.


 
 
Baro Başkanı Av. Şarlan, tam da böyle dedi dün… “Ben yokum…!”
Aslında, katılmama kararını aldığından söz ediyordou. Lakin, kısacası ‘Ben yokum’ a getiriyordu sözü. Ben gibi, pek çok meslektaşım, sayın Şarlan’ ın sözlerinden, bu düşünceye kapıldı. Belki de, açık açık böyle dememiştir. Lakin, ifadelerden çıkan anlam buydu.
 
Dilerseniz, ben ya da meslektaşlarım mı yanlış anladık konusuna birlikte göz atıverelim.
Denilenleri, birlikte okuyalım. Ne dersiniz..?
 
Çanakkale Barosu Başkanı Av. Bülent Şarlan imzasıyla, e-posta adresime ulaşan yazılı basın açıklaması, şu ifadelerle başlıyordu;
 
“Son günlerde kamuoyunda gündem oluşturan ‘Yargıtay Başkanlığı’ nın 2 Eylül 2019 tarihinde yapılacak olan Adli Yıl Açılış Töreni için,  Yargıtay Başkanlığı’ nca Baro Başkanı olarak kişiye özel gönderilmiş olan davetiyenin tarafıma ulaşmasıyla,  aşağıda belirttiğim değerlendirmeler sonucunda törene katılmama kararımı önceden açıklamama rağmen,  meslektaşlarımız ve kamuoyundan gelen sorular üzerine bu açıklamayı yapma zorunluluğu doğmuştur.” diyerek.
 
Başkan Şarlan’ ın, dediklerinden ‘Ben yokum..’ dediği kanısına varan biz gazeteciler gibi, kamuoyunda birçok kişinin de düşüncesi bizim düşündüğümüz türdendi kısacası.
 
Peki ya neden? böyle denmişti.  Bu soruya yanıt arandığından söz ediyordu sayın başkan. Hem  meslektaşlarından, hem de kamuoyundan yanıtı aranan soruya yönelikti dün dedikleri.  
 
Aslına bakarsanız, geçenlerde İzmir’den de benzeri bir açıklamayı okudu gözlerim. Hat ta, sosyal medyada gördüğüm o açıklama için, “Yok yalandır…” düşencesine de kapılmıştım. Meğer doğruymuş…
 
Benzeri bir çıkışa, Baro Başkanı Av. Şarlan’ da imza atınca, konu neden bu noktaya geldi diye düşünmedim değil.
 
Belki de, ben gibi sizler de böyle düşünmüşsünüzdür diye, Çanakkale Barosu Başkanı sayın Şarlan’ ın dediklerine göz atalım istedim. Bu sayede, neden bu noktaya gelindiği yönünde, hukuk gözünden bilgi edinmiş de oluruz ne dersiniz..?
 
Baro Başkanı Av. Şarlan; “Çanakkale Barosu, adalete ve yargıya olan güveni arttırmak amacıyla bu güne kadar yargısal çalışmaların tümüne destek olmuş, görev alma kararlılığını her zaman göstermiş, bundan sonra da gösterecektir.” vurgusu yapıyor, ardından da başlıyordu konuyu açmaya.
 
Nasıl mı? Aynen şöyle; “Görev aldığı sorumluluğun bilincinde yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile kuvvetler ayrılığının önemini benimseyerek, yargının yeri ve önemi konusunda çalışmalar yapmış, yapılan çalışmalara katkı sağlamış olup bundan sonrada sağlamaya devam edecektir.” İfadeleriyle.
 
Başkan Şarlan’ ın dahası dedikleri de bir ayrı dikkatimi çekti. Çünkü;  Vurgusu demokrasi den geliyordu.
 
Diyordu ki; “Demokrasi ve hukukun temeli, yargının bağımsızlığı ve yargı içerisinde savunmanın gücüdür.”
 
Peki ye, ters olan ney di Başkan Şarlan’ a göre…! Bu soruya yanıt olur mu bu denilenler, bilemem. Fakat, ben yine de Basına ve Kamuoyuna denilerek kaleme alınan açıklamayı aktarayım.
 
Başkan Av. Bülent Şarlan; “Kuvvetler Ayrılığı İlkesi, yargının bağımsız ve tarafsız olması, yargının bağımsız ve tarafsız olmasının yanında bağımsız ve tarafsız da görünmesi gerektiği bizlere göre hukuk devletinin olmazsa olmazıdır.” diyordu önce.
 
Sonra mı…? Sonrası da vardı elbet denilenlerin. Yani tam da şöyle; 
 
“Yargıtay’ın yargının kurucu unsurlarıyla birlikte düzenleyeceği ve Yargıtay’da yapılacak törenin, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını koruma açısından daha yerinde olacağı kanaatindeyim.” şeklindeki, kişisel değerlendirmesiyle.
 
Başkan Şarlan sonra da şöyle diyordu; “Bu düşüncelerle yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile Kuvvetler Ayrılığı İlkesine gösterdiğimiz hassasiyetten dolayı törene katılmayacağım.”

Kısacası, kişisel kararından bahsediyordu Başkan Şarlan...
Lakin, Baro Başkanı olunca kişisel düşüncesini aktaran isim, haliyle temsil ettiği diğer meslektaşları sorgulamış olmalı ve belki de eleştirmiş olmalılar sayın Başkanı.
 
İşte bu noktada, Başkan şarlan’ ın başta belirttiği gibi, hem Meslektaşlarına, hem de  kamuoyunaydı sonraki sözleri.
 
Başkan Şarlan; “Çanakkale Barosu avukatları olarak, her yıl olduğu gibi bu yıl da meslektaşlarımız ve cübbelerimiz ile Adli Yıl açılışını Çanakkale’de gerçekleştireceğiz.  
 
Çanakkale Barosu’nun hukuk devleti, hukukun üstünlüğü, demokrasi, kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı ve Cumhuriyetin kurucu değerlerine bağlı kalarak çalışmalarına devam edeceğini tüm kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarım.” Diyerek noktalıyordu konuya ilişkin dün kaleme alınan son sözlerini.
 
Hukuk adamı değilim. Hukuk konusundaki bilgim de, bir aralar Lise Müfredattaki hali kadar. Hani vardı ya, Ticaret Hukuku, borçlar hukuku ve-sa- i-re … diyebileceğimiz.
Koskoca Başkan, dediklerinin Hukuksal anlamdaki karşılığını biliyor ve ediyordu sözünü. Bize düşen görev de, denileni aktarabilmek.
Anladığım bildiğim mesele olsa, hiç kalır mıydım kendimce yorumlarımı sıralamadan.
Ne var ki, ben deki hukuk bilgisi, bilgi denilecek düzeyde dahi değil. İşin erbabı konuşmuş, bize düşen de aktarmak…
Bu arada yaz bitiyor. Ağustos’ un 15’i yaz, 15’ kış derler ya, tam da öyle oldu. Koca yaz bitti, bir türlü deniz mevsimini ben bizzat açamadım gitti.
Yok gündem, yok gelişmeler. Efendim bayram derken, biz de sezon bitti. Gelecek sezona inşallah deniz keyfi.
Sizleri bilmem. Umarım, keyifli bir yaz geçirmişsinizdir. Boğazın serin sularına atıvermişsinizdir kendinizi. Gün batımında, boğazın keyfi farklı bir tat verir, doğrudur.
İş güç der iken, ne keyif kaldı, ne deniz. Ne de pırıl pırıl güzelim boğaz  Balık adam kıyafeti temin edip kışın mı girsek su’ ya ne…?
Bu konuda kesinlikle bana yardım gerek. Mesela;  fazla dalış elbisesi olan var ise, bir zahmet hediye etsin. Ya da; bari sadece kış aylarında kullanım için geçici hayır etsin…
Hayırseverlere açık açık çağrımdır. Duyduk, duymadık demeyin…!