Sağlık

MS Toplantılarının İlki Çanakkale’de Gerçekleştildi

Günümüz hastalıklarından bir olan Multipl Skleroz (MS)  hastalığına yönelik çalışmalarını sürdüren MS Araştırmaları Derneği ‘Şehrimi ve MS’imi Tanıyorum’ sloganı ile başlattığı toplantıların ilki Çanakkale’de gerçekleştirildi.


Günümüz hastalıklarından bir olan Multipl Skleroz (MS)  hastalığına yönelik çalışmalarını sürdüren MS Araştırmaları Derneği ‘Şehrimi ve MS’imi Tanıyorum’ sloganı ile başlattığı toplantıların ilki Çanakkale’de gerçekleştirildi. Toplantıya konuşmacı olarak katılan uzmanlar,  Multipl Skleroz (MS)   hastalığı ile ilgili önemli bilgiler verdiler.

Multipl Skleroz (MS)  hastalığı, beyinde ve omurilikte, mesajları taşıyan sinir telleri etrafındaki koruyucu kılıfın (miyelin kılıfı) hastalığıdır. Merkezi sinir sistemi ile organların bilgi iletişimini sağlayan omuriliğin miyelin tabakası üzerindeki fiziksel tahribatın bir sonucu olarak ortaya çıkan hastalık ülkemizde de sık sık görülüyor. Ülkemizde de görülen bu hastalığa yönelik farkındalığı arttırmak ve bilgi vermek amacı ile MS Araştırmaları Derneği ‘Şehrimi ve MS’imi Tanıyorum’ sloganı ile başlattığı bilgilendirme toplantıların ilki Çanakkale’de gerçekleştirildi. Kolin Otelde gerçekleştirilen ilk toplantıya konuşmacı olarak katılan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Çam ile Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Serkan Özakbaş, hastalık hakkında önemli bilgiler verdiler.
İlki ‘Şehrimi ve MS’imi Tanıyorum’ sloganı ile Çanakkalede düzenlenen toplantıda bir sunum yapan ve hastalık hakkında bilgiler veren  Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Çam, hastalığın her birey üzerinde farklı etkiye sahip olduğunu belirterek  “MS’in gelişiminde çeşitli faktörler, çeşitli bireysel farklılıklar mevcut. Bazı hastalar çok gürültülü bir şekilde aynı anda birkaç bulguyla karşımıza gelebilip hızlı bir süreç yaşanırken, bazı hastalarda tek atak dediğimiz formlarda gelişebiliyor. Daha sonra mr bulguları da belirgin ise 2. bir atak meydana gelebiliyor. Biz bu durumda tedavi vermeyi tercih ediyoruz. MS’in gelişen başka tipleri de var, ataklar azalıp ilerleyici kusur gelişmesi durumunda kötüleşmenin arttığı form meydana geliyor. Baştan itibaren kötüleşen form da var. %10-15 kadar bu hastalarda özellikle yürüme konusunda hareket konusunda bozukluklar meydana gelebiliyor. Herkeste bireysel farklılıklar olduğunu söylemiştik. Her hasta aynı seyretmiyor, kişisel farklılıklarda var. İleri yaşta başlaması erkek cinsiyet başlangıçtaki yüksel bulgular, beyin atrofisi daha çok sorun yaratabiliyor. Hastalığın şiddetini tahmin edemiyoruz, bireysel olarak değişkenlik oldukça fazla. Sinir sisteminde tipi ve şiddeti hastadan hastaya değişebiliyor” dedi.
 Sunumunun devamında, Ülkemizde de görülen MS hastalığının belirtilerine hakkında bilgi veren  Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Çam; “Hastalığın muayenesine ve gelişimine göre yaklaşımımız mevcut, verdiğimiz tedaviler ona göre bireysel olarak gerçekleştiriyoruz. Genel olarak MS’li olgularda, beyin veya omuriliğin kontrol ettiği herhangi bir fonksiyonun tam veya kısmi kaybını gözlüyoruz. Başvuru nasıl oluyor? Genellikle yeni gelişen duyu bozuklukları, bulanık görme, denge bozuklukları, çift görme gibi belirtiler ile hastalar doktorlara başvuruyor. Belli belirsiz de olabiliyor, bariz bulgularda olabiliyor, fakat genellikle başvuru nedenleri bu şekilde. Sürekli vurguladığımız gibi, belirtiler her hastada birbirinden farklı olabiliyor. Uyuşukluk, karıncalanma, iğnelenme, güç kaybı, spazm, kas sertliği, kramp, ağrı, gibi bulgular, karşımıza gelebiliyor. Yine görme sorunları, görme kaybı, çift görme gibi belirtilerle de hastalar karşımıza gelebiliyor. Başka belirtilerden bahsedecek olursak, idrar kaçırma, idrar aciliyeti, konuşma bozukluğu, cinsel fonksiyon bozukluğu, denge kaybı, bulantı, kusma, hıçkırık gibi belirtilerde karşımıza çıkabiliyor. Yorgunluk yine oldukça sık gördüğümüz bir bulgu. Bazı depresyon gibi ruhsal sıkıntılar karşımıza çıkabiliyor. Hafıza problemlerini görebiliyoruz. Bazı vakalarda yutma zorluğu gibi bulgularda karşımıza gelebiliyor. Tanı, MS’te bazen en iyi merkezlerde bile karışıklığa yol açabiliyor. Bunun için komple bir değerlendirme lazım. Hastanın kliniği, görüntüleme bulguları laboratuvar bulguları hepsini bir bütün olarak değerlendirerek tanı koyuyoruz. Hemen MS demiyoruz” diye konuştu.

MS Bulaşıcı Bir Hastalık Değil
MS tanı ve tedavisi konusunda sunum yapan Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Serkan Özakbaş ise MS hastalığının bulaşıcı olmadığını ifade ettiği sunumunda  “Bağışıklık sisteminin hastalığı otoimmün dediğimiz vücudun kendi yapı taşlarına kendi savunma hücrelerine saldırısıyla ortaya çıkıyor. Yanlış çalışan bağışıklık sisteminin hastalığı. Biz bunu neyin başlattığını bilmiyoruz ama orada ne olduğunu biliyoruz. Sonuçta uygunsuz bir saldırı var, hiç ilgisiz bir yere üstelik beyinde omurilikteki hücrelerde bunlara nöron diyoruz beyindekilere. Bunların sinir kılıfları ve sonrada Mustafa hocanın da söz ettiği gibi sinir liflerinin kendisi de hasarlanıyor ve kalıcı hasar oluşmuş oluyor. Cinsiyet olaraksa kadınlarda daha fazla yaş aralığı da 20-40 yaş arasında başlangıç ama biz 10 yaşında ya da daha erken başlayanları da görebiliyoruz. 60-70 yaş kadar MS için ileri sayılabilecek bir yaşta başlayanları da görüyoruz. En sık görülen yaş 30 diyebiliriz, sıklıkta ortalamada o civarda” dedi.
Yapılan sunumların ardından katılımcıların soruları yanıtlandı.  Yapılan soru cevap bölümünün ardından toplantı tamamlandı.
 
Cuma Deren