.


Bu sözü işittiğim anda, “Kim demiş ise, helal olsun” diyerek verdim tepkimi.
Çünkü, bahsedilen yılların tam da başında olanlardandım bendeniz.
“Geçenlerde de biz yaptık” diye bir ses yükseldi Çanakkalemden. Biz denilirken de altı ayrı bir güzel çiziliyordu ‘BİZ’ in…
Şimdi yine bir ‘Biz’ vurgusu ve ‘Biz’ meselesi.
İfade şöyle geliyordu; “BİZ, 1970-1990 ARASINDA DOĞAN İNSANLAR ; BİZ SINIRLI SAYIDA ÜRETİLDİK.”
Her zaman savunduğum söz, Biz, bizim dönemin son Protatipleriyiz…
Ve bu nedenledir ki, şunu da iddialı şekliyle söyleriz; “Bizden keyf alın, bizden öğrenin, hazine biziz. “
Son günlerin meseleleri başta, geçmişten bu güne tespit ve önerilerimizden örnek sunsam, “Ne de mütevazisin..” denmeyeceklerdenim bendiniz.
Tespitlerimiz de tuttu, ön gördüklerimiz de. Daha ne diyelim ki ‘biz’ler…
“Dünyadan yok olmadan önce; her şeyi ve herkesi özellikle bizi çok sevin. “ diyordu geçenlerde ‘Biz’ den biri…!
Altına imzamı atacağım sözlerden biriydi bu, ‘biz’den gelen vurgu.  Ayrıca diyeceğim ki; “Ne mütevazi sin” denmeyeceğinden de kesinlikle eminim.
Olsun, ‘biz’ söyleyelim. Tarihe not düşelim. Birileri de veryansınlarıyla gelsin, hiiiiiççç problem değil kardeşim.
Bir şeylerin olacağını, olması için de uğraşıldığını görmemiz, tahmin edip dile getirmemiz de birilerini çok ama çok rahatsız etse de; işte ‘Biz” buyuz kardeşim…
Altına imza koyacağım şu sözü de ‘Biz’den biri ediyordu; 
“Bizi neden sevmeniz gerektiğinin gerçek kanıtlarını sıralar isem, şap diye bayılırsınız kardeşim…” Vallahi, kanıtları aktardığımda, sizlerin de yüzü gülümseyecek ve bayılanlara bayılacaksınız diye düşünüyorum.
O HALDE, KANITLAR DİYEYİM Mİ…?
İŞTE BUYURUN SİZE KANITLAR…
Bu kaleme aldıklarımı, bizim devreler ile sohbette dile getirsem,  “Sıralayayım…!” desem, devrelerimizin devresi ayrı bir atardı ki, hiç bahsetmeyeyim.
İyisi mi, ‘Biz’ dahil, Biz’ lerin altına imza atacağı kanıtlara geleyim.
‘Biz’ öngörülüyüz. Çünkü biz;” Okuldan sonra akşama kadar sokakta oynardık. Hiç televizyon izlemezdik.”
Dostluklarımız sağlamdır Bizim. Çünkü ‘Biz’ İnternet arkadaşlarıyla değil gerçek arkadaşlarla oynardık geçmişte.
Misal;  Susadığımız zaman şişelenmiş su değil, musluk suyu içerdik biz. Hem de kana kana. 
Kurnasında, bizimle birlikte su’ ya ortak olan, susamış arılara aldırmadan dayanırdık musluğa.kana kana su içebilmek için. Ve bir tek arı sokardı dilimizi,  başkasının ne haddine…!
Ve ‘biz’ bile bile izin verirdik, su’yumuza ortak olan arıya…
Yine’ Biz’,içini kaşıkla yediğimiz çikolata dolu bardağı, sonrasında su bardağı yapan ailelerin çocuklarıydık ki;  aynı Chokella bardağındaki su dahil, mesela sarı gazoz Çan-ka’ yı, beş arkadaşla paylaştığımız halde hiç hastalanmayanlardandık…
Kış aylarında her gün, içi pirinçle doldurulmuş Sığırcık kuşu pilavı, kordon boyunda yaz aylarında, Midye dolma yediğimiz halde hiçbir zaman kilo almayan, hasta da olmayanlardandık.
Sırrı merak edilen bu direncin nedeni, Çıplak ayakla dolaşmış olmamız da belki de. Hem de ayaklarımız yaz günü hep çıplaktı, ama ayaklarımıza bir şey de olmazdı.
Bugünlerin ön görü yüklü beyinleri olmamızın belki de başlıca nedeni, anne babalarımızın, bizi sağlıklı tutmak için hiçbir zaman ek gıda takviyesini bize sunmayışıydı.
Unutmadan, öyle masraflı çocuklar da değildi ‘biz’im dönem.  Kız olsun, erkek olsun, kendi oyuncaklarımızı kendimiz yaratır ve onlarla oynardık ‘biz’ bıkmadan usanmadan…
Bir mesele daha var aslında unutulmaması gereken ve gururla hatırlanılan. Ailemiz zengin değildi. Bize mal mülk değil, sevgi verdi..
Ailesi zenginlikten kırılanların, miras yedi olup, malı mülki yönetemeyip, dönemin en meşhur bayiliklerini batırdıklarını anımsayınca misal ‘biz’ ler, kime hayıflanacağımızı sorgulamayanlarız ayrıca..!
Dile getirilmesi gereken bir konu daha var ki, o’na da laf etmez isem çat diye çatlarım kardeşim.
Cep telefonlarımız, DVD'lerimiz, oyun istasyonumuz, XBox'ımız, video oyunlarımız, kişisel bilgisayarlarımız, internet sohbetimiz, mail adreslerimiz, facebooklarımız, instagramlarımız yoktu bizim.
 Kişisel hesap bilmezdik, arkadaşımızın evine, davet olmadan istediğimizde gidenlerdendik.
Çat kapı, “Nabıyon beeyaa” diyebilenlerdendik.
‘Biz’ ayrıca, şimdilerde ahkam kesen, gördüğümüz karşısında bizi provokatörlük ile suçlayabilecek dönemin bebelerine, o vakitler de: “Haaadeee oraaadan…”  diye bilendik…
Şimdilere inat bilader; Çektiğimiz fotoğraflar siyah beyazdı, ama renkli anılarla doluydu… 
Mavi vatan başta, Ülkeyi güzel günlere taşımak, çok okumak, adam olmak gibi ülkülerimiz vardı ki belki tam yapamadık, fakat Vatanı bütünüyle hainlere karşı korumayı bildik
‘Biz’ kendine has, anlayışlı bir nesiliz, çünkü biz ebeveynlerinin söylediğini dinleyen son nesiliz.
 Bu arada unutmadan, en önemlisi; 
ÇOCUKLARINI DİNLEYEN, KESİNLİKLE DİKKATE  ALAN İLK NESİLİZ…!
Mesele Vatan olunca, gerisi teferruat diyen Gazi’nin çocuklarıyız ‘biz’,  “Ülküm yükselmek, ileri gitmektir” sözünü her gün ant içe içe büyümüşleriz….
Akıllarına gelince ATATÜRK diyenlerden değil,  ‘Biz’ ATATÜRK’ ü ölesiye içinde yaşatan nesiliz…