1871 yılında Sultan Abdülaziz döneminde Cevatpaşa Mahallesinde yapılan Özellikle Çanakkale savaşlarında büyük bir sağlık merkezi hizmeti veren Askeri Hastane adeta kaderine terk edilmiş durumda. Geçtiğimi yıl Milli Savunma Bakanlığı’na ait olan tarihi hastane binasının Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredilmesi ile Askeri Sağlık Müzesi haline getirilmesi planlansa da henüz somut bir adım atılmış değil. Her gün yıkılmaya biraz daha yaklaşan hastanenin çevresindeki otlar da yangına davetiye çıkarıyor.
1871 yılında Sultan Abdülaziz döneminde yapılan Askeri Hastane kaderine terk edilmesi sebebiyle yıllardır harap bir halde bulunuyordu. Bunun üzerine atıl durumda bulunan, eskimeye yüz tutmuş hastanenin mevcut durumdan kurtarılması için gerekli kurumlarla yapılan yazışmalar sonunda mülkiyeti Milli Savunma Bakanlığı’na ait olan tarihi hastane binasının Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devri ile ilgili başvurular yapılmıştı. Tarihi Hastane binasının restorasyon çalışmaları ile “Askeri Sağlık Müzesi” haline getirilmesi için çalışmalara başlanmasına karar verilmişti. Askeri Sağlık Müzesi tamamlandığında içerisinde, müze sergi alanı, kütüphane, etkileşimli öğrenme odaları, grup çalışma odaları, Kızılay ilk yardım atölyesi, anatomi atölyesi, tıbbı bitkiler laboratuarı, mikrobioloji ve DNA laboratuvarı, konferans salonu, fuaye, geçici sergi, müze mağaza, İl Kültür Müdürlüğü ofis alanı ve kapalı otopark alanları bulunacak.
Somut Adımlar Henüz Atılamadı
Atalarımızdan bizlere miras kalan 150 yaşındaki tarihi bina için proje söylentileri çıksa da henüz somut bir adım atılamadı. Kültür ve Turizm Bakanlığına devredilen tarihi yapı her geçen gün daha da yıpranıyor. Restore edildikten sonra bir çok amaçla kullanılabilecek olan eski hastanenin ne zaman restore edileceği de bilinmiyor. Yıkılmaya yüz tutan tarihi eserin hali ise görenlerin içini acıtıyor.
Yangına Davetiye Çıkarıyor
Tamamen kaderine terk edilen tarihi askeri hastanesi, bakımsızlık sebebi ile yangına davetiye çıkarıyor. Büyüyen otların kesilmemesi nedeni ile yangın riski daha da artıyor. 2018 yılında da orada bulunan otluk alanın yanması ve rüzgârın da yangını büyütmesi ile alevlerin evlere kadar sıçraması orada yaşayanları korkutmuş ve tedirgin etmişti. Su anda hâlâ daha otların kesilmemiş ve fazla uzamış olması da yangın tehlikesini arttırıyor ve vatandaşların tedirgin olmasına neden oluyor.
Cuma Deren