.


Çanakkaleli olmak ayrıcalıktır diyen ve ısrarla savunanlardanım. Çanakkalelide bir ruh vardır ki, can çıkar, Çanakkaleli ruhu çıkmaz. Yerinde kalır. Hem de ilelebet…
Bedenin toprak olur, adın yaşar. Tıpkı Çanakkalem gibi. Yeryüzünün hangi noktasında olursa olsun, Çanakkaleli ise yaşayan, Ona her yer her vakit Çanakkale’ dir.
Hele ki ‘artlimmm’ diye seslenebileceği kıymette bir tanıdığa sahipse yaşadığı coğrafyada, yeter artar hayat. 
Bir artlimden, Çanakkale için kaleme aldıklarını okudum sosyal medya turunda. Gel de duygu seline kapılma durumunu an itibariyle yaşatan ifadeler, 90’ ları getirdi bir anda aklıma.
“I come from Canakkale(Dardanelles)” diye başlıyordu Çanakkale için diyeceklerine.
Sonra; “Çanakkaleli olmak: Boğazın kenarında kordonda o içine isleyen soğuk rüzgara rağmen,rüzgarın çocuğu olup, dostlarınla rüzgarın tersine yürümektir  kordonda....” diye başlıyordu efsaneyi anlatmaya.
‘Tuzlu’ kardeşlerin en küçüğü Arzu’ydu bu ifadeleri kaleme alıp, sosyalden paylaşan.
‘Tuzlu’ kardeşler diyorum,  çünkü hem büyük ağabey Ertan, hem de küçük ağabey bizim Muhtar, koskoca Muhtar,  Dom dom da desem hemen tanınır Ali Tuzlu, Çanakkale’ de hayatın olmazsa olmazı tuzudur yani.
Arzu için ne desem az. Çok oldu gideli. Üstelik kalbinin Çanakkale ile dolu bir kısmını, eşsiz diyar Çanakkale’de bırakıp taa İngilterelere gideli.
Çanakkale sevdası, içinde yaşayan Çanakkale Ruhu ile İngiltere’ den  durup durup,  şapka çıkartılacak cümlelerle haykırışı neredeyse buralardan duyuluyor. Öyle ya, sesi gürdür tıpkı ağabeyleri gibi.
Memleketine olan aşkını, dünyaya getirdiği bebeğinde, Troy’ da yaşatıp, dünyanın efsaneleri ile tanıdığı Troya’ yı, belli ki İngiltere yaşayan efsane edecek Arzu, sonra şöyle sözlerle memleket anlatımı yapıyordu. 
 “Yarim götte(şimdikiler orayı bilmez) “ vurgusu yapıp; “Arabanı park edip, yarım kalan sohbetlere karışmaktır...” diyerek.
90’ lar da da meşhurdu, öncesinde de;  Çanakkalelinin yarım göt diye andığı, lokasyon olarak bilincinde noktaladığı o alan. 
Neyse, yaşımızı belli ettik bir kere. İyisi mi, döneyim Arzu’nun sözlerine.
“Sohbetlerin adam gibi ağızdan, kalplerin kalbe hitap ettiği, ama konuşulan her şeyin mühürlendiği akşamlara tanık olmaktır.” İfadesindeki, anlamı çok fakat çok büyük vurgusuna.
 
Ardından da; “Dışarıdan gelen yabancılara kucak açmaktır.
Sabah geç açılan dükkanlara sitem etmemektir.
‘Boşver beya'’ demeyi bilmektir.
Balıkçılara ‘oltana şahit olayım, oltana takılayım, rastgele'  deyip, ortağız, takılan varsa, rakı sofran hazır aretlim, demektir.”  İfadesiyle özet geçiyordu dünün Çanakkale’sini.
Artlimin bir de şu çıkışı geliyordu, anlam yüklü paylaşımında;
 “Çanakkaleliler: Birbirlerine aretlim derler (Ahiretlim) çünkü; Biz, birbirimize karşı aşiyanlığımızı öteki tarafta da sürdürmek isteriz, çünkü biz, Kutsal Toprakların Kutsal Çocuklarıyız…
Bizde ’yanlış olmaz, olmuşsa da yanlışlıkla olmuştur' demeyi bilenlerdeniz.” diyerek…
GELDİM, ÖYLE TON LA DEĞİL, MİLYONLARCA TON’LUK VURGUYA…
Böyle diyorum, çünkü artlimin şu ifadesi, hakikaten dilden dile dolaşmalı, öyle ezberlenmeli ki, genetik olarak nesilden nesle geçmeli.
Bir önceki cümlesinde, Çanakkale anlatımında, ‘Kutsal toprakların, kutsal çocukları’ diyerek, aslında öyle büyük söz etmişti ki artlim Arzu, ben de tekrar etmeden edemeyeceğim.
Kutsal toprakların, kutsal çocuğuna yakışan üslupla geliyordu sonraki sözleri;
 “Hem sert rüzgarını, hem de sert kızlarını sevmektir, Çanakkaleli olmak..
Saat kulesinin önünde durup, zamanı selamsız geçmemek, ama Havranın önünden geçerken de saygıyla geçmektir.
Şehit topraklarının üzerinde oturup, için yana yana, keyfinden değil, minnettarlığından içmektir Çanakkaleli olmak...
Gururunu toprağa emanet etmektir. Bastığın her adımın hakkını vermektir,  ve toprak altındakilerin seni huzurla selamlaması demektir Çanakkaleli olmak..” diye geliyordu artlim Arzu’nun..
Çanakkale su olsa, güneşten kavrulup, ölme noktasına gelsek, eminim ki Çanakkale bitmesin diye, pek çoğumuz ölmeyi tercih ederiz.
Yanlış mıyım…? Yanlışsa da, yanlışlıkla olmuştur.. İyisi mi, ‘boş ver beya.  Çanakkale bitmesin, biz gerekirse susuzluktan tangııırt.’