Vallahi de olmadı, billahi de olmadı. Benim gibi, Çanakkale kamuoyu da ‘olmadı…!’ görüşünde bilesiniz.

Geçen 9 Eylül’ de, son anda fark edilen ve gereği yapılan unutulmuşluk için gelen açıklamada,  hayli ağır sözlerle mevkidaşı,  genç siyasetçiyi hedef alan AK Partili Genç Başkan Ceyhan gibi, hedefindeki CHP’ li Genç Başkan Akkoca’ da,  benzeri Çanakkale’ de hiç yaşanmamış bir söz Düellosu’ nu başlattı.

‘Hiç yaşanmadı diyorum’ Çünkü, bu güne değin sert söylemlerle geçen bir çok atışmaya tanık olmuşluğumuz var da, ‘Üslubun bu kadar seviyesiz hale gelişine, ben ilk kez tanık oluyorum’

Ve diyorum ki; ‘Ağabeyleri, ablaları başta, siyasetçi büyükleri bu gençlerin kulağını bir çeksin’
Benzeri mahalle kavgalarında, yıllar yıllar önce yaşanmış üslup, an itibariyle ne çağdaş Çanakkale’ ye, ne de Çanakkale’ de yaşayan çağdaş Türk geçliğe yakışmamıştır bilesiniz.

Çağdaşlığı kabul etmiyorsanız ayrı konu da, üstlendiğiniz sorumluluk ve kurumsal olması gereken görev bilinciniz gereği, temsil ettiğiniz İktidar ve Ana muhalefet partilerinin çizgisini de göz önüne alıp, ‘bir konuşurken bin, hat ta milyon kez düşünmek gerektiğini de bence bilmelisiniz.’

Bu günün Türkiye’ sinde, ilk okullu çocuklarımızın dahi bürünmediği hal hareket ve tavır içine girmek ve de bürünmek  nedir Allah aşkına…?
Çanakkale siyasetinde bu güne değin yaşanmamış hali yaratmanın ne siyasete, ne de siyasetçiye bir faydası olmayacağı gibi, kamuoyuna da ortaya çıkan bu halin hiçbir faydası olmayacağını iddia ediyorum.

Karşılıklı iki ayrı siyasi görüşlü gençliği, bir birine düşürmeye zemin hazırlayacağını iddia ettiğim bu söylemlerin, tez zamanda sonlanması gereklidir.

Huzur kenti Çanakkale’ de, huzuru bozmaya kimsenin hakkı olmadığı gibi, huzuru bozacak adım ve girişimlerde bulunanların karşısında Türkiye Cumhuriyeti Devleti kanunlarının var olduğu da unutulmamalıdır.

Gençliğin bir birleri arasında kutuplaşmasına yol açacak söylemlerin, Türkiye’ nin geleceğine ve Milletin birlik ve dirliğine de hiçbir faydası olmadığı tartışmasız bir gerçektir.

Bu gün, Türk demokrasisinin duvara çarptığı tarihin yıl dönümü. Türkiye’ yi o duvara çarptıran nedenlerden biri de, sağ-sol olaylarıydı.  Bu olaylara karışan karşıt görüş ve siyasi düşünceli gençlerin bir birbirlerine namlu doğrultup, tetiğe bastıkları, can aldıkları, kısacası kardeşin kardeşini vurduğu dönemin yaşanmışlıklarıydı.

Siyasetçi  büyüklerimizden, mahallenin amcalarından, mesleki duayenlerimden dinlerdim, 12 Eylül 1980’e Türkiye’ yi getiren nedenleri. 
Bu bahsettiklerim o nedenlerden sadece bazılarıymış kısacası.

Geleceğimizin güvencesi gençliğimizin, seviyesi düşük siyasi söylemlere karşı durması, aksine yüksek seviye siyaset geliştirmesi, ağır itham ve benzetmeleri de, Lügatlarında barındırmaması gerekir.

Bu dediklerim ile ahkam kestiğimi düşündüyseniz, bence kesinlikle yanılıyorsunuz.
İktidar parti, AK Parti’ nin kurumsallığında olduğu gibi, bu sözlerin edilmesini CHP kanadında da onaylayacak siyaset anlayışının olduğunu düşünmüyorum.

Şimdi gelelim Çanakkale siyasetinde bir anda gündem oluşturan, karşılıklı söz Düellosu’ na yol açan söylemlere.
 AK Partili Genç başkan Ceyhan, Cumhuriyet Halk Partisi’ nin ‘Kuruluş’, İzmir’ in ise ‘Kurtuluş’ günü anma töreninde, unutulan Şanlı Bayrak için konuşuyor.

Ceyhan’ ın, ağır sözlerle yüklendiği CHP’ li mevkidaşına yönelik  benzetmeleri,  adeta misliyle karşılık buluyor. Hem de hayli düşük seviyeden itham ve yaşandığı iddia edilenlerle.

AK Parti Gençlik Kolları başkanı Mefail Ceyhan ; “Tetikçiydi, bir ara başkancılık oynadı, yalanlarının içinde boğuldu, şimdi de “sunucuk” oldu ama onu da yapamadı ve her zaman ki gibi yine çuvalladı.”  diye bahsettiği CHP’’ li Gençlik kolları başkanından misliyle yanıt buluyor.
CHP’ li Başkan Mustafa Alptuğ Akkoca; “Şahsıma,  tetikçi, rantçı diyecek kadar alçalan, gaflet ve dalalet içinde, daha önce bu toprakların öz evlatları Roman kardeşlerimize de ‘çingene’ dememiş miydi?” sorusu ile dikkat çekiyor.
Bu kadar olsa denilenler, belki denilecek, ‘Hadi neyse…’

Bu kadarla kalmıyor ki gençler. Bir zaman yaşanıldığı ileri sürülen ve görselleri paylaşılarak anlatılanlar seviyenin geldiği hali adeta özetliyor.
 
‘Kuruluş’ ve ‘Kurtuluş’ günü töreninde unutulan Şanlı bayrak için açıklamada bulunan AK Partili Genç başkan;
“Bugün Çanakkale’de, CHP için yine utanç dolu bir gün yaşandı! Partilerinin kuruluş yıl dönümü için bir çelenk koyacaklardı , onu da beceremediler, yeni bir skandala imza attılar.

Biliyorsunuz CHP’nin; Çanakkale gençliğini temsil ettiğini zanneden, aslen Mersinli olup üniversite için Çanakkale’ye gelmiş rant kapısı görünce CHP’ye yanaşmış, bindirilmiş kıta olan bir başkancığı var. Ara ara abilerinden talimat alıp tetikçilik yapıyor, kendisi onu da beceremediği gibi bugün de sunuculuğa soyundu onu da beceremedi. Sonuç tabi ki fiyasko! “  diyordu.

Ardından da, adı edilmemiş isimlerden bahsedip adeta o isimlerin avukatlığını yapıyordu.
Diyordu ki; “94 yıllık Atatürk'ün emanet ettiği partinin Gençlik Kolları Başkanı, bugün ne kendi partilerinin Belediye Başkanının ismini anons etmeyi becerebildi, ne İstiklal Marşımızı okutmayı, ne de saygı duruşu yaptırmayı!!! Yazık!!.

Acaba bu şahıs bugüne kadar 10 Kasımda da hiç mi törenlere katılmadı? Hiç mi görmedi, duymadı! Hiç mi saygı duruşu yapmadı? Bu nasıl bir iştir anlamadık!

Kürsüye çıkmışsın iki kelimeyi yan yana koyamıyorsun, seni kimse uyarmadı mı napıyorsun sen diye? Tören başladığında önce protokol selamlandı ve son günlerde haksız şekilde CHP Çanakkale teşkilatı tarafından adeta linç girişimine başlanan Kepez Belediye Başkanı atlandı.

Acaba kimden aldığın talimatla bu iş yapıldı ve orada olmasına rağmen Belediye Başkanının adı söylenmedi. Devam etti, çelenk koyma töreni için tekrar protokol davet edildi ve maalesef belediye başkanlarını adeta hiçe sayar şekilde yine çağırmadı! Ta ki orada aklı selim bir partilinin uyarısından sonra ismi söylendi Sayın Kepez Belediye Başkanının. Bu mu sizin parti içi adaletiniz? Bu mu sizin partinizin belediye başkanıza olan nezaketiniz? Tabii dahası da var.”Sunucuk” daha büyük bir skandala daha imza attı. İstiklal marşımız ve Saygı duruşu yapmadan konuşmaya başladı ve yine alanda olan aklı selim bir partili tarafından uyarılarak konuşması kesildi ve İstiklal Marşı hatırlatıldı.”
Meydanda yaşanılanları uzun uzun anlatıyordu AK Partili Genç başkan. İtham bir yanda, küçümseyen sözler diğer yanda.

Bir de; “Atatürk’ün kurduğu partiye bakın! Kendi partisini Belediye Başkanına bile tahammülü yok! Kendi partisinin kuruluş yıl dönümünde bile saygısı yok.”  diye çıkışıyordu.

“ Nerelere gelmişler..Bu mu sizin saygınız, bu mu sizin parti içi adaletiniz, bu mu sizin partinizin belediye başkanına olan nezaketiniz…?” gibi sözler ve haylice uzun devamı.

 Bir de, sanki dün minik öğrenciler  için erken açılan sınıflardan bahsedercesine, “Bugün ilkokula giden bir öğrenci bile şehitlerimize saygı duruşunu unutmaz. İstiklal Marşımızı okumayı unutmaz!!!Eğer sen unutuyorsan bu saygısızlığı yapıyorsan, ilk okula yeniden başla!” diyordu başkan Ceyhan.

Üslubu ayaklar altına alan, seviyeyi alt üst eden  sözler de, CHP’ li Genç başkan Akkoca’  dan geliyordu. Çoğunu satır satır yazması dahi olanaksız ithamlarla gelen sözler, şahsen diyorum; ‘oldukça sinir bozucuydu.’

“KONUŞMA VE HİTABET YETENEĞİMİN ZEKÂTINI SANA VERSEM; HATİP OLURSUN ZÜBÜK, SEN GİT AĞAN GELSİN.” Başlığıyla geliyordu yazılı açıklama.
Devamında; “Cumhuriyet Halk Partisi İl Gençlik Kolları Başkanına; tetikçi, rantçı diyecek kadar alçalan, gaflet ve dalalet içinde, daha önce bu toprakların öz evlatları Roman kardeşlerimize de çingene dememiş miydi? Dün hakkımda yaptığı, böylesine ötekileştiren, hakaretler içeren bir açıklama bizi şaşırtmadı.

İstanbul Fatih doğumlu hayatı kolejlerde ve özel üniversitelerde geçen, baba parasıyla hayatını idame ettiren, bir elinde rabia, bir elinde ‘v…

‘ aklı firarda, kendi hovarda Zübük kardeşimizin, kendi imkânlarıyla çalışarak okuyan ve kendini bu derece geliştiren bir gence iftira atmasına da şaşırmayalım.”   diye geliyordu  sözler.

Buraya kadar dahi, yazımızda yer verip vermeme konusunda tereddüt duyduğum sözler, gelinen noktayı sanırım özetlemeye yetiyor.
Ne iktidar, ne de Ana muhalefet kurmaylarına yakışmayan itham ve iddialarla girilen bu söz Düellosu’ na ilişkin, önce bir Çanakkaleli olarak tepkimi ben dile getirmek istedim.

Kamuoyunun tepkisini dile getirmeye sayfalar yetmeyeceğinden,  varsın kalanını siz düşünün.
 Söz Düellosuz günler dileğiyle, haydin hoşça kalın…