.


Birçoğumuzun yaşayacağı stresli güne sayılı saatler kaldı. Kısa adı TYT için ter dökeceklere yönelik seslenişi işittim, çorbada biraz da benim tuzum olsun diye denilenleri paylaşmayı düşündüm.
TYT, yani Temel Yeterlilik Sınavı. Bir deyişle de, Gençlerimizin geleceğine yön verecek önemli bir sınav.
 Haber Ajanslarının bültenlerinde,  15 Haziran Cumartesi günü gerçekleşecek sınavlara ilişkin birçok haber vardı. 15 Haziran, gençlerimiz için belki de hayatlarının dönüm noktası olacak. Zor bir sınava girecekler çünkü.
Hayallini kurdukları meslek sahibi olmak için, eğitim görebilecekleri Üniversitelere adım atabilmek adına uğraş verecekler, daha doğrusu ter dökecekler bu önemli günde. Üstelik şunun şurasında, saatler kaldı o büyük güne.
Uzmanlarından gelen taktiklerin kaleme alındığı bahsedeceğim bu haberi, gençlerimizin geleceğini düşünerek, haliyle ben de çok önemsedim.
Üniversite sınavına günler kala,  Nesibe Aydın’dan geliyordu son taktikler. Kulak vermek gerek o vakit.
 Dilerseniz, önce sayın Nesibe Aydın kim, ondan bahsedeyim. Kendisi, 35 yıllık yayıncılık tecrübesi ve uyguladığı dershane+okul eğitim modeli ile binlerce öğrencinin ulusal ve uluslararası en prestijli üniversitelere yerleşmesini sağlayan bir marka isim. Yani, Nesibe Aydın Okulları. İşte bu okulların  Eğitim Uzmanları, milyonlarca adayın ter dökeceği üniversite sınavına son saatler kala, sınava girecek adaylara önemli tavsiyelerde bulunmuşlar. Gençlerin geleceğine yön verecek bu sınav için edilen sözlerin kıymeti,  kesinlikle çok önemli.
 Bir başlık açılıyordu bahsedeceğim haberde. Deniliyordu ki; “Son Güne Kadar Çalışan Kazanır”
Peki ya, geçekte böyle mi…?
 15 Haziran Cumartesi günü uygulanacak TYT (Temel Yeterlilik Testi) ile 16 Haziran Pazar günü uygulanacak olan AYT’nin (Alan Yeterlilik Testi) akıl yürütme ve bilgi gerektiren sorulara dayandığını belirten uzmanlar, sınav sonuçlarına etki edecek en önemli faktörün, sınavdan önceki son güne kadar çalışmak olduğunu vurguluyorlardı.
 TYT’de (Temel Yeterlilik Testi) belirleyici faktörün, soruları “hızlı ve doğru çözmek” olduğunu hatırlatıyorlardı.
Sonra da;  adayların sınav stratejilerini oluşturmaları ve eksiklerini gidermeleri için son güne kadar “süre tutarak” soru çözmeye devam etmeleri gerektiğinin altını çiziyorlardı.
 AYT’nin (Alan Yeterlilik Testi) ise bilgiyi ölçmeye ve kullanmaya yönelik bir sınav olduğuna dikkat çeken uzmanlar,  adayların sözel konuları sık sık tekrar etmelerinin ve formülleri son güne kadar gözden geçirmelerinin, bilginin kalıcı olarak hafızada yer etmesi için en faydalı yöntem olduğunu savunuyorlardı. Kısacası, son güne kadar çalışmanın faydası, işte bu son anlatımla dile gelendi.
Adaya düşen en büyük görev ise; “ Heyecanı ve Stresi Yönetin” çağrısıyla geliyordu.  
Gençler, asıl sır sizin elinizde yani.  Soğukkanlı olun, heyecanınızı ve stresinizi birebir kendiniz yeniverin.
Uzmanların da savunduğu gibi, başarılı olamama endişesi ve emeklerinin boşa gideceği korkusundan kurtulun. Korkmayın bu sınavdan, sınav sizden korksun.
Diyeceksiniz ki, ‘Söylemesi kolay, gel de sen korkma…?’ Evet, bence de haklısınız. Lakin, uzmanların savunduğu şu;
“Kontrol altına alınan heyecan, sınava odaklanmaya yardımcı oluyormuş. Bitti… Başarının sırrı elinizde yani. ”
Endişelerinizden arınarak, stresi yönetebildiğiniz anda, başarı muhakkakmış. Güvenin bence uzmanların sözlerine.
Bir altı çizilen konu daha vardı, uzmanların dilinden dökülen sözlerde. Deniliyordu ki; “Beslenme ve Uyku Düzenine Dikkat Edin”
Hoş. Gerçi bu dikkat edilmesine dikkat çekilen konu, her vakit geçerli olmalı. Öyle ya, bu denilenler düzenli ise, zaten gerisi yalan.
Heyecan ve stres olgusunun arttığı dönemlerde, yeme alışkanlığı ve uyku düzeninde çeşitli değişimler yaşanmasının normal olduğunu belirten uzmanlara göre,  adayların bu durumla başa çıkabilmeleri için beslenme alışkanlıklarını değiştirmeden, az yağlı ve hafif yiyecekler yemeleri, çözümü ortaya seriyormuş.
Diğer bir değişle, Vücudun biyolojik saatini sınav saatlerine göre ayarlayabilmesi için adayların, an itibariyle tedbirlerini alması yeterliymiş,. Haydi o vakit gençler, denileni uygulayıverin.
 Sınava günler kaldı. Yapılması gereken, bu günden itibaren,  düzenli olarak 23.00-24.00 gibi yatıp, 07.00-07.30 gibi kalkın, biyolojik saatinizi hazır hale getirin.
Bu yöntem sayesinde, yaşanabilecek uyku bozukluklarının da önüne geçilebiliyormuş vesselam.
Uzmanlardan gelen bir anlatım daha vardı. O da;  Adaylar, en büyük heyecanı, sınav sabahında ve sınav esnasında yaşadıkları için, işte yapılması gerekenler…
 "Sınav, sınavdan önce kazanılır.” Gerçeğinden hareketle;
“ Öncelikle bugüne kadar yaptığınız birikimlere ve kendinize güvenin.
 Sınav sabahı, en geç 07.00 - 07.30 da kalkıp, doyurucu ve sağlıklı bir kahvaltı yapın.
Oldu ki, kahvaltı yapamadınız. Asla paniklemeyin; küçük bir sandviç hazırlayıp yolda veya sınav merkezinde afiyetle tüketiverin.  
 Evden çıkmadan önce mutlaka sınava götüreceğiniz evrakların eksiksiz olduğunu bir kez daha kontrol edin. Aslında, bunu, uykudan önce yapmak daha da mantıklı. Sabaha bırakmayın.
Gelelim sınav gününe, saat 09.30’dan itibaren sınav salonlarına alınmaya başlayacağından,  Saat 10.00’da mutlaka sizin için belirlenen sırada oturmuş olmanız da önemli bir ayrıntı.
Saat 10.00’da sınav binasında olsanız dahi, sıranızda hazır olmadığınız halde, sınava alınmayacağınızı unutmayın.
 Sınav süresince, sınav salonundan çıkışınıza izin verilmeyecek, bu da bir diğer hatırlatma.
Bir diğer önemli hatırlatmaya gelince. Sınav salonuna girmeden önce mutlaka kişisel ihtiyaçlarınızı giderin.
 Kitapçıkların dağıtımından itibaren sınav başlayıncaya kadar gözetmenlerin tüm uyarılarını dikkatlice dinleyin ve sınav kitapçığını baştan sona kontrol etmeyi de unutmayın.
 Soruları tam ve dikkatli okuyun. Başarının önündeki en büyük engel dikkatsizliktir. Bunu unutmayın.
Heyecanın doruğa çıktığı bu dönemde en önemli unsur, stres kontrolü. O da sizlerin elinde gençler. Haydin şimdiden başarılar.