.

“Fark var. Aramız da Fark var…!” sözleriyle başlayan bir şarkı vardı, hatırladınız mı…?
Tam da bu hali anlatıyordu bence, o şarkının sözleri. Hakikaten bir fark var..
25 yılı aşkın süredir meslekteyim ve polis muhabirliği yıllarım hiç de hafife alınmayacak kadar fazla. Binlerce polisiye konulu habere imza attım. Hayatımda ilk kez, Polis’in çalışmalarından bahsedip, 7 gün 24 saat görevi başındaki teşkilata moral motive olacak ifadelerle kaleme aldığım bir yazıdan ve haberden dolayı, bir teşekkür aldım. Anılarımda ilk olarak yer tutan  bu teşekkürü, hassas düşünüp bana sunan  isimden bahsedeceğim bu gün. Hakikaten ‘fark var…’ dedirten.
Yani, Tekirdağ Emniyet Müdürü sayın Mustafa Aydın’ dan. Son kararname ile görev yeri değişen ve Konya İl Emniyet Müdürlüğü’ne atanan sayın Aydın, yine farkını ortaya serdi diyeceğim bu gün.  
Dilerseniz, neden böyle düşündüğümü anlatayım önce. Aktaracağım ifadeler bir veda mektubu adeta. ‘Mavi Güzlü Şehir’e…
Sosyal medyadan, Tekirdağlılar ile vedalaşan sayın Müdür Aydın;
“MAVİ GÖZLÜ ŞEHİR TEKİRDAĞLI LEMŞEHRİLERİME VEDA” diye yazıyordu önce. Sonra da;
“!Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın takdirleriyle 20 Eylül 2019 tarihinde Konya İl Emniyet Müdürü olarak atanmış bulunmaktayım.
Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman SOYLU’ya ve bana bu önemli görevi tevdi eden Devlet büyüklerimize şükranlarımı sunuyor bu büyük sorumluluğun idrakiyle başarılı ve güzel hizmetler ifa edeceğimizin sözünü veriyorum.” diyerek, Vatan’a ve Millet’e hizmet andı içiyordu adeta.
Ömrünü adadığı, canı kadar sevdiği mesleğinden ifadelerle sürüyordu sonraki sözleri; “Mensubu olmaktan Şeref duyduğum polislik mesleğine girdiğim günden bu yana bu güzel vatanımın hemen her yerinde, ülkeme ve milletime duyduğum derin sadakatle ve omuzlarıma yüklenen sorumluluğun bilinciyle görev yaptım.
 Yöneticiliğimin her kademesinde tek önceliğim güzide milletimizin menfaatleri olmuştur.” diyerek.
Pekte alışagelmemiş bir tavırdı bu sergilenen. Şahsen, ilk kez tanık olduğumdu bu paylaşım. Bir polis Müdüründen gelen..
Emniyet müdürü Aydın, sonraki sözlerini daha açık yüreklilikle kaleme alıyordu veda mektubunda.
Diyordu ki;  “Bu vesileyle bana ve çalışma arkadaşlarıma yardım ve desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen başta Sayın Valimiz olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşlarımıza, bu kutsal ve uzun nöbette mesai mefhumu gözetmeksizin benimle beraber çalışan değerli meslektaşlarıma,  toplumun gözü kulağı sesi ve demokrasimizin teminatı olan sevgili basın mensuplarına ve Mavi Gözlü Şehir Tekirdağ’ ın kıymetli halkına en kalbi derinliklerimle selam sevgi ve muhabbetlerimi sunarım.”
Bilmem frak ettiniz mi…? Basın’a da sözü vardı sayın Müdürün. Eskilerde biz de zaman zaman bu düşünceyle bakıldığımızı hissederdik kendimize. Nedense, ‘eskiden…’ deyiverdim. Demek ki ne de eskimişim ben meslekte…!
Anılarımda ölene dek yer tutacak bir isim olarak, zihnime kazıdığım Emniyet Müdürü Mustafa AYDIN..
Naçizane diyorum ki bendeniz; “Allah siz gibi, vefakar, cefakar, Emniyet Mensuplarımızı eksik etmesin Kutsal vatan toprağından. İyi ki varsını. İyi ki sizi tanımışım…” 
Polis Muhabirliği zordur biz gazeteciler için. Bilirsiniz, fakat her bildiğinizi, haberinizde işleyemezsiniz. Bazen, fazla bilgi iş çıkarır başınıza. Ya da başarısından söz ettiğiniz Polis teşkilatına.
Orantılıdır kaleme aldıklarınız, eksiği yoktur, fazlası olması gerekirken tereddüt duyarsınız, fazlalığa.. Çünkü, bir noktada ekipten sayarsınız kendinizi. 
Bazen bir kaçakçılık operasyonunda, bazen Futbol müsabakalarında çıkan kavgada…
Bazen can acıtan, yürek dağlayan trafik kazalarında mesai arkadaşlığı yaparsınız Polis teşkilatıyla..
Görevliler dışında kimsenin olamadığı, sel, tufan, şiddetli kar yağışında, birlikte üşürsünüz sokak ortasında.
Saymakla bitmez kısacası yaşanan macera. Kimi ürpertir adamı, kimi düşündürür. Ne vakalara tanık olusunuz, insanlık bitmiş dersiniz bazı olaylar karşısında.
Polis ve Gazeteci, ayrı bir ilişkidir meslek dalında. Tabi ki anlayana…
Bir tarihte, bir Mustafa Aydın Müdür daha tanımıştım. Şimdilerde emekli. Sakarya’daydı en son İl Müdürlüğü görevinde. Eskiler bilir teşkilattan. ‘Koca Müdür…’ diye anımsanır isminden söz edilirken..
Demek ki, bazen isimler hakikaten yaşatıyor, hissettiriyor, değişmez ve de alkışlatan insanlığı…
Polis teşkilatını, moral motive eden bir haber olarak değerlendirip, taa Çanakkale’den, Tekirdağ Polisi’nin alkışlatan başarısından söz etmemi,  ‘teşekkür’ yazısıyla değerlendiren sayın Müdür Aydın’ a, Şehitler coğrafyası Çanakkale’den selamlar ileteceğim elbette.
Ve diyeceğim ki; “Konya’da da Allah yar ve yardımcınız olsun. Vatan ve Millet’e hizmet andınızda, Allah yüzünüzü kara çıkarmasın…”
 Eskilerden de söz etmiş iken yazımızın bir bölümlünde, eskilerden bir anı ile noktalayayım günü.
“Eskiler şöyle derlerdi:  kavun değil ki koklayasın…!”
Tekirdağ deyince, çoğumuzun aklına gelen bir diğer isimdir, diğer bir isimle ilişkilendirilen. Sanmayın ki, ‘kavun değil ki koklayasın’ sözü, bu iki isim için edilen.
Yok vallahi değil, billahi değil. Bilinler bilir. Kimler mi? eskiler elbet eskiler..
Polis muhabirliği zordur vesselam. Ne de ararsın eski günleri. Misal; Sarrrııı Mustafa’ yı…
Hey gidi hey. Şimdilerde öyle mi ya..? Çanakkale plakalı otomobilinle giderken, 17 harici geçenler var iken, sen durduruluyorsun, eskilerden biri tanıyor, işaret ediyor
- ‘devam et..’ diye..  Bir diğeri soruyor: -‘Tanıyor musun…?
Haydin şimdilik bu kadar, hoşça kalın…