Gün geçmiyor ki, moral bozan yeni yeni icatlar, konular, insan sağlığına olduğu gibi can dostlarımızın da sağlığını tehlike altına almasın.


Başa gelen çekilir diye bir söz vardır ya, bir çok konuda da başa gelince insan haberdar oluyor. Bu sinir bozan bahsettiklerimden.
Biz insanoğlunu bekleyen bir büyük tehlikeden bahsederek, yani yeni bilgi edindiğim lanet olası Sepsis’ e ilişkin denilenleri aktaracağım da, önce başıma gelen, daha doğrusu can dostuma bulaşan mikroptan, o lanet enfeksiyondan söz edip, tüm hayvan sevenleri de uyarmış olayım istedim.
Ailemizden biri olan ‘Pati’, bu yaz geçen yaz da olduğu gibi, yazlıkta tatil keyfi yaşadı. Gün içinde serbest dolaşımdaydı. Ne olduysa, ara da bir yazlığın müdavimleri ile kavga haline geçtiğinde olmuş. Kediler için geçerli ve insana bulaşmayan bir virüs kapmış. Şimdi, son birkaç gündür ‘Pati’ tedavide.
Ne yazık ki, sokak yaşayanı tüm kedi ve köpekler risk altındalarmış. Kısa bir araştırma yaptım da, rakamlar hayli tedirgin edici. Kediler arasında küçük bir tırmalaşma ile dahi bu virüs can dostunuza geçebiliyor. Adı, FİV…  şöyle de deniliyor;  Kedi Aids’i…
Can dostunuzun ateşi yükseliyor, kusuyor, yemeden içmeden kesiliyor. Hatta ishalinde kan. Bir de kilo kaybı.
Çok şükür, ‘Pati’ de sadece ateş ve biraz da kusma ile fark ettik bulaşan enfeksiyonu. Yapılması gerekenler yapılıyor elbet. Amaç; ‘Pati’ ivedi olarak normal neşesine, yaşamına dönsün.
Tabi bu arada, bahsetmeden geçemeyeceğim en hassas konu teşhisi.
Başımıza gelen durumun hem teşhisinde, hem de tedavisinde Jet hızı ile harekete geçen, ‘Pati’ nin içinde bulunduğu sağlık hali için başvurduğumuz ‘Pet City’  ve ekibinin girdiği Seferberlik için övgüde bulunacak söz bulamıyorum.
Can dostumuz, ailemizin bir ferdi ‘Pati’ nin Doktoru, yani Veteriner hekim Aydın Alkan Kuşçu’ nun çabasına nasıl teşekkür edeceğimizi ailecek bilemiyoruz.
‘Pati’ için, biricik eşim Dr. Şermin’ de, minik prensesim Gülce’ de  tedavi neticesinde bir an önce sağlına kavuşması için dakikaları sayıyoruz. Vakit zor geçiyor vesselam.
Peki ya can dostlarımızın hepsi için ne yapılmalı? Yani, sokakta tüm can dostların risk altında olduklarını düşününce, kahroluyorum. Birileri bir şey neden yapmaz…?
Söylenecek söz çok da, hadi neyse... Kim üstüne alınacak ki…?
 Bir can dostu, aile ferdi yaparken, sokaktan gelecek tehlikeleri araştırmadan bir süreliğine sokakta gezinmesine (gözümüzün önünde)  müsaade etmekle sanırım yanlış yaptığımız için, hatanın bir kısmı da bizde. 
Yani sözün özü, başa gelmeden anlamıyor insan. Çevrede nasıl tehlikelerin can dostlarımızı beklediğini.  Konu bir şekilde havyan sevgisine gelince, sözüm ona poz yapanlar, hatta poz verenler çok can dostlarla.
Konuştuklarında mangalda kül bırakmayanlar, bence bu konuyla ilgili birimlerinin görevlilerini harekete geçirmeli. Haksız mıyım…?
X                                  X                                          X
HAY ADIN BATSIN…
Şimdi geleyim, bu günün  önemli konu başlığına. Uzmanından gelen açıklamaları okunca, bilerek ve de isteyerek şu sözü ettim; ‘ADIN BATSIN…’   
 Ya denileni bizzat duyunca, ya da denileni okuyunca haberdar olduğumuz bir çok illet gibi, ‘Sepsis’ illeti üzerine konuşan uzman isimin dediklerine kulak verince anladım ki, insanoğlunu hedef alan tehlikelerin ardı arkası kesilmiyor.
TANINMAYAN, EN ÖLÜMCÜL HASTALIK “SEPSİS”  diye bahsedilse de bu lanet illetten, gelin tanıyalım istedim.
Ölümcül Sepsis’e ilişkin, yıllardır tanışmışlığımız bulanan Azem ağabey aktarıyor bildiklerini.
Kendisi böyle hitap ettiğim için biliyorum ki, bana darılmaz. Bahsettiğim ağabeyim,  Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı sayın Dr. Azem Ülkü.
Sepsis’ in, vücuttaki herhangi bir enfeksiyona karşı vücudun aşırı derecede ve hayatı tehdit eden reaksiyonundan kaynaklanan, doku hasarına, organ yetmezliğine ve ölümüne yol açabilecek komplikasyon olduğunu söylüyor ve bu konuya ilişkin kulak verilmesi şart bilgileri paylaşıyordu.
Sıkı durum şimdi. Bu dikkat çeken detaya bakın hele; Dünyada milyonlarca kişinin ölümüne yol açmış bu illet. Yeni, Sepsis.
Sepsis  konusunda sağlık çalışanlarında farkındalık oluşturmak ve kamuoyunun bu önemli sağlık sorununa dikkat çekmek amacıyla,  Sağlık Bakanlığı ve Türk Yoğun Bakım Derneği işbirliği ile eğitim seferberliği başlatıldığını da dile getirerek,  Dr. Ülkü’ nün verdiği bilgilere göz atalım.
Ölümcül hastalığa karşı farkındalık oluşturmak üzere Çanakkale Devlet Hastanesi, hekimler ve sağlık çalışanlarına yönelik eğitim sunumunda bulunan Dr. Azem Ülkü, şöyle diyordu;
 “Sepsis (kan zehirlenmesi), bir mikrobun kanda ya da dokularda çoğalması sonucunda ortaya çıkan vücuttaki hasar halini ifade eder.”
Kısa ve öz bu anlatım, elbette ki tıp üstadları için. Açalım dersek konuyu, Sepsis, hayati risk taşıyan bir enfeksiyonmuş.
Yani, yoğun bakım ünitelerinde ölümlerin en önemli sebebi bu illet, adı batası Sepsis’ miş.
Kana bakteri veya toksin karışmasıyla oluşan Sepsis vakalarının sadece yüzde 50'sinde enfeksiyon etkenleri tespit edilebiliyormuş.
Azem ağabeyin, aktardığı diğer bilgilerden de bahsedeyim şu lanet Sepsis’e ilişkin.
Azem ağabey diyor ki; “Sepsis vakalarının yüzde 40'ı akciğer enfeksiyonuyla başlamakla birlikte idrar yolları enfeksiyonu da önemli bir etkendir. Derideki bir yarada mikrop kapma nedeniyle enfeksiyon meydana gelmesi, apsenin patlaması sebebiyle iltihabın kana karışması, boğaz enfeksiyonu ve bağırsak iltihabı nedeniyle de septisemi oluşabilir.
 Diş iltihabı bile Sepsis' e neden olabilir.” 
Bu bence en önemli noktalardan biri. Diş iltihabı…
Bir çoğumuz Diş hekimlerine gitmekten korkarız.  Ne var ki, korkunun ecel’ e faydası yok dedirtecek bir durum karşısında olduğumuzu da unutmayalım istedim.
Konuya ilişkin az daha bilgi vereyim ister misiniz? ‘Ne dediniz duymadım…’
O halde, devam edeyim. Azen ağabey diyor ki; “Tüm dünya ülkeleri için ciddi bir halk sağlığı sorunu olan ve vücudun enfeksiyona karşı geliştirdiği kontrolsüz yanıt ile kendi doku ve organlarına zarar vermeye başlamasıyla ortaya çıkan Sepsis, erken tanı konularak tedavi edilmemesi halinde birçok organda yetmezliğe, şok’a ve yüksek oranda ölüme yol açıyor. 
SEPSİS gelişen hastaların tanı ve tedavi uygulamalarının zamanlaması, tedavinin yeterliliği gibi sebeplere bağlı olarak %15-60’ı yaşamını kaybediyor.
 Dünyada her yıl 30 milyondan fazla insanda gelişiyor ve 6 milyon insanın ölümüne yol açıyor. Hastanelerde gerçekleşen ölümlerin yarısından fazlasının, dünyada 5 yaşına gelmeden her yıl 5 milyon çocuğun ölümüne ve yine her yıl 100 bin annenin hayatını kaybetmesine neden olan Sepsis hastalığı hakkında çok fazla araştırma yapılmamasına karşın, Dünya Sağlık Örgütü bu hastalığı 2017 yılında mercek altına aldı"