Sosyal medya; ilk dönemlerde bilgi edinmenin ve haberleşmenin en etkin aracıyken, bir anda insanların birbirini takip ettiği, adeta yaşamının her anına karşı tarafın rızasıyla hakim olduğu bir mecra h


Sosyal medya; ilk dönemlerde bilgi edinmenin ve haberleşmenin en etkin aracıyken, bir anda insanların birbirini takip ettiği, adeta yaşamının her anına karşı tarafın rızasıyla hakim olduğu bir mecra haline geldi. Burada en büyük ilgi, takipçi sayısı milyonları bulan ünlü isimlerde gibi görünse de açık profiller birçok kişinin başka yaşamları takip etmesine olanak sunuyor. Ama konu bu kadar basit değil. Bazen öyle şeyler yapılıyor ki insan “Tüm bunlara değer mi?” diye kendine sormadan edemiyor. Çünkü birçok gizli profil, kim olduğu belli olmasın diye açılan sahte hesapların takibi altında. Burada da devreye ayrılık sonrası eski sevgilinin ya da eski sevgilinin yeni sevgilisinin sosyal medya hesaplarının takibi konusu giriyor, ki bu gerçekten tek başına bir konu başlığı! Hayatımıza son yıllarda giren “stalk” ve “stalk’lamak” kelimelerinin karşılığı olan bu tablonun psikolojik açıdan değerlendirilmesi, nedenleri, niçinleri ve tabii ki kişinin kendini bundan kurtarabilmesinin yollarına ilişkin, 
Sosyal medyanın yükselişe geçtiği son yıllarda yaşamımıza giren “stalk” yani gizli takip kelimesini psikolojik açıdan tanımlayabilir misiniz?
 
Günümüzde sosyal medyanın yaşamın merkezinde olmasının, yeni sendromlar ve terimlerin ortaya çıkmasına neden olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçek. Bunlardan en önemlisi olan “stalk’lamak”, sürekli biçimde birinin ya da birilerinin ne yaptığını “gizlice” takip etmeyi ifade ediyor. Stalk’lamak, daha çok merak edilen bir kişinin yaşamının her detayını öğrenmek için de kullanılıyor.
 
İnsanlar neden başkalarının hayatlarını merak ediyorlar?
 
Bu merak sadece bugüne ya da bu yüzyıla ait değil. Ancak 21. yüzyılda yaşayan insanların en büyük avantajı (belki de dezavantajı) meraklarını gidermeye yarayacak çok sayıda olanağın bulunması. Bunlardan biri de sosyal medya ve internet. Artık merak ettiğimiz şeyi o an kolaylıkla görebiliyor ya da öğrenebiliyoruz. Bana kalırsa bu durum, iki tür soruna yol açıyor: İlki, her isteğin ya da arzunun bu kadar kolay doyurulması!Ki bu çok bebekliğinden bu yana ilişki kurduğu nesnenin yokluğunu deneyimleyerek,“diğerine” ilişkin içsel nesne tasarımını oluşturabiliyor. Yokluğun hiç olmadığı ya da arzunun karşılandığı her durum bizim dış dünyaya ait olan nesneleri içsel olarak tasarımlandırmamıza engel oluyor. Bu söylediğim çok temel ve ilkel bir gelişim basamağı ama insanoğlu için büyük önem taşıyor. Şu an insanlığı dikkatlice gözlemleyin. Bana kalırsa artık insanların “ötekine” ait bir tasarımı yok ve bence bu, dünya için çok korku verici. Sokağa çıktığınızda karşılaşırsınız...
 
Sadece sanki o yürüyor kaldırımda!Ya da toplu taşıma kullandığınızda şahit olmuşsunuzdur; otobüste, metroda sadece o var. Diğerinin olup olmadığına bakmıyor bile.
 
Diğer önemli sorun da doyumsuzluk ve beraberinde gelen mutsuzluk hatta depresyona kadar uzanan süreç.
 
Tam da buraya gelecektim. Kişi bazen hiç tanımadığı, tesadüfen karşısına çıkan birinin yaşamını da merak ederek, sosyal medya hesaplarını inceleyebiliyor. İlgisini çeken ama tanımadığı kişileri rahatlıkla takibe almak normal bir şey mi?BENCE DEĞİL.SİZCEDE OLMAMASI DİLEĞİYLE ...