. Eskilerde ‘Kancabaş’ diye tanımlanan, ırıp kayıkları vardı boğazda.. fotoğraflarını hatırlıyorum da, 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramlarında, o Kancabaşlarda ıskarmozlara takılı 4 çift küreğe hızla asılır, yarıır da Çanakkale’nin balıkçı gençleri..
 
Sarçay şöyle bir düzenlense, benzer tekneler, Kancabaşlar Sarıçay üzerinde turistik gezi yapsa, bir aşağı bir yukarı, kötü mü olur Allah aşkına..
 Daha ne projeler çıkar Sarıçaya dair.. Kenarında çay bahçeleri, parklar.. Neler neler.. Kaç aileye ekmek kapısı olur, kaç hane doyar Sarıçay’dan.. 
 
Mesele edilen ve yıllardır konuşulan Sarıçay için, bahsettiğim sosyal medya paylaşımlarında şu ifadeler de pek çarpıcıydı bence.
“Çanakkale’ de Belediyeciliği bilen kişiler yönetmiyorlar. Beyinler yaşlı kokuşmuşluk hakim. Yurt dışına gidip ders almadan gelen rantçılar iş başında. Bir birleriyle çekişip hala o koltukları işgal ediyorlar. Ülgür Gökhan ekibi gitmeli . Toptan yenilik gerek burada.” diye gelen kesin hükümlü bir değerlendirme ve serzeniş mesela..
 
 Yanıt gecikir mi? Gecikmez elbet. Hem de en kibarcığından kurulur cümle. Nasıl mı? Aynen şöyle; “Nurhan ablacım belediye çalışmıyor. Eeee insanlar hak ettiklerini yaşarlar. Takım tutar gibi parti tutulursa ve doğru düzgün genç dinamik adaylar partilerin başları tarafından engellenir, seçilmezse sonuç budur. Bir dahaki seçime kadar böyle...”
 
Buyur buradan yak durumu.. Yine kesin hüküm kesin bir suçlu ilanı..Sahi, tek mi bu suçlu..? Başkaları yok mu sahi..?
 
Çanakkaleli pratik zekalıdır. Pratik bulur çözümü.. Mesela, son bahsettiğim denilenlere verilen bir yanıt. Kimden mi? Nurhan abladan..
 
Şöyle diordu Nurhan abla; “Tepkisiz ve hakkını aramayan halk her şeye müstehaktır. Her mahalleden 5-6 kişi birlik olun,  önce mahalle muhtarınızaa gidin uyarın. Baktınız sonuç yok Belediye başkanına gidin sizi kabul etmeyecektir büyük bir ihtimalle. Durum gene aynı olursa elinize o günkü çöplerinizi torbasıyla alıp belediyenin önüne bırakın. Oy hizmet karşılığında da verilir.
Dardanos kumsalına beton dökmek ne? Ha Salda gölüne dökülmüş beton, ha Dardanos’ un önüne.”
Her mahallede bir Nurhan abla olsa, sanırım ne sorun kalır, ne de çözümsüz dert..
 
Çanakkale’nin kadınlarıydı bahsettiğim yorumların sahipleri.. Ya erkekleri..? Erkeği sona bıraktım, Biz de, en son sözü erkek eder malum.. “Pe ki hanımcığım, peki karıcığım” der, son sözünü eder erkek..
 
Gençliğinden tanıdığım, sağlam sosyal demokrat bir isim.. Reklamını da yapayım azıcık.. Aşağı yukarı, aynı meslek dalının çalışanlarıyız.. Fuat Dayıoğlu yazmış sosyalden.. NHem de neler neler.. Sarıçay bir yana, son günlerin yeni tartışılanı Dardanos üzerine.
 
Fuat’ ın derdi,  sadece Dardanos değildi elbet. Çanakkale’nin tartışmasız değerine yönelik düşüncelerini de almış kaleme.
 
Yorumlamayayım denilenleri. Uzadıkça uzadı mesele. Gerçi Çanakkale ise mesele, gerisi hep teferruattır bizde de, hadi şimdi neyse..
Ben yorumlamadan, denilenler diyeyim. Yorumu ilgililer ve yetkililer yapsın bir zahmet..
 
Derdi ile dertlenip, Çanakkale’de gözlediklerini yazmış Fuat;“Çanakkale'de, neler oluyor? Sarıcaya şehrin çöpü dökülüyor, mikrop yuvası olmuş kokuyor.
Dardanos sahilinde ki kumsalın üstüne beton dökülüyor. Bu hangi beledlyecilik anlayışı?
Bir avuç kumsal, kimi rahatsız etmiş olabilir? Dardanos, Güzel yalı ve Kepez sahili çöplük içinde.
Şehir merkezinde ki çöpler öğlen saatleri toplandığı için suları akıyor, koku oluyor ve sinek yapıyor.
Bunların hiçbirini Çanakkale hak etmiyor.” diye..
Uzattım iyiden iyiye. Kısa keseyim bari; “Kafam çok karıştı benim.. Suçlu kim sahi..!!!”
 
Erdem Sürek