.


90’ ların ayakta alkışlatan o sözleri düştü aklıma. “O Bayrak inecek. O Asker gidecek…”
Dönemin Başbakanı Prof. Dr. Tansu Çiller böyle sesini yükseltiyordu Yunan’a.  Duyanın tüylerini diken diken eden bu sert çıkış, nasıl utulur ki…?
Kardak kayalıkları krizini hatırlamayanımız pek azdır aramızda. 80 Kuşağı  daha ayrı bir iyi hatırlasa da, ne günlerdi o günler.
Eski Başbakanlarımızdan ve de Türkiye’nin ilk kadın Başbakanı Prof. Dr. Çiller’ in, Ege’de tansiyonu yükselten o günlerdeki kararlığı, uzun süre dillerden düşmemişti.
O yıllarda, Kıratın süvarilerinden biri de, İçişleri Bakanlığı görevinde de bulunan ve de Türkiye’nin ilk kadın İç işleri bakanı olarak tarihe geçen bir isim Meral Akşener’ di.
O yıllar ve gündem maddeleri kadar, unutulmayan bir diğer ayrıntı; siyasete de, devlet idaresine de kadın eli değmesiydi.
90’ larda gazeteciliğin ilk yıllarını yaşamış olsam da, o günlerde siyaset üzerine yaşanmış ilkleri unutmayanlardanım. Ülke menfaatine konularda, iktidarı muhalefeti bir ağızdan ederdi sert özlerini.
Uzun aradan sonra, dikkat ediyorum da benzeri davranış insanı bir şekilde mutlu ediyor. Öyle ya, başka Türkiye mi var…?
Geçtiğimiz Cumartesi, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’da, birilerinin hop oturup hop kalktığı, S-400’ lere ilişkin güzel sözler etmişti. Türkiye’nin haklı hakkı olan,  Savunması üzerine.
Dün de, Başkent’ten yükselen ses,  bu anlamda beni hayli mutlu etti. Ülke menfaatine konularda, gösterilen tepki, okkalı edilen sözler, üstelik kimi mutlu etmez ki…?
 90’ ların kadın siyasetçisi, İç işleri Bakanlığı görevinde de bulunmuş ismi sayın Akşener, bilindiği üzere şimdilerde Genel Başkan. Kurduğu partisinin Genel başkanı.
Konu Türkiye olunca, gerisi teferruat anlayışla, öyle sözler etmiş ki sayın Akşener Ankara’da, dikkat kesilmemek elde değildi, olamazdı da zaten. Bende haliyle dikkat kesildim denilenlere.
Dilerseniz, ayrıntıları aktaran haber diyeyim ve devam edeyim.
Abonesi olduğuz İhlas Haber Ajansı’nın, politik haberlerine göz atıyordum ki, o sözlere rastladım. Pek hoşuma gitti, atarlı ve hayli de okkalı sözler.
İçerik, “İYİ Parti Grup Toplantısı” diye dile gelen o haberde;  
Kurulan cümle ve atılan başlık tam da şöyle idi;
- İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener:  “Ege bir Yunan denizi değildir. Akdeniz’in her metrekaresi Rumların kıta sahanlığında hiç değildir”
Başkentli meslektaşlarım, Ahmet Umur Öztürk  ve Fatih Erdoğan takip etmişti İYİ Pati’nin Grup toplantısını ve denilenleri özetliyordu kaleme aldıkları bu haberi.
Ege’ de uzunca yıllardır bir sorun, bilindiği üzere şu Kıta sahanlığı meselesi.
Yunanlı fırsat buldukça, önümüze servis ediyor, sözüm ona bir de laf çaptırıyor bu mesele üzerinden bizlere.
Şimdilerdeki nedenleri, bizim deniz dibindeki aramalarımız. O mesele diyerek, laf salatası yapmayacağım ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’ in Partis inin gurup toplantısındaki şu hayli net sözünü aktaracağım.
 Genel başkan Akşener; “Ege bir Yunan denizi değildir.” Vurgusunu yapıyor v e ekliyordu;
“Akdeniz’in her metrekaresi, Rumların kıta sahanlığında hiç değildir” diye.
Daha nasıl anlatılabilir ki şu mesele. Öyle ya, kimin denizi allahsen orası.  Tapu su mu var üstelik ceplerinde.
Yersen misali, konuşuyorlar da, konuşuyorlar…
 Üstelik, yıllardır aynı yöntemle siyaset yapıyorlar….
Kime kardeşim, pozunuz…?  “Demek lazım değil mi şimdi…?”
Neyse, ben kendimi bozmayayım. Öyle ya, Memleket meselesi olunca mesele, geresi zaten bize vakti gelince teferruat oluverir. Gel der devlet gideriz.. Üstelik Milletçe gideriz.     
Döneyim başkentin denilenlerine.  Akşener, İYİ Parti Meclis Grup Toplantısında konuşmasında,  15 Temmuz 2016’da askerin, polisin, bürokrasinin, sivil toplum kuruluşlarına sızmış, ‘sızdırılmış’ bir çetenin Türk Devleti'ne meydan okuduğunu söylüyor,  İstiklal Marşı'nda o ‘Ben ezelden beri hür yaşadım, hür yaşarım’ diyen milletin kalkışmayı durdurduğunu ifade ediyordu önce.
Sonrasında da, Akşener, “Türk milletinin devlet ve demokrasi geleneği 17 yaşında değil. Bu gelenek 5 bin yaşında. Bugünkü kazanımlarımızı, bu devasa tarihe ve kahramanlarına borçluyuz“ ifadeleriyle sürdürüyordu sözlerini
Sonra da, Dış politikaya değinirken veriyordu ayarı Ege’ yi kendi denizi sananlara
 Akşener, “İYİ Parti olarak bugüne kadar yaptığı yanlışları not ettiğimiz iktidarın bugünkü tavrının arkasında olduğumuzu buradan ilan ediyoruz.
Ege bir Yunan denizi değildir. Akdeniz’in her metrekaresi Rumların kıta sahanlığında hiç değildir” diyordu.
Bana gelince. Bir küçük ricam olacak. Bu arada bir de sorum; Mesele Memleket, Mesele Vatan, Mesele Türkiyem olunca, hep böyle davransak diyorum, içimden içimden. Ne dersiniz…?