Kaya Burada yaptığı açıklamasında Fiyatların sezonun ortasında geri gelmesi üreticiyi bir hayli zora soktu. Ayçiçeğinde de diğer ürünlerde de üreticiyi memnun edecek fiyatların oluşması için bakanlığın konunun muhataplarının bu yönde çalışmalar yapması gerektiğini belirtti.” Dedi.
Toplantıda Türkiye Ziraat Odası Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Darcan yaptığı açıklamasında Ayçiçek yağının Üretim durumuna değinerek “Sıvıyağ tüketimimizin yüzde 76’sı, tohumları yüzde 40-45 oranında yağ içeren ayçiçeğinden karşılanmaktadır. Küspesinin içerdiği yüzde 30-40 oranındaki protein ile de hayvan beslemesinde değerli bir yem olan ayçiçeği, sabun ve boya sanayinde değerlendirilmekte; sapları da yakacak olarak kullanılmaktadır. Sapların yakılması ile oluşan kül ise yüzde 36-40 oranında potasyum içermekte ve gübre olarak değerlendirilebilmektedir.
2018 yılında 1 milyon 800 bin ton olarak gerçekleşen yağlık ayçiçeği üretiminin 2019 yılı ilk tahmin sonuçlarına göre yüzde 11 artışla 2 milyon ton olması beklenmektedir. Bu üretim rekor düzeydedir. 2 milyon ton üretim, ülkemizde bu yıla kadar görülen en yüksek üretim rakamıdır. Her türlü zorluğa rağmen üreticimiz üretmeye devam etmektedir. Üretim artışında; İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde ekim alanlarının artması, yağ açığının kapatılması amacıyla yapılan destekler, son yıllarda yaşanan verim artışı, Çukobirlik ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin ayçiçeği alımına başlaması gibi gelişmeler etkili olmuştur. Verim miktarındaki artışın yanında ekim alanlarının artması ayçiçeği üretiminin artmasına neden olmuştur. Son 10 yılda ekim alanları yüzde 26 oranında artarken ayçiçeği verimi yüzde 49 oranında artış göstermiştir. Ekim alanları ve verimdeki artışla birlikte son on yılda ayçiçeği üretimi yüzde 87 oranında artmıştır. Ülkemizde üretilen yağlı tohumlu bitkiler içerisinde ayçiçeğinin payı yüzde 45’dir. Ülkemizde halkın genelde bitkisel yağ olarak ayçiçeğini tercih etmesi ayçiçeğinin önemini artırmaktadır. Çerezlik tüketimi amaçlı da üretim yapılmaktadır.
Yağlık ayçiçeği üretimi ülke geneline yayılmış olmakla birlikte, üç bölgede yoğunlaşmıştır. Türkiye ayçiçeği üretiminin yüzde 87 Marmara, İç Anadolu ve Karadeniz Bölgelerinde gerçekleştirilmektedir. Marmara bölgesi toplam üretimden yüzde 55 oranında pay alırken, İç Anadolu bölgesi yüzde 21, Karadeniz Bölgesi yüzde 11 oranında pay almaktadır. Ayçiçeği üretiminde il düzeyinde de yoğunlaşma vardır. 4 ilde gerçekleştirilen üretim, toplam üretimin yüzde 60’ını oluşturmaktadır. Bu illerden Tekirdağ toplam üretimin yüzde 19’ unu karşılayarak ilk sırada yer almaktadır. Tekirdağ ilini, Konya, Edirne ve Kırklareli illeri takip etmektedir. Bu illerimizi sırasıyla Adana, Çorum, Çanakkale, Tokat, İstanbul ve Samsun izlemektedir.
Bu yıl ayçiçeğinin ekiminden hasadına kadar geçen süreçte yağışlar yeterli düzeyde gerçekleşmiştir. Ayçiçeği veriminde geçen yıla göre artış beklenmektedir. Bu beklenti 2019 yılı ilk tahmin sonuçlarına da yansımıştır. Ayçiçeği hasadı ilk olarak Temmuz ayı sonunda Çukurova’da başlamış olup, Ağustos ayı itibari ile Marmara Bölgesi ve diğer bölgelerde de artmıştır. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli 8 Ağustos’ta yüzde 40 yağ oranlı, yüzde 9 rutubetli ve yüzde 2-4 yabancı madde içerikli yağlık ayçiçeği fiyatını 2,5 TL/kg olarak belirlemiştir. Birliğimizce yapılan çalışma sonucunda ayçiçeğinin 2019 yılı maliyeti 2,46 TL/kg olarak tespit edilmiştir. Açıklanan 2,5 TL/Kg fiyat, Birliğimiz tarafından açıklanan maliyetin yüzde 1,6 üzerindedir. Trakyabirlik ve Tarım Kredi Kooperatifi bu fiyattan alıma başlamıştır. Ancak bilindiği üzere gümrük vergi oranları üreticimizi korumaya yetmemektedir. Dolar kuru yüksekliği nedeniyle yapılan ithalat maliyeti de 2.500 Ton/TL seviyesinde idi. Ancak geçtiğimiz haftadan itibaren dolar kurunda görülen gerileme ayçiçeği fiyatına yansımış ve piyasada fiyatlar 2.200 Ton/TL’ye kadar gerilemiştir. Doların daha da gerilemesi durumunda bu fiyat daha da gerileyecek mi? Bu kabul edilir bir durum değildir.
“Düşük Fiyatlı Ürün İthalatı Engellenmelidir”
Trakyabirlik 2500 Ton/TL’ye ürün almaya devam ediyor. Sonuçta ne olacak? Üretici ürününü piyasaya değil, Trakyabirlik’e teslim edecek ve piyasada yağ fiyatlarının ithal ürünle düşmesi durumunda Trakyabirlik zarar edecek. Bu durumdan hem üretici hem de Trakyabirlik zarar görecek. Hasat döneminde bu tür ani değişimlere karşı hızlı önlemler alınmalıdır. Gümrük vergi oranı piyasayı koruyamıyor ise referans fiyatlar artırılarak, düşük fiyatlı ürün ithalatı engellenmelidir. Bu nedenledir ki ayçiçeğinde referans fiyat üreticilerimiz için büyük önem taşımaktadır. Hali hazırda ayçiçeğinde ton başına ithal fiyatların bin 450 lira seviyesinde olduğu dikkate alındığında üreticilerimiz tedirginlik içindedir. Geçmiş yıllardaki uygulamalara bakıldığında 800 dolar/Ton’a kadar çıkarılan referans fiyat üreticilerimiz tarafından yerinde bir karar olarak değerlendirilmiştir. Bu yılda da referans fiyatın 700 dolar/tona yükseltilmesini bekliyoruz. Bu ton başına alınan verginin 90 dolardan 140 dolar seviyesine çıkartılması demektir. Gelen ithal ürün maliyetinin ton başına 50 dolar artması iç piyasa fiyatlarının gerilemesini engelleyecektir. Ayrıca, 2017 yılında yağlı tohum, bitkisel yağ ve bunların küspelerinin işlenmesi sonucu arta kalan küspelerinin ithalatı için ödenen döviz miktarı 3,2 milyar dolar iken 2018 yılında bu rakam yüzde 9,4 düşüşle 2,9 milyar dolara gerilemiştir. Artan üretimle birlikte, ithalata duyulan ihtiyaç da azalacaktır. Üreticilerimizin bir sonraki sezonda üretime devam edebilmesinin sağlanması, üretimin cazip hale gelmesi bakımından fiyat düşüşleri önlenmelidir” dedi.
“Fiyatların Geri Gelmesi Üreticiyi Zora Soktu”
Toplantıda bir konuşma yapan Çanakkale Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Kaya Kaya ise “Üreticinin ürününün değerinde satılabilmesi, hükümetin üreticiden tarafı taraf olması gerektiğini ayçiçeği, ülkemiz ve bölgemiz ekonomisi açısından oldukça önemli bir yere sahiptir. Fiyatların sezonun ortasında geri gelmesi üreticiyi bir hayli zora soktu. Ayçiçeğinde de diğer ürünlerde de üreticiyi memnun edecek fiyatların oluşması için bakanlığın konunun muhataplarının bu yönde çalışmalar yapması gerektiğini belirtti.”
Şerife Erdem