.


Ya da şöyle mi demeli; “bundan ötürü, bunun için, bundan dolayı, bunun üzerine, dolayısıyla.”
Hal bu ki, binlerce yıl önce, bir aşk üzerine savaş çıkmış Şehrin adıydı Truva, Troya, Troia…
Şimdilerde ise, son iki gündür, sosyal medyada makara konusuna dönüştü. Haliyle insan diyor; “Bu da mı olacaktı…?”
Truva atından ve Çanakkale için öneminden söz etmek değil elbet niyetim. Bugün; Truva atı üzerinden makara konusuna dönüşen son gelişmeden bahsedeceğim.
Gazetelerde haber olarak yayımlanan ve bir başlıkta; ”Truva Atı’nın bu hali sosyal medyayı karıştırdı!” diye geçen son görselden.
İşin özü, konunun detayı şu; CHP’ li Çanakkale Belediyesi Uluslararası Troia Festivali’nin, 2019 yılı duyurularında kullanılacak afişi belirlemek üzere bir yarışma düzenliyor. Afiş Tasarım ve Uygulama Yarışması. Bu yarışma sonuçlanıyor, peki ya  sonrası…?
Sonrası tartışma. Sosyalde makara hali. Görenin aklına türlü türlü düşünceler getiren, bazılarında da müstehcen sözlerle bazı benzetmeler. Buna neden ise, sanatsal yaklaşım ve elbette çizimler…
Sanatçı kimliğim olmadığından, hiç oralara girmeyeceğim. Her kesin düşüncesi kendine. Bilmediğim, kesinlikle Fransız kaldığım bir konuda ahkam kesmek, üstelik benim neyime..
Tarihi hayli geri sarıp, milattan önceden kısacık söz ederek güne başladım. Kusura bakmasın konunun uzmanları. Örendiğim kadarıyla ve aklımda kalanlarla giriverdim konuya. Şöyle dedim önce; “Coğrafyasında yaşanmış bir aşk ardından, Güzsel Helen için Truva’ ya gelen savaşçılar. “ bunun devamı da var da, konumuz şu an o değil.
Truva atı, Truva savaşları olarak dünya tarihinde sözü geçen bir büyük savaş. At ise, o savaşın içinde geçen bir efsane. Varlığı da kesin değil, yokluğu da. Öyle ya, sonuçta bir efsane.
Bu at için, yakın geçmişte,  Cumhurbaşkanlığının son aylarında Şehrimize gelen, 9. Cumhurbaşkanımız Merhum Süleyman Demirel’e, tam da o atın önünde bir sual yöneltmiştik. “Efendim Kır At’a benziyor mu ?” diye.
Bir büyük siyasetçi ve devlet adamıydı sayın Demirel. Verdiği yanıt, ‘Katıra benziyor’ demeye geliyordu ki, kahkahaları tutamadık. Haliyle, tam denileni de anlayamadık. Yani verilen yanıttaki ifadeyi tam olarak hatırlayanımız pek az o vakit meslekteki gazeteci arkadaşlarım arasında.
Sonrası, daha güzel bir Hikaye bizim Truva atı için. Hani Troy filminde, setteki görevi, dekor, sessiz aktörllüğü vesaire olarak isimlendireceğimiz görevi bittikten sonra, bir de bilmem kaç yıllığına, para ödenip, şehrimize gelmesi sırasında başlayan Aşk hikayesi. 9 yıl sürmüş ve tam da önünde kıyılan nikahla, mutlu sonla noktalanmıştı hikaye. 
 Bir de, aklına estikçe, üzerine çıkan bir misafiri vardı Truva atının. Rahmetlik Mestan. Kaçıncıydı bilinmez, son çıkışında, tepesi taklak düşmüştü atın üzerinden ve gözlerini ebediyen kapatmıştı Mestan hayata.
Cansızdı bizim at, evet.  Fakat üzerinden atmıştı davetsiz binicisini. Bu da akla geliveren acı bir hikaye.
Peki ya şimdi…? Bir yarışma ve sorası. 
Başta bahsettiğim yarışma sonuçlandı. Kazanan tasarım sosyal medyada paylaşılınca, olanlar oldu.
Truva Atı’nın bu yeni figürleri farklı ve eleştirel yorumların hedefinde kaldı.
 Jüri üyeleri Atilla Akın, Ateş İlyas Başsoy, Nadir Çakır, Ali Gürevin, Enver Yılmaz, Blagoy Toprakidis ile Öğr. Gör. Özlem Uyan’ın değerlendirmeleri sonucunda;
 Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisi Ahmet Berkin Ay’ın tasarımı birinci seçildi. Anadolu Üniversitesi öğrencilerinden Aylin Mutlu’nun ve Buse Nur Beyaz’ın tasarımları mansiyon ödülüne layık görüldü.
Yarışmanın sonucunun açıklanmasının ardından, kazananlar Çanakkale Belediye internet sitesi ve sosyal medya hesaplarından paylaşılınca, olanlar da oluverdi.
Eleştiriler havalarda uçuyor. Sosyal medya bir güzel karıştı. Çok sayıda Çanakkaleli de kendi hesaplarından birinci seçilen afişteki Truva Atının duruş ve figürüne ilişkin yorumlar yaparak paylaşımlarda bulundu.  Ne sözler, ne laflar, ne ifadeler, ne benzetmeler…
Afiş yarışmasının kazananı adeta kente bir anda günün konusu haline geliverdi. Dalga konusu çizimler, dalga dalga yayılmaya başladı.
İfadelerin  genelde olumsuz içerikli oluşuna mı üzülmeli, at için edilen sözlere mi?
Birkaç yorumdan bahsedecek olur isem şayet;“Birinci seçilen afiş hiç hoş değil. Çanakkale imajına da hiç uygun değil bence”, “Reklamın kötüsü olmaz mantığımı yürüttüler. Çanakkale’ye yakışmamış ve hiç hoş değil”,  “Seçici kurulu da seçmek lazım” şeklindeki ifadeler, en masumlarındandı.
İlk başta söylediğimi, sonda yine aklıma getiren ise, İtalyanca edilen bir söz ve anlamıydı. Lakin, susacağım, çünkü şu an terbiyem müsaade etmiyor. Bugün yeni haftanın ilkg üne. Belki sonra…